Flood'un Yayınlandığı Tarih:28 Eylül 2019 @ 22:25
IŞİD, IŞİD, neymiş bu IŞİD? IŞİD bir “girişimcilik” öyküsü, ana kahramanı da Bağdadi değil Zarqawi. Zarqawi fakir bir ailenin çocuğu olarak 1966’da Ürdün’de doğar. Gençliği serserilik, uyuşturucu ve adi suç ile geçer. En sonunda annesi “belki adam olur” diye camiye yönlendirir.
- Camiye gitmeye başlayan genç Zarqawi bir uyanma yaşar. Caminin imamı radikal bir İslamcıdır. Uyuşturucu kullanan, dövme yaptıran, hatta fuhuş üzerinden para kazanan Zarqawi hayatının “gerçek” amacını keşfeder: cihat. Bu konuda çalışmalara başlar…
- O zamanlar Arap dünyasında “cihat” popülerdir, hedefi de bellidir: İslam toprağını acımasızca işgal eden, vahşeti çoluk-çocuk tanımayan Allahsız komünistler, yani Sovyetler. Fakat Zarqawi şanssızdır. 1989’da Afganistan’a vardığında Sovyetler cihada yenilmiş, çekilmektedir…
- Zarqawi mecburen Ürdün’e geri döner. Bu arada Zarqawi hakkında önemli bir detay: akıllı, eğitimli, *zeki* değildir, ama “şiddeti” çok iyi anlar. Zarqawi hala çömezdir, Ürdün muhaberatı da yaman: Muhaberat 1992’de Zarqawi’yi evinde bomba yapmaya çalışırken yakalar, yallah hapse,
- Çömez cihatçı Zarqawi hapiste ikinci aydınlanmayı yaşar: radikal cihat felsefesinin önde giden isimlerinden Maqdisi ile önce arkadaş olur, sonra da öğrenci-öğretmen. Hapiste Zarqawi cihadın “kas gücü,” Maqdisi ise “beyin gücü”dür. Zarqawi 1999’da genel af ile salınır.
- Zarqawi soluğu yine Afganistan’da alır. El Kayyide’ye katılmak istemektedir, Bid Ladin ile tanışmak ister. Bakın burası önemli: Bin Ladin cahil, kaba, aptal ve niteliksiz gördüğü Zarqawi ile tanışmak bile istemez, tenezzül etmez. Zarqawi’nin cihatçı evrenindeki konumunu düşünün,
- Yine de El Kayyide Zarqawi’yi boş göndermez, “en azından şiddete karşı bir yeteneği var, verelim bir iş” derler, Zarqawi’ye yüklüce para basıp bir paramiliter eğitim kampı kurdururlar. Zarqawi, IŞİD’in öncül temellerini bu kampta atar…
- 2001’de 11 Eylül olur. ABD Taliban’a “El Kayyide’yi ver kurtul” der, Taliban reddeder. Önemli nokta: Taliban El Kayyide’den farklı olarak daha “bölgesel” bir oluşum, Afganistan dışında emelleri yok. Hatta IŞİD Taliban’ı “sığ görüşlü milliyetçiler [kötü anlamda]” olarak niteler.
- Peki Taliban, aslında artık o kadar hoşlaşmadığı El Kayyide’yi niye vermez. İtibar kaygısı ve stratejik hata. Bakın şu da önemli: El Kayyide dini-hiyerarşik olarak Taliban’ın dini liderine biat eder (şu an bile). IŞİD’in farkı dünyada kendi üstünde otorite tanımaması.
- 2001’de ABD Afghanistan’a girer. Zarqawi bir hava saldırısında ağır yaralanır. İroni: daha sonra Şiileri Hristiyanlardan daha büyük bir tehlike olarak gösterecek ultra-mezhepçi Zarqawi *İran’da* tedavi görür. Neden?…
- Gizemli bir durum yok. Zarqawi 2001’de mezhepçiliğini o kadar dışa vurmuyor. Artı, İran “düşmanımın düşmanı müttefikimdir” düşüncesinde. Zarqawi daha sonra Kuzey Irak’a geçer, çoğunluğu Irak Kürtlerinden oluşan şeriatçı Ansar al-İslam örgütünün yanına sığınır…
2003: ABD Irak’a girer. Önemli:
- 1) Bu esnada Zarqawi El Kayyide’ye bağlı değildir, kendi kurduğu ufak bir cihatçı örgütün başındadır.
- 2) El Kayyide merkez yönetimi henüz Irak’ta operasyonlara başlayıp başlamama konusunda kararsızdır, ilk olarak Suudi Arabistan’a yoğunlaşırlar.
