Atatürk İlke ve İnkılapları

Flood'un Yayınlandığı Tarih:15 Aralık 2019 @ 13:57

ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNE YÜREKTEN BAĞLIYIZ Değerli Arkadaşlarım, Arkadaşlarımızın istekleri doğrultusunda bilgisel/ flood olarak Büyük Önder Atatürk’ün “İlke ve devrimlerini” anlatıyoruz. Takibinizi bekler, yürekten sevgi ve saygılar sunarım. Atatürk İlkeleri, Atatürk İnkılapları

  • Değerli Arkadaşlarım, Atatürk ilkeleri, Atatürk devrimlerine temel oluşturan ilkelerdir. Bu ilkeler: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık veya devrimcilik. (Atatürk bu iki deyimi de kullanmıştır) olarak belirlenmiştir.
  • Atatürk inkılabında Cumhuriyetçilik ana ilke, esas değerdir. Atatürk’ün temel ilkelerinin başına Cumhuriyetçilik konmuştur. Cumhuriyet, Türk devriminin bütününü temsil eden bir devlet ve hükumet şekli olarak değiştirilemez bir cevherdir.

  • Atatürkçü Düşünce Sistemi, devletimize ruh, şekil ve yön vermesi bakımından, cumhuriyette kendini gösterir; daha doğrusu heybetleşir. Yapıcılık yaratıcılık, bu oluşumda başta gelir, aynı zamanda da, Atatürkçülüğün temel felsefesini oluşturur.
  • Türkiye Cumhuriyeti devleti Türk milletinin yüzyıllar sonra kendi adıyla ve kendisinin yönetmek üzere kurduğu diğer çağdaş uluslar arasında onurlu bir millet olarak yer aldığı en yüksek varlığımızdır. Cumhuriyet’i yaşatmanın her yurttaşın ödevi olduğuna inanıyoruz.
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasa’da ifadesini bulduğu şekliyle, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmak gibi değişmez niteliklere sahiptir. Bu nitelikler ile özdeşleşmiş olan Türkiye Cumhuriyeti, kısa zamanda her alanda büyük gelişme göstermiştir.
  • Türkiye Cumhuriyeti, sınıf egemenliğine dayanan bir halk cumhuriyeti olmadığı gibi, meşruti, monarşik veya teokratik bir Cumhuriyet de değildir. Temeli,Türk varlığı ve Türk Milli Kültürü olan, Kurucusu Türk milletini korumayı esas almış bir yönetim biçimidir.

  • Anayasamızın değişmesinin teklif daha edilemeyecek ilk 4 maddesi Türk milletini,Türk varlığını korumaya yöneliktir. “Çözüm süreci” vd adlar altında Cumhuriyetimizin kuruluş ve felsefesine, Atatürk’ün ilke ve inkılâplarına tamamıyla aykırı taleplerde bulunulması anayasal suçtur.

  • Türkiye cumhuriyeti Türk Milletinin bin iki yüz yıl sonra “Türk” adıyla kurduğu ikinci devlettir. Türk Cumhuriyeti Batı’ya karşı şerefli bir duruşun neticesinde kurulmuş emperyalizmi 100 yıl geriye atmıştır. Cumhuriyeti yıkma heveslilerine asla müsaade etmeyiz!
  • Devleti ufalama,etkisizleştirme ve egemenliği paylaştırma, rejimi tanınmaz hale getirme,hiçbir ciddi devlette demokratik bir hak değildir.Hele Türkiye Cumhuriyeti gibi her karışı şehit kanıyla sulanmış bir milletin devletinin bu kadar kolay ele geçirilmesine asla müsaade etmeyiz!
  • Cumhuriyetin temeli Türk varlığı olduğu halde “Türk” olmayı savunmak ülkeyi yönetenlerce “Irkçılık, gericilik” olarak kabul edilmektedir. Büyük Önder’in “Milletleşme – Türk olmak” prensibi göz ardı edilerek, Türk Gözüyle Türk tarihini yazanlar bile “Irkçılık”la itham edilmiştir!

