Flood'un Yayınlandığı Tarih:23 Nisan 2020 @ 00:29
Hrant Dink cinayetinin işlendiği gün, Trabzon JİTEM görevlileriyle cinayet öncesi ve sonrası telefon görüşmesi yapan İstanbul JİTEM personeli Şeref Ateş bir cinayetle ortadan kaldırıldı. İşte baştan sona Hrant Dink cinayetinde yaşananlar!
- Dink cinayeti tıpkı daha önce “MGK kararı” denerek binlerce kişiyi öldürdükleri gibi baştan sona “gölge hükümet” denen MGK’nın ve devlet içinde kümelenen illegal yapıların örtülü bir operasyonudur. Bir el azmettiricileri unutturup tetikçileri tartıştırmak istiyor.
- Türkiye de her ne kadar demokrasi varmış gibi görünsede esas güç ‘Milli Güvenlik Kurulu ve bu kurula bağlı çalışan legal illegal unsurlarda olmuştur. Siyaset, medya ve iş dünyasına kadar her alanda bu güçler söz sahibi olmuş iç ve dış düşmanlar üretilmiştir.
- MGK denen bu yapı seçilmiş hükümetleri denetleyen, hükümetlere tavsiye (emir) veren, bazen de hükümetlere balans ayarı yapan “hükümet üzeri” pozisyondaydı. Bugünler için yetiştirilen Bahçeli’nin her kritik olay öncesi MGK üyeleriyle görüşmesi Ankara’da herkesin bildiği bir sır.
- MGK CİNAYETLERİ NASIL UYGULANIYOR? Öncelikle MGK kararı alır, duruma uygun planlar yapılır, tehdite/hedefe karşı algı çalışmaları yapılır, medya desteği sağlanır, cinayet işlenir, iz kaybedilir, deliller karartılır, cinayet başka gruplara yıkılır. İşte olayın ilk başlangıcı.
- AKP 2002’de iktidar olunca MGK yeni iç tehdit’ olarak ‘misyonerlik ve azınlıkları’ belirledi. MGK Genel Sekreterliği ‘misyonerlik’ konulu toplantılar yapmaya başlamıştı. Zira AB hedefi olan bir ülkede azınlıkların öldürülmesi AB hedefini baltalamak için en iyi yöntemdi.
- Ergenekon sanığı Levent Göktaş’ta ele geçen “kafes eylem planı’ nda” şöyle yazıyordu: “Gayrimüslimlerin can ve mal güvenliklerini sorgulanır hale getirerek AKP hükümetinin zor durumda bırakılması sağlanacak” Dediklerini bizzat uygulamaya koydular.
- Hukuksuzluktan beslenen bu yapı AB, demokrasi ve hukuku istemiyordu. Faili meçhullerin, JİTEM’in hesabının sorulması onların sonu olabilirdi. Çünkü bu yapılar hukuk olmayan bir ligte mücadele etmeyi istiyor bu nedenle AB düşmanlığı yapıyorlardı.
- Bu belgenin eklerinde MGK bütün kurumlara “gölge hükümet” tanımlamasına uygun yasa değişikliklerini ‘talimat gibi’ tavsiyelerle bildiriyordu. Belgede Bayındırlık, MEB, Adalet ve İçişlerine kadar kurumların misyonerlik konusunda yerine getirmeleri gereken adımlar sayılıyordu.
- MGK talimatı ile azınlıklar konusunu pişirmeye başladı. Konuyla alakasız, Sinan Aygün’ün başkanlığımdaki Ankara Ticaret Odası (ATO) bile misyonerlik raporu yayınlamıştı. İlginç olan şey ise bu raporun ‘GİZLİ’ ibareli bir askeri istihbarat raporu ile birebir aynı olmasıydı.
- MGK emriyle bütün kurumlar rapor hazırlıyor, Taksim ve Kızılay Meydanları’nda İncil dağıtılıyordu. Bu kişilere verilen tepkiler “İncil dağıtanlara vatandaşın tepkisi” şeklinde haberleştiriliyordu. MGK talimatıyla ‘Misyonerlik’ tartışmaları artık gündemin ilk sırasındaydı.
- Medya misyonerlik konusunu işliyor, proje gazeteciler ülkenin tek derdi bu konuymuş gibi TV’lerde ısrarla bu konuyu tartışıyordu. Dağıtılan incillerin jandarmanın Ankara gölbaşındaki matbaasında basıldığı çok sonra ortaya çıkacaktı.!