- Ei Kayyide’nin ilk stratejik amacı terör saldırıları ile Suudi Arabistan’ı karıştırmak, sonra da *mutlak* şeriatçı bir rejim değişimini tetiklemek. Bin Ladin Suudi kraliyetinden nefret etmekte, aynı zamanda şeriatçı Suudileri yanına çekebileceğini düşünmektedir. Yanılır…
- Kayyide’nin Suudi Arabistan’da beklediği “şeriat devrimi” gerçekleşmez, büyük başarısızlık. Suudi istihbaratı topa çok ağır girer, Kayyide büyük kayıplar verir. Irak’a dahil olup olmama konusunda hala emin değillerdir. Bu sırada “cihat girişimcisi” Zarqawi’nin bir planı vardır.
- Burada Kayyide öncesi Irak önemli. ABD’nin ilk olarak umduğu hızlı bir rejim değişikliği, sonra da yeniden yapılandırmayı Birleşmiş Milletler’in sorumluluğuna bırakıp, Irak’taki varlığını yavaşça azaltıp bitirmek. Bu planı bozan en büyük faktörlerden birisi Zarqawi. Neden?…
- 2003’ün ilk yarısı ile ABD’nin sorunu eski Baasçılar ve daha da önemli olarak Şii milisler. İran ABD’yı sıkıştırmak için elinden geleni yapıyor. Hatta İran’da “yaşayan şehit” olarak bilinen Quds Güçleri’nin başı Kazım Süleymani’yi Şii milisleri eğitmek için Irak’a gönderiyor.
- Bu bağlamda Zarqawi sistemdeki tansiyonu iyi görüyor: iç karışıklık büyürse BM çekilir, Sünni-Şii gerginliğini de fırsata çevirebilir. Küçük ekibi ile Bağdat ve civarına yerleşiyor. Bu arada hala Kayyide’ye bağlı değil. Bin Ladin Zarqawi’yi Kayyide’ye almak istemiyor. Neden?
- Zarqawi’nin (Z) dünya görüşü ile Bin Laden’inki (BL) arasında 3 temel faklılık var:
1) Z ultra-mezhepçi, BL mezhep farklarına odaklanmıyor
2) Z hemen devlet kurmak istiyor, BL “ileride, şartlar oluşunca”
3) Z aşırı şiddet ve şiddeti görselleştirme taraftarı, BL buna karşı. - Hatta, Zarqawi defalarca Bin Ladin’e mektuplar yazar, araya aracılar koyar, “Başkanım beni de al” diye adeta yalvarır. Bin Ladin’in “Bizimlesin” demesi, “Irak El Kayyidesi”nin kurulması, ancak 2004’ün ikinci yarısında. O zamana kadar Zarqawi tek başına…
- Bu arada Zarqawi 2006 yılında Ürdün muhaberatı ve ABD hava ve özel kuvvetlerinin işbirliği sonucu bir F-16 saldırısıyla öldürülür. Hatta özel kuvvetler can çekişirken bulurlar, görüntüleri yayınlanır. Ama 2003-06 arası Zarqawi küresel cihadı yeni baştan şekillendirir. Nasıl?..
- Öncelikle Zarqawi kamera karşısında kafa kesme ve bunu yayınlama pratiğini kurumsallaştırır. Mutlak şiddet, mutlak terör (korku). Bununla beraber Irak’taki sistemi can damarından vurur: Birleşmiş Milletler. Ağustos 2003 Irak’taki kaosu anlamak için çok önemli…
- Ağustos 2003’te Zarqawi ve ekibi Bağdat’ta BM’nin faaliyet gösterdiği bir otele bombalı saldırı yapar. 20 üzeri kişi ölür. Fakat bir ölüm Irak’ın tarihini değiştirecektir: herkes tarafından saygı duyulan, yılların diplomatı BM Irak koordinatörü Brezilyalı Sérgio Vieira de Mello.
- Saldırı sonrası Birleşmiş Milletler Irak’tan çekilme kararı alır. Zarqawi tek bir saldırı ile hem ABD’nin “hızlı girer, BM’ye devreder, hemen çıkarız” planını bozmuş, hem de kaos kapılarını açmıştır. Zarqawi’nin Irak’ı kaosa iten stratejisi ise çok daha etkilidir: mezhepçilik.
- Irak ve Suriye’de mezhep ilişkileri birbirlerinin aynada yansımasıdır: Suriye’de Alevi azınlık (~%15) Baas Partisi’nde ve devlette baskın, Irak’ta ise Sünni azınlık (~%25-30) tarihsel olarak Baas’ta ve devlette hakimdir. Irak’ta Baas Partisi’nin kapatılması 3 sorunu tetikler..