  • Türk Milletinin asli unsuru Türklere karşı “Irkçı” iftirası atarak kindar bir şekilde Cumhuriyet düşmanlığı yapılmasının sebebi 11 Kasım 1938’den bu yana Türk milleti aleyhine,İngiltere-ABD- İsrail- Uluslararası şirketler vd ile işbirliği halinde ki faaliyetlerin neticesidir.
  • Türkiye Cumhuriyeti şanlı bir miras üzerine kurulmuştur. Bazılarının zannettiği gibi Türk Milleti cumhuriyetle oluşmuş değildir. Türk vatanı 10.000 yıllık Türk beşiğidir son geliş tarihimiz 1071’dir, her metrekaresi kanla ve kılıçla alınmıştır; bu topraklar böyle vatan olmuştur.
  • Değerli Arkadaşlarım, Batının Türkleri Anadolu’dan atma planları, Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte kesintiye uğramıştı. Ancak “Türksüz Anadolu” hayali, Cumhuriyet düşmanlığı,Türk düşmanlığı, İslamcılık, Osmanlıcılık şeklinde devam ediyor.
  • Türkiye’nin Asuri’sinden Laz’ına, Çerkez’inden Kürdüne pek çok etnik unsur tarafından oluştuğu yalanları bazı kitapların ana temasını oluştururken siyasi zafar konuşmaları bile Türk milletini etnik unsur bölücülüğüne indirmek şeklinde sürmektedir. Bunları asla kabul edemeyiz!

  • Tarihin çeşitli dönemlerinde Türk ırkına, Türk kültür ve medeniyetine ait kavim, devlet veya kültürler Avrupalılara. Kürtlere, Araplara, Farslara malediliyor. Türk tarihi Hunlardan bu yana kesintiler halinde anlatılıyor oda bir yakıp yıkma mecrasına irca ediliyor.

  • Türkiye’de ki PKK ve İslamcı terörün asıl kaynağı “Türk” ve “Türkçe” düşmanlığından kaynaklanmakta, Türkiye Cumhuriyetini, “Türk Cumhuriyeti” yapan Türk’e dayalı tüm değerler ortadan kaldırılmakta, Türk kimliği planlı şekilde etkisizleştirilmektedir. Bunları kabul edemeyiz!
  • Türkiye sanki halklardan ibaretmiş gibi Türk kimliği etnik unsur bölücülüğüne indirilmekte, Türk Cumhuriyeti; “Kimliksiz”-“Milli Kimlikten yoksun” bir devlet haline getirilmek istenmektedir. Bu ihanet batının planlarına uygun olarak siyasiler tarafından yürütülmektedir .

  • Etnik fitne ve taassuba yol verilmektedir. Hak ve özgürlükler herkes için değil; mezhep ve etnikliğe göre yeniden planlanmış durumdadır. Etniklik iç politikanın merkezi yapılmış, “eşit vatandaşlık, adalet ve kardeşlik” adı altında aidiyet duygusu tahrip edilmektedir.
  • Anadolu Coğrafyasında binlerce yıldır dağa taşa “Türk Damgası” gibi vurulan adlarımız değiştirilmekte, Tunceli isyanının elebaşısı seyit rıza gibi hainler, milli mücadele ile kavgalı, yabancılarla iş birliği yapmış bütün isyancılar ve alçaklar kahraman ilan edilmektedir.

  • Milletimiz sistemli ve çok yoğun bir propaganda ile karşı karşıyadır. Tüm algılar değiştirilmekte mağlubiyetler dahi zafer gibi gösterilmekte, tüm olaylar tersinden yorumlanarak milletimize anlatılmaktadır.
  • Tıpkı Mondros mütarekesi öncesinde olduğu gibi milletimize yönelik olarak devam eden ve sonu soykırımla bitecek ihanetler bir çare, bir kurtuluş gibi anlatılmakta sürekli yeni şartlar oluşturularak toplumlar hem siyasi hem de kültürel yönden o yeni şartlara uymaya zorlanmaktadır.
  • Her gün yeni yeni siyasi ve ekonomik bunalımlar yaşatılmakta, algı yönetimi ile yenilgi ve hezimet başarı olarak gösterilmektedir. Sürekli biçimde yaşatılan dengesiz ortamın toplumun kendi kaderlerini tayin etmesi çok güç bir hale gelene kadar devam ettirileceği görülmektedir!
  • İbni Haldun,”bir milletin sürekli eziyet ve şiddete katlanmak zorunda kalmasının bu milletin Milli duygularını kaybetmesine sebep olduğunu ezilen ve şiddete maruz kalan toplumlarda hareketsizlik ve tembelliğin zuhur ettiğini özgüven duygusunun kaybedildiğini” söyler!
  • Tüm bu olumsuzluklara rağmen çığ gibi gelen Türk gençliği en büyük umudumuzdur. Gençlerimiz, Atatürk’ü anlayabildikleri ve O’nun düşünce sistemini bütün boyutlarıyla kavrayabildikleri ölçüde, cumhuriyet düşmanlarını bertaraf edecek azim ve iradeyi kendilerinde bulacaklardır.