- MGK bu belgesinde 2000 yılına ait misyoner sayısını veriyor. İfade aynen şöyle: “2000 yılı itibariyle Türkiye’de 45’i yabancı, 9’u da Türk olmak üzere 54 misyonerin faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.” deniyordu Bir yandanda seminerler hız kazanmıştı
- MGK talimatı sonrası Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, MHP İstanbul İl Başkanlığı, İşçi Partisi, Noel Baba Vakfı seminer faaliyetlerini hızlandırmıştı. Veli Küçük’e yakın isim Sevgi Erenerol 2006 yılında Genelkurmay Karargâhı’nda Misyonerlik konferansı bile vermişti.
- Agos Gazetesi ve Hrant Dink’in öldürülmeden 5 yıl önce Genelkurmay Psikolojik Harp Tabur Komutanlığı’nca “fişlendiği” belgelenmişti. İşte Psikolojik Harp Tabur Komutanlığı’nca hazırlanan raporun ilk sayfası.
- 6 şubat 2004’te Agos Gazetesi , Gaziantepli Hripsime Gazalyan’a dayanılarak, Sabiha Gökçen’in, 1915 olayları sonrasında evlat edinilen Ermeni çocuklarından biri olduğu yazdı. Tehditler peşpeşe gelmeye başladı ve düğmeye basıldı..
- Hedef gösterme başlıyor.. Agos’un haberinden tam 15 gün sonra gelen talimat üzerine Hürriyet bu haberi manşetine taşıdı. Genel kurmay habere sert tepki gösterdi. Hürriyet, Sabah, Akşam ve Cumhuriyet gazeteleri Genelkurmay’ın tepkisini savunarak Dink’i hedef gösterdiler.
- Genelkurmay açıklamasından iki gün sonra, 24 Şubat 2004 günü, Hrant Dink İstanbul Valiliği’ne çağırıldı. Vali yardımcısı Ergun Güngör’ün odasında MİT İstanbul bölge başkan yardımcısı Aziz yılmaz tarafından tehdit edilecekti!
- MGK uzantılı yazar ve gazeteler Hrant’ı hedef göstermeye devam ediyordu. Mehmet Soykan adlı yurttaşın şikâyet dilekçesini değerlendiren Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nın, Hrant’ın bir yazısından ötürü, “Türklüğü aşağılama” suçlamasıyla 301’den dava açtı.
- Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz’in öncülük ettiği Büyük Hukukçular Derneği yeni bir şikâyet kampanyası organize etti. Tek tip dilekçelerle yine savcılığa başvurdular. Duruşmalarda Hrant’a “HAİN” diye bağırıyorlardı.
- “Hrant uslanmadı” , “Ya sev ya terk et’” Ortadoğu. Gazeteler bu manşetleri atarken K. Kerinçsiz, Veli Küçük, Sevgi Erenerol ve Oktay Yıldırım (Vatan Partisi) mahkemeye giderek Hrant’ı tehdit ediyordu.
- Mehmet Perinçek ve MHP İstanbul il başkanı levent temiz Agos Gazetesi etrafında “Kızılelma” yürüyüşleri yapıyordu. Agos önünden geçerken tahrik edici sloganlar atılıyordu.
- Milliyetçi ve heyecanlı bir yapısı olan Trabzon pilot il seçildi. F tipi cezaevi olmayan Trabzon’da TAYAD basın açıklaması yapmaya kalkıyor. MGK’ya yakın isim Haydar Baş’ın yerel haber kanalının “Trabzon’un göbeğinde PKK bayrak yakıyor!” söylentisi insanları sokağa dökecekti.
https://www.youtube.com/watch?v=0i6ITCNgE2k
- Trabzon ısıtılırken 2. Olay patlak verdi. Terör olayı yaşanmayan ilde Ağrılılar Kahvehanesi’ne 19 Ocak günü el bombası atıldı. Kriminal raporda bombaların Hasdal kışlasına ait olduğu yazılıydı! Haydar Baş medyası bu haberi ısıtıp ısıtıp veriyordu.
- İl il dolaşarak “Türkiye’de 40 bin kilise ev var” diyerek misyonerlik faaliyetleri aleyhine konferanslar veren İlker Çınar’ın kara kuvvetlerinde uzman çavuş olduğu sonralar ortaya çıkacaktı. Aynı ilker Çınar Malatya zirve Yayınevi cinayeti zanlısı E. G ile buluşmaları mecvuttu!