- Baas’ın kapatılmasının yapısal etkileri:
1) Hayat boyu işsiz ilan edilen bazı Sünni Baasçılar için hayatta kalma sıkıntısı bir kısmını zamanla IŞİD’e iter
2) Eski Baasçılar giderken yüklü miktarda silah-cephaneyi de götürür
3) Şii azınlık artık “güç” istemektedir - Zarqawi’nin “asıl tehdit Şiilerdir” ideolojisi ve önünde duran stratejik kırılganlık “mükemmel bir fırtına”nın önünü açar. Zarqawi saldırılarını Şii ve Sünnileri birbirine düşürecek şekilde düzenlemeye başlar. Sonuç: Irak için korkunç, Zarqawi için devasa bir başarı…
- Belki de en güçlü örnek 2006 Al Askari Camisi’ne saldırısı. Tarihi cami Şiiler için çok önemlidir. Görseller saldırı öncesi ve sonrası. Saldırıda kaç kişi ölür? Sıfır. Evet, 0. Ama saldırı sonrasında Sünni ve Şii gruplar birbirine girer, birkaç haftada sokaklarda binlerce ölü.
- Irak mezhepsel bir iç savaşa sürüklenmektedir. İlk baştan nazlanan Bin Ladin, 2004 yılının ikinci yarısında Zarqawi’nin artan gücünü ve popülaritesini artık yadsıyamaz, “Bizimlesin” der Irak El Kayyidesi kurulur. Kayyide sayesinde Zarqawi’nin kaynak ve popülaritesi tavan yapar
- Bu arada Zarqawi ve El Kayyide arasında zamanla IŞİD’in Kayyide’den ayrılmasına yol açacak tansiyon başlamıştır. Kayyide’nin o zamanki ikinci, şimdi ise birinci, ismi olan Mısırlı Zawahiri Zarqawi’ye mektuplar yazar, şiddet ve mezhepçilik konusunda uyarır. Zarqawi dinlemez…
- Zarqawi’nin “topraksal” emelleri vardır, bir an evvel “devlet” kurmak istemektedir. Topraksal yönetim ile deneyler ~2006 yılında başlar. Fakat Zarqawi “mutlak” ve şiddetli bir şeriat taraftarıdır: IŞİD bu hayali 2014’te hayata geçirir. Fakat 2006 farklı…
- 2006 yılında bazı Sünni aşiretler Zarqawi’den yaka silkmeye başlamıştır. Bu açığı da ABD iyi değerlendirir, iki ayaklı bir strateji geliştirir: “Yükseliş” (“surge”: askeri personel sayısı ve operasyonlarında artış) ve “Uyanış” (Arapça, Sahwa)…
- “Uyanış” önemli: Bağdat hükümeti ve ABD “Irak’ın Oğulları” adı verilen ve Zarqawi ve seleflerinden yaka silkmiş Sünni aşiretleri Irak El Kayyide’sine karşı gelmeleri için silahlandırırlar. Bağdat daha sonra tutmayacağı siyasi sözler verir…
- 2006 yılında Zarqawi “etkisiz hale getirilir,” Irak El Kayyidesi 2006-09 arasında ağır bir yenilgiye uğratılır. Bu arada bir ironi: Irak El Kayyidesi kendisini yenilgisinin başladığı 2006 yılında “devlet” ilan eder (Irak İslam Devleti, IDİ). 2010 geldiğinde ise…
- 2010 yılı itibarıyla hakim kanı: “Irak El Kayyidesi artık bitmiş.” Gerçekten de kurumsal ve personel olarak bitmeye yakındır. Zarqawi’den sonraki iki selefi de hava saldırılarıyla “etkisiz” hale getirilir. Üçüncü selefin ismini duymuş olabilirsiniz: Ebu Bekir El Bağdadi…
- Bağdadi 2010’da Irak İslam Devleti’nin (ki Batı’da hala AQI, Al Qaeda in Iraq olarak tanımlanırlar) başına geçtiğinde cihatçı evreninde tanınan bir isim değildir. Hakkında bugün bile bilinenler az, çoğu da IŞİD’in kendi propagandasında geliyor. Ama bilinen bir *gerçek* var…
- Bağdadi 2004 Şubat ayında tutuklanır ve o sırada ABD tarafından işletilen Camp Bucca hapishanesinde Aralık 2004’e kadar tutulur. Çok-aşamalı değerlendirmelerden sonra Bağdadi “az önemli” olarak görülür ve Irak hükümetine teslim edilir. Irak hükümeti Bağdadi’yi serbest bırakır.
- Bağdadi’nin Camp Bucca hapisanesinde geçirdigi zaman önemli. 2014 yılı itibari ile IŞİD’in lider kadrosunun neredeyse