  • Türk gençliği, Türk hayatına, Türk istiklaline kasteden Mondros ve Sevr’in ağır hükümlerini asla unutmamalıdır. Cumhuriyetimiz, Atatürk’le arkadaşlarının önderliğinde, Türk milletinin büyük çaba ve fedakârlıklarıyla kurulmuştur.Onu yükseltecek ve devam ettirecek Türk Gençliğidir.
  • Cumhuriyeti Türkler ve kendilerini Türk olarak hissedenler, Batı sömürgeciliğine karşı kader birliği yapanlar kurdu. Osmanlıdan çok farklı ve oldukça homojen bir yapıya Cumhuriyet ile geçiş; küçük bir azınlığın çoğunluğa hükmetmesi ve kimlik dayatması değildir.

  • Zaten çöken bir İmparatorluktan -daha doğrusu devletten- milli devlete geçiş milletleşme sürecini hızlandırmış, asıl kurucu millete dönüş olmuştur. Aksini düşünenler zaten Kurtuluş savaşı öncesinde Türk Milletine ihanet etmiş Cumhuriyetin siyasi coğrafyasını terk etmişlerdi.
  • Cumhuriyetin asıl zaafı, Türklere ve Türk milli kimliğine karşı saygısız hareket edilmesine göz yumulmasıdır. Bırakın kimlik dayatmasını, adeta kimliksizleştirme ağır basmış,Atatürk sonrası dönemde en çok Türk Milliyetçileri baskı ve zulüm görmüştür.
  • Dünya siyasi ortamına göre güçlenen Sovyetler Birliği’nin rejimine daha sonra Amerika ve Avrupa’ya hoş görünmek için çelişkili uygulamalar yapılmış ve Türk Milliyetçileri hedef alınmış, Türklük şuurunun zayıflatılması için Her türlü “izm”ler ve “İslamcılık” desteklenmiştir.
  • Acaba bazılarına eski topraklarımızın, Osmanlı siyasi coğrafyasının tekrar geri verilmesi sözü mü verilmişti de; biz bilemiyorduk? Suriye Batağına girilirken “Hocam biz Turan’a gidiyoruz. Osmanlıyı kuracağız” diye bize cevap veriyorlardı! Bizde “Cehenneme gidiyorsunuz”diyorduk!
  • Devleti idare edenler Somali için Gazze için ağlıyor, Bilmem neredeki Afrika ülkesi için milletin parası ile cami yapılıyor Doğu Türkistan zulmü için kimsenin kılı bile kıpırdamıyor, Cumhuriyet sevgileri, veya Cumhuriyete saygıları yok milliyetçilik ise ayaklar altında!

  • Tank palet fabrikası 50 milyon’a satılıyor, aç ve yoksul hale gelmiş Milletin500 trilyonu beş kuruş etmeyecek bir simit şirketine peşkeş çekiliyor! Bu devletin Türk devleti, bu vatanın Türk vatanı olduğunu, nasıl kurulduğunu unutan insanlar her kötülüğü, her soysuzluğu yaparlar.

  • Bu gün İslamcıyım diyen, Müslümanlığı “bir lokma bir hırka”yerine ” En az Bir jeep bir villa” olarak gören ve yaşayan Cumhuriyet düşmanları için, Müslümanlığın ahlak ilkeleri veya insanlığın tüm değerleri önemini yitirmiş görünmektedir.

  • Halbuki İslam dünyası en az bin yıldır Türk sayesinde yükselmiş ve varlığını korumuştur. Müslüman olduğunu ileri süren, her şeyi din adına yapan insanlar ve gruplar hiç olmazsa bunu hatırlamalı ve Türk’ün önünde baş eğmelidir.
  • Cumhuriyetçilik bahsimizi Büyük Önder’in deyişiyle bitirelim. “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare; Cumhuriyet idaresidir.” “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

Yazar; TANERUNAL

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x