- Trabzon ısıtılmaya devam ediyordu. Giresun jandarma komutanı veli Küçük’e yakınlığı ile bilinen Karadeniz Gazetesi Yayın Yönetmeni Osman Diyadin ‘Bunlar masum ha’ başlıklı yazısında Hrant Dink’i ‘şerefsizlik’ ve ‘alçaklıkla’ suçlayacaktı.
- O tarihe kadar pasif durumda olan Türk Ocağı Trabzon Şubesi’nin de hareketlenmişti. O dönem kamuoyunda aktif olan tüm ulusalcı isimler sırasıyla Türk Ocağı’nda konferanslar verdiler. Karadeniz Gazetesi ise pontusculuk aleyhine yazılarını artırmıştı.
- Trabzon’da cinayet öncesi Türk Ocağı ve “Trabzon ve Çevresi 1. Dünya Harbi’nde Ermeni Çetecilerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği” gibi oluşumlar Hrant Dink cinayeti öncesi aktif hale getirilerek misyonerlik karşıtı toplantılara başladı. Toplantılar meyve vermeye başladı!!
- Trabzon Santa Maria Kilisesi Papazı Santoro 5 Şubat 2006’da öldürüldü. Santoro öldürülmeden önce ayinlere sürekli giden jandarma istihbaratınca “misyoner” olarak fişlendiği ortaya çıkmıştı. Katil zanlısı Oğuzhan Akdin isimli bir gençti ve 15 yaşındaydı!!
- Eski özel harpçi Abdullah Ağar ve 8 asker arkadaşı özel harp faaliyetlerini kurum dışından yürütmek için Haydar Baş’ın partisinde göreve başladı. A. Ağar BTP Genel Başkan Yardımcısı ve Meltem TV Genel Müdürü oldu. Haydar Baş medyası yoğun misyonerlik karşıtı yayınlara başlamıştı
- Tam bu esnada Trabzon merkezli Haydar Baş ve 3 yerel TV kanalı devreye girmiş misyonerlik aleyhinde programlar start almıştı. Dinin elden gittiğini’ söyleyen Baş, Türkiye’yi il il dolaşıp misyonerlik karşıtı konferanslar veriyordu.
- Haydar Baş’ın Yeni Mesaj gazetesi ve Meltem TV. Özellikle 2004 ve 2005 yılı gündemleri bu konuya kilitlenmişti. Trabzon’da kiliselerin yoğun faaliyette oldukları ve gençleri yatılı eğitime aldıkları vurgusu yapılıyordu.
- @fatihaltayli 24 Nisan 2007 de yazdığı ‘tesadüf’ başlıklı yazısında Zirve Cinayeti’nden bir hafta önce Baş’ın Malatya’da misyonerlik konferansı vermesine dikkat çekmişti. Hürriyet’ten Nur Batur ise Rahip Santoro’yu öldüren katil zanlısının Baş’tan etkilendiğini yazacaktı!
- MGK uzantılı STK’lar Hrant aleyhine seminerler yaparak onu hedef gösteriyordu. Bursa’dan Ahmet Demir’in mektubu: “Açık ilandır: Hrant Dink,oğlunu,seni ve Sarkis Seropyan’ı bir daha hiç konuşamamak üzere susturacağız!! Hrant savcılığa şikayette bulundu ama yine koruma verilmedi!
- Aralık 2006’daki duruşmada mahkeme önüne gelip “Hrant Dink, Taşnak, Hınçak ve Asala seninle gurur duyuyor” pankartı açan ‘Ülkücü-İşçi Partili’ protestocuları oraya gönderen akıl cinayeti kimin işlediğini anlatıyordu zaten! Fotoğraf : Mehmet Perinçek ve Levent Temiz.
- Genelkurmay’da görevli İstihbaratçı Binbaşı Erbay Çolakoğlu Trabzon’a gayrı resmi olarak görevlendirildi. Binbaşı Çolakoğlu hem yapılan propagandayı hemde tetikçileri yönlendiren jandarma personelini koordine etti. Cinayet startı verildi.
- Binbaşı Çolakoğlu koordinesinde Trabzon Jandarma istihbaratın muhabirleri tek tek ele alındı. Jandarma İstihbarat Pelitli’de muhabirimiz çok fazla denince Trabzon/Pelitli’ye odaklanıldı. Çünkü Jandarma bölgesi olan Pelitli’de hareket etmek daha kolaydı.
