Flood'un Yayınlandığı Tarih:15 Haziran 2019 @ 05:24
Atatürk dönemine atılan en popüler çamurlardan biri: İslami kanunlar bırakılıp gavurların kanunları alınmış, böylece dinsizlik yapılmış. Büyük bir balon. Bilgisel başlasın.
- Osmanlı İmparatorluğu’nun 1858 yılında kabul ettiği Ceza Kanunu, Fransızların 1810 tarihli Ceza Kanununun uyarlamasıydı. Türkiye ise 1926’da İtalyanların Ceza Kanununu uyarladı.
- Osmanlı’nın 1850 yılında kabul ettiği Kanunname-i Ticaret, yani Ticaret Kanunu da Fransız Ticaret Kanunu’nun çevirisinden ibaretti. O kadar aceleye getirilmişti ki pek çok çeviri hatasıyla doluydu.
- Osmanlı’nın 1879 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu da Fransız kanunlarından alınmıştı. Türkiye ise 1929’da o kanunu bırakıp 1877 tarihli Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununu örnek alarak yeni kanun çıkardı.
- Osmanlı’nın 1880 yılında kabul ettiği Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu da büyük ölçüde 1870 Fransız Usul Kanununa dayanarak hazırlandı. Türkiye ise 1926’da İsviçre usul kanunu uyarladı.
- Medeni kanuna gelirsek.. Bu noktada Batı’dan kanun almak isteyenler olduğu gibi yerli bir kanun yapılmasını savunanlar da oldu. Fransız medeni kanununun tercümesi için bir heyet kuruldu. Fakat sonucunda yerli kanun taraftarları baskın geldi. 1851’de Mecelle hazırlandı.
- 1876 yılında ilan edilen ilk Osmanlı Anayasası olan Kanun-i Esasi de Belçika, Prusya ve Fransa anayasalarından uyarlamak suretiyle hazırlandı.
- Aynı zamanda Osmanlı’da kılık kıyafet inkılabı da yapılmıştır. II. Mahmut geleneksel kıyafetleri çıkarıp Batılı kıyafetleri kabul etmiş hatta giymemekte inat eden askerlere gerekirse sopa vurarak giydirilmesine ilişkin ferman çıkarmıştır.
- Son olarak, Osmanlı döneminde II. Mahmut’tan itibaren devlet marşları kullanıldı. Her padişah, kendi döneminde yeni marş kullanıyordu. Bu marşların tamamı BATI formunda bestelenmiştir.
- II. Abdülhamit’in kullandığı Hamidiye Marşı’nın bestekârı Necip Paşa’dır. Diğer dört padişahın kullandığı marşların tamamının bestekârı yabancıdır.
- Mahmudiye ve Mecidiye marşlarını Guiseppe Donizetti, Aziziye marşını Callisto Guatelli, Reşadiye marşını ise Italo Selvelli bestelemiştir.
- Sonuç olarak Atatürk döneminde İslami yasalar atılıp gâvur yasalar alınmadı. Yasalar zaten yabancı memleketten alınmış yasalardı. İslami yasaları bırakıp gâvur yasalar almayı dinsizlik sayanlar varsa, onlar aslında farkında olmadan Osmanlı’ya sövmektedir. Biline.
- Hukuk nizamında Batılılar bir kaç yüz önceden medenileşmiştir. Haliyle Osmanlı devleti de medeni olan yasaları uyarlayıp kullanmıştır. Bu geleneği Türkiye de devam ettirmiştir. Üstelik Türkiye bu işi daha iyi şekilde yapmış ve başarılı olmuştur. Olan şey bundan ibarettir.
- Atatürk döneminde çıkarılan temel kanunların çoğu, şimdiki iktidar döneminde yenilendi: 2004’te ceza ve icra iflas kanunu. 2011’de hukuk muhakemeleri ve ticaret kanunu. 2005’te ceza muhakemesi kanunu İktidar bu kanunları. Batı hukukuna göre AB’nin istediği şekilde hazırladı.
- Eğer bu meseleyi dinsizlik addedenler varsa, sormak gerekir: Şimdiki iktidar, bu kanunu Batı hukukuna göre ve AB’nin istediği biçimde hazırlayınca dinsiz mi olmuştur?
- Başka bir örnek vereyim: Bugün herkesin dinlediği Mehter Marşları da 1826’da, yani Osmanlı döneminde kaldırılmış ve yasaklanmıştır. Uzun süre kullanılmamıştır. Onun yerine Avrupa bandosu örnek alınarak Muzıka-yi Hümâyun kurulmuştur.
- Mehteri geri getiren İttihat ve Terakki dönemidir. 1914 yılında Mehterhâne-yi Hâkānî kurulduğunda eski mehter marşarını hatırlayan kimse yoktu. Hepsi unutulmuştu. Bu nedenle yeni bir repertuar oluşturulmak zorunda kalınmıştır.
- Şimdi ne diyeceğiz? Osmanlı kıyafetleri attı, batı kıyafetleri getirdi, Mehteri unuttu, bandoyu getirdi, Kanunları attı, gâvur kanunları getirdi, Marşları dahi gâvurlara besteletti, Vay dinsiz Osmanlı vay mı diyeceğiz?
- Biz garp medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.” Atatürk.
- “Bugün artık şu hakikat anlaşılmıştı: Avrupa’ya karşı hürriyetimizi ve istiklalimizi savunabilmek için Avrupa Medeniyetini almamız lazımdır.” Atatürk’ün bu dediği açıktır. Atatürk’ün Batıcılığı “Batı’ya rağmen Batılılaşma” örneğidir.
Bilgisel sona ermiştir. Teşekkürler.
Atatürk dönemi ‘İslam’ın yasaklandığı dönem’ yakıştırması yapanlara yanıt!