“Atatürk döneminde Valilik yapan CHP il başkanları!” Meselesi Nedir?

Flood'un Yayınlandığı Tarih:24 Kasım 2017 @ 17:21

Bu akşam bu tweetin altında AKP’nin sık dillendirdiği “Atatürk döneminde valilik yapan CHP il başkanları” konusunun perde arkasını anlatmak istiyorum. Bu tweeti paylaşalım, ne kadar çok insana ulaşırsa o kadar iyi.

  • Bazı zamanlar “Atatürk döneminde valilik yapan CHP il başkanları” konusu dillendirilerek Atatürk döneminin “demokratik” olmadığı ima edilir.
  • İktidar, çok defa Atatürk döneminin “anti-demokratik” uygulamaları olduğunu ima ederek “CHP il başkanlarının valilik yaptığı” konusunu gündeme getirir.
  • Bu konu, ister istemez Atatürk dönemi ile ilgili, partinin valileri bile kontrol altına aldığı, diktatoryal bir yönetim izlenimi verir. Hatta bazı kimseler “Atatürk diktatördü, ne var bunda, o dönem için normal” düşüncelerine katılır.
  • Atatürk dönemi partinin valileri bile ele geçirdiği, despotik diktatoryal bir dönem miydi? Bu soruyu yanıtlamadan önce “Atatürk diktatör müydü” sorusunu yanıtlayalım.
  • “Atatürk diktatör müydü” sorusu bizzat Atatürk’e sorulmuştur. Bu soruyu 20 Haziran 1935 tarihinde Amerikalı Kadın Gazeteci Gladis Baker sormuştur. Atatürk’ün cevabı ise;

  • Asıl konuya gelirsek… CHP il başkanlarının valilik yaptığı doğru değil. Doğrusu şu, “Valiler, CHP il başkanlığı yapmıştır” ve ikisi arasında çok önemli bir fark vardır. Şöyle ki, Atatürk bir sabah aniden İzmir’e gitme kararı alıyor.
  • Atatürk ve kafile, akşam İzmir’e varıyor. Naim Palas’a geçiliyor. Vali Kazım Dirik ve il parti müfettişi Muhittin Çarıklı derhal çağrılıyor. Sofra kuruluyor. Sohbet esnasında Atatürk’ün sesi yükseliyor.
  • Atatürk konuşma esnasında parti müfettişi Muhittin Çarıklı’ya “Vali devletin temsilcisidir. Burada ben bile onun kararlarına göre hareket etmek zorundayım. Mesela bana bugün sokağa çıkma dese uymak zorundayım” diye çıkışıyor.
  • Daha sonra Atatürk, umumi katibi Rıza Soyak’ı çağırıp, parti müfettişi Muhittin Çarıklı’nın istifa etmek istediğini, dilekçeyi yazıp imzalatmasını emrediyor. Akabinde odasına çıkıyor.
  • Meğer CHP parti müfettişi Muhittin Çarıklı, vali Kazım Dirik’e baskı yaparak onu tahakkümüne almak istemiş. Kazım Dirik buna direnince, bu kez onu görevden aldırmak için Atatürk’e şikayet etmişler. Atatürk de bu duruma aşırı kızmış. Niye kızdığını Atatürk anlatsın:

  • Atatürk, İttihat ve Terakki döneminde devletin nasıl çözüldüğünü çok yakından gördüğü için, vakti zamanında onların düştüğü hataya düşmekten çok çekindiği için, partinin valilere tahakküm kurmaya çalışmasına çok kızıyor.

  • Kısa süre sonra Atatürk fark ediyor ki, sadece Muhittin Çarıklı değil, CHP genel sekreteri Recep Peker bile, valilere tahakküm kurmaya çalışıyor.
  • Recep Peker, bazı valileri şikayet etmek için bizzat Atatürk’e geliyor. Atatürk de bir gece ansızın şikayet edilen valinin bulunduğu ili ziyarete gidiyor.
  • Atatürk valiyi denetlemek için gece saat 4’te İstanbul’dan yola çıkıp Edirne’ye gidiyor. Gizli şekilde bazı denetlemeler yapıyor. Valinin çok çalışkan olduğu sonucuna varıyor.
  • Bir kaç gün sonra CHP genel sekreteri Recep Peker valileri şikayet için yeniden Atatürk’e gelince, Atatürk dayanamayıp Recep Peker’i güzelce azarlıyor. İki gün sonra, 15 Haziran 1936’da Recep Peker’i CHP genel sekreterliği görevinden kovuyor.
  • Meğer Recep Peker Atatürk’e “Ben parti genel sekreteriyim, bazı şeylere yetkim vardır” deyince, Atatürk de “Ben de o partinin genel başkanıyım” diyerek valilere adeta ÇÖKMEYE çalışan Peker’i görevinden kovmuş.
  • Sadece üç gün sonra, 18 Haziran 1936’da alınan kararlar, CHP genel sekreterliği görevine iç işleri bakanı getirilmiş ve iki görev birleştirilmiş. İllerde ise tüm il başkanları görevlerinden alınmış ve valiler il başkanlığı görevine getirilmiş.
  • Yani… CHP parti teşkilatı, valileri ele geçirmeye çalışmış. Atatürk durumu fark etmiş. CHP genel sekreterini kovmuş. Sonra da valiler il başkanlarına yem olmasın diye, tüm il başkanlarını görevden alıp, valileri o göreve getirmiş. Amaç burada partiyi değil valiyi korumak.
  • Diktatörlüklerde parti bürokrasiden güçlüdür. İl başkanı validen üstündür. Oysa Atatürk bunun tam tersi düşüncededir. Partiyi değil bürokrasiyi korumuştur. Şimdi sormak lazım bugün il başkanı mı güçlüdür yoksa vali mi güçlüdür?
  • İddia ediyorum. Bugün il başkanı validen de güçlüdür hatta o ilin milletvekilinden bile güçlüdür. Peki bugün, valiyi il başkanına karşı koruyan bir düşünce mevcut mudur?
  • Atatürk il başkanlarını vali yaptı sözü kuru bir iftiradır. Atatürk il başkanını vali yapmadı, valiyi il başkanı yaptı. Bunu niye yaptığını da Atatürk’ün bizzat kendisi şöyle açıklıyor, okuyunuz:

  • Hal böyleyken, yıllardır “Atatürk döneminde il başkanları valilik yaptı” yalanı atanlara karşı bir CHP’linin bu konuyu açıklığa kavuşturmamış olması ne üzücü bir durumdur. Atatürk rozeti takmakla Atatürkçü olunmaz. Maalesef acı ama gerçek….

Dipnot… Atatürk’ün “valilere tahakküm etmeye çalıştığı için KOVDUĞU” Recep Peker, İsmet İnönü tarafından BAŞBAKAN yapılmıştır.

Dipnot 2… Atatürk Recep Peker’i kovunca yeni CHP Genel Sekreteri, Atatürk’ün “has adamı” iç işleri bakanı Şükrü Kaya olmuştu. Atatürk öldükten 1 gün sonra, 11 Kasım 1938’de, Şükrü Kaya İsmet İnönü tarafından bakanlıktan alınıyor. Ölene dek başka göreve getirilmiyor.

Yazar; CON SINOV

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x