- Dink cinayeti sonrası bilgilerin ortaya çıkmasını istemeyen jandarma Pelitli’de şu anonsu yaptıracaktı ” Beldemiz asayişi jandarma sorumluluğunda olması nedeniyle yanında resmi kıyafeti olmayan kişiler haricinde hiç kimseye bilgi verilmemesi önemle duyurulur.” tuhaf değil mi?
- Jandarmanın Pelitli’de ki elemanı Yasin Hayal Başbakan Erdoğan 16 Ağustos 2004’te Trabzon’a giderken Havaalanına bomba koydum diyen kişiydi. Jandarma Yasin Hayal’i yakaladı ama ilginç bir şey yaptı; bu ihbarı Hayal’in GBT’sine (genel bilgi tarama) girmedi ve hayal korundu!
- Yasin Hayal bu olaydan 2 gün sonra Sarp Sınır Kapısı’ndan geçerek Çeçenistan’a gitti ve 27 Ağustos’ta geri döndü. Çeçenistan’a kimin referansıyla gittiği ve kimlerle buluştuğu, neler konuştuğu tür talimatlar aldığı şimdilik sır!!
- Jandarma elemanı Yasin Hayal Çeçenistan’dan döndükten iki ay sonra (24 Ekim) Trabzon Atatürk Meydanı’nda bulunan McDonalds’a bomba attı. Bir çok kişi yaralandı..
- Yasin Hayal Ankara’da askerlik yaparken sık sık Gölbaşı’ndaki Oğulbey Özel Kuvvetler Komutanlığına gidiyordu! Asker iznindeyken kiliseye giderek papazı sormuş onu bulamayınca kilise de ibadet eden başka bir Hristiyan vatandaşını darp etmişti.
- Asker olan kişi izinde adli bir olaya karışıyor ama hakkında hiçbir işkem yapılıyordu. Bir el onu koruyordu. Yasin Hayal Mc Donalds’ı bombaladıktan sonra Pelitli MHP binasında çaycılık yapacaktı.. Peki MHP buna nasıl izin verdi?
- Yasin Hayal’in babası Bahattin Hayal Mc Donalds’ın bombalanması sonrası mahkeme heyetine “oğlumu serbest bırakmayın, oğlumun askerde beyni yıkandı, ilaçlar almaya başladı. Oğlumu serbest bırakmayın, tedavi olsun ” diyecekti.
- Yasin Hayal Ogün Samast’a Dink’i öldürmeden önce içmesi için iki hap vermişti. O haplar sayesinde cesaretini toplayacağını, sonrasında da hiçbir şeyi hatırlamayacağını biliyordu. (Aynı haplar Danıştay cinayeti zanlısı Alparslan Aslan’a da verilmişti)
- Asker dönüşü Alperen ocaklarına giden Hayal Erhan Tuncel ile tanışıyor. Erhan Tuncel Yasin Hayal ‘e “ Senle ilgili olumlu referans aldım, seninle birlikte vatan millet uğruna güzel işler yapabiliriz” diyecekti. Acaba Erhan’ a Yasin’den kim bahsetmişti?
- Yaşı küçük olan Ogün Samast ekibe Jandarma istihbaratın kontrolünde katıldı. Erhan Tuncel ve Yasin Hayal Ogün’ün bu cinayeti işleyip işleyemeyeceğini defalarca konuştular. Yasin Hayal 9 ay boyunca Ogün Samast’ı ikna etmeye çalıştı ve sonunda başardı. Tetikçi hazırdı.
- Ogün Samast “Yasin abi bana “ Bir Ermeni var…” dedi, ismini söyledi. İnternet kafede resimlerini çıkarttı. Türklere küfrettiğini söyledi, bana “bu işi sen yapacaksın” dedi. Bana Hrant DİNK’in resimlerini gösterdi, sonra beni atış talimi yapmaya götürdü” diyecekti.
- Hrant Dink’i öldürme planı yapılan Erhan Tuncel’in evine jandarma istihbarat ast subayıda sık sık gidiyordu! İstanbul’u bilmeyen Ogün Samasta yardım edileceği söylendi!! JİTEM görevlileri cinayeti biliyor, engellemek yerine yönlendiriyordu!
- Yasin Hayal’in de halasının kocası Coşkun İğci: “Yasin’e bu gazeteci olayı nedir” dedim. Bana “abi o adamı ben vuracağım. 300 TL var onunla silah alacağım” dedi. “Bende bunu JİTEM görevlilerine aktardım. Onlar bana “yasin bizim kontrolümüzde” dediler.
- Coşkun İğci devam ediyor: “Cinayet sonrası 3 JİTEM görevlisi geldi. Bu olaylar kendi aramızda kalacak. Mezara kadar gidecek, sır olacak, bunu herhangi birine anlattığın zaman senin için iyi olmaz. Polis seni alırsa konuşmayacaksın, bu senin can güvenliğin için iyi olur” dedi.
- Genel kurmay koordinesinde ki Trabzon Jandarma istihbarat koordinesinde yapılıyor herşey. Çünkü silah arayan, cinayeti işlemeyi kafaya koymuş ve hatta hedefle ilgili lojistik çalışma yapmış bir kişi ile ilgili çalışma yapmaya bile gerek duymuyorlar.
- JİTEM görevlileri anlatıyor : Toplantıda İstihbarat Şube Müdürümüz Metin YILDIZ bu konuyu açtı, Yasin Hayal’in alay Komutanımız Ali ÖZ bu konuyu daha sonra özel görüşelim dedi ve o an için konu kapandı. Kimdi bu Ali Öz?
- Dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz cinayet ihbarını gizleyen isim. Ulucanlar cezaevi olaylarında yer almış birisi. Derin devlet ürünü olan Ahmet Taner Kışlalı cinayetinde olay yerine ilk giden jandarma görevlisi Ali Öz! (Veli Küçük’ün yanında esas duruşta)
- Erhan Tuncel 2006 yılında yalan söylediği için polis muhbirliğinden çıkarılıyor. Tuncay Uzundal’ın evine taşınmayla birlikte Erhan Tuncel’in polis ilişkileri zayıflıyor. Jandarma istihbarat personeli Astsubay Satılmış Şahin ile bu evde buluşmaya başlıyor.
- İstanbul’u bilmeyen Ogün Samast’a kim yardım etti? Trabzon jandarmasından Astsubay Satılmış Şahin Trabzon’dan otobüsle yola çıkıyor. Astsubay Şahin 18 Ocak’ta Bayrampaşa’da. Ogün Samast’ın kaldığı eve yürüme mesafesinde konaklıyor!!
- Astsubay Şahin, Ogün Samast’ı İstanbul jandarma istihbarat personelleri ile tanıştırıyor. Dün cinayete kurban giden Şeref Ateşin bu isimlerden birisi olduğu iddia edildi. Astsubay Şahin ise işini bitirip Trabzon’a geri dönüyor! Cinayet sonrası da ismini değiştiriyor!!!
- Veli Küçük ve ekibi Şişli’de ki mahkemeye geliyor, mahkeme çıkışında protestolar yapılıyor, Dink’e sayısız tehdit geliyordu. MİT Dink’i tehdit ediyor, jandarma tetikçileri koruyordu. Sedat Peker’e bile koruma veren devlet Hrant Dink’e koruma vermiyordu!! Tuhaf değil mi?
- Trabzon Emniyet İstanbul’a haber veriyor lakin İstanbul gereğini yapmıyor. Trabzon Jandarma ise cinayet sonrası eski tarihli tutanak hazırlıyor. MİT Hrant’ı tehdit ediyor ama ona koruma kararı verilsinde demiyor! Herkes bu olaya göz yumuyor ve cinayet işleniyor!
- Hrant Dink cinayeti işlendiği esnada Trabzon Emniyet istihbaratın başındaki Engin Dinç İse terfi ettirilerek İstihbarat daire başkanı yapıldı. Erhan Tuncel’in bağlı olduğu polis memuru M. Zenit ise Engin Dinç’in özel kalem müdürü oldu!
- Dönemin İstanbul TEM müdürü olan ve olay yerindeki JİTEM personeline ait görüntüleri sildirdiği iddia edilen, AKP’nin istediği şekilde raporlar hazırlayan Selim Kutkan ise bu olaylara rağmen terfi ettirilere önce Baş müfettişliğe sonra Kenya Büyük elçiliğine ateşe olarak atandı!
- Şimdi dosya her faili meçhul olayda olduğu gibi karartma ve çarpıtma safhasında. Hrant’ı tehdit eden Mitçiler dosyada yok, onu medyada hedef gösterenler yok, MGK uzantılı tipler yok, mahkemeye giderek onu tehdit eden veli küçük ekibi yok..
- Sürekli bir el tetikçileri işaret etti. Oysa kimse bu işi en başından planlayanları konuşmadı. Mesela Hrant Dink İstanbul Valilliği’ne çağrılmış ve vali yardımcısı ile MİT görevlisi Özel Yılmaz tarafından tehdit edilmişti. Aynı MİT görevlisi cinayet sonrası terfi ettirildi!
- MGK kararı ve istihbarat unsurlarının yaptıkları ve drrin devletin uzantılarının yaptıkları bilinmez ise Malatya zirve Yayın evi cinayeti İnternet kafedeki bir kaç gencin işlediği, Hrant Dink Cinayetinide Milliyetçi Trabzon’lu bir gencin işlediği zannedilebilir..
- Zirve Cinayeti gibi Dink Cinayeti’de, planlaması Ankara’da yapılan, çok iyi kurgulanmış, içinde jandarmanın MİT’in aktif olarak rol aldığı örgütlü bir yapının işiydi. Ergenekon-Saray ittifakı bir faili MEŞHUR cinayetin daha üstünü kapattı. Ülke bu ortaklığı sorgulamalı!
Mutlaka Oku; Ergenekon Örgütü ve Erdoğan Rejimi
- 6-7 Eylül,
Madımak, Madımak Katliamı
Özal,
A.Kahveci,
E.Bitlis,
A.İpekçi,
B.Aydın,
M.Anter,
A.T.Kışlalı,
Yazıcıoğlu,
Susurluk,
U.Mumcu,
H.Dink,
G.Okkan,
Tahir Elçi,
Ceylanpınar, Suruç; Suruç Katliamı
Ankara patlamaları,Türkiye bir ‘fâili meçhuller’ ülkesi ve işlenen cinayetlerin çoğunda aynı yöntem takip edilmiştir.
- “Faili meçhul denen olayların faili devlettir ” diyordu rahmetli Demirel. Türkiye bir ‘fâili meçhul denen olaylar aslında “faili meşhur ” dur. Bu yapı ile yüzleşmeden ülke huzura kavuşmayacak. Cambaza bak taktiği ile sürekli hedef saptırılacak!
- Sedat Peker faili meçhul davalar soruşturmasındaki ifadesinde: ” 90’lı yıllarda Kürt işadamlarının ölüm emrinin MGK tarafından verildiğini, zaten o dönem herkes bu cinayetlerin kimler tarafından işlendiğini de çok açık biliyordu” diyecekti.
- Herkes bu tür cinayetlerin MGK emriyle işlendiğini biliyor ama bir el projektörleri ” kolay lokmalar” üzerine çeviriyor. Uzman çavuşa, polise, erlere veya 15-17 yaşındaki tetikçilere ihale bırakılıp emri verenler aradan sıyrılıyor. Gerçeklerle ne zaman yüzleşecek bu ülke?
- Hrant’ın eşi Rakel Dink ise ilk gün “bir bebekten katil yaratan karanlık zihniyet” tabirini kullanarak o gençleri bu cinayete hazırlayan yapıyı işaret ediyordu! Bu sorgulamaları yapmadan ülke düzlüğe çıkmayacak!
- Hrant Dink cinayeti ve benzerleri MGK’nın Kırmızı Kitap (Gizli Anayasa) ve Türklük Sözleşmesi kapsamında işlenen alçakça cinayetlerdir. Devleti kontrol eden bu tür illegal yapılardan arınmadan ülke düze çıkmayacak. Dilerim bu vatandaş gibi herkes uyanır.
- Faili meçhul cinayetlerde izlenen yol haritası,MGK hedefe koyar,
MGK güdümlü medya ve STK’lar hedef gösterir,
MGK uzantılı resmi/gayrı resmi yapılar devreye girer,
Cinayetler işlenir,
Çarpıtma ve delil yok etme yapılır,
Cinayet ilgisiz kişilere veya gruplara yıkılır.
- Biraz uzun oldu. Lütfen okuduğunuz bilgiseli beğenmeyi ve paylaşmayı ihmal etmeyin belki insanlar Türkiye’de olup bitenlerle ilgili kendilerine bir rota çizebilirler. Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkürler. Gerçekler için sormaya ve sorgulamaya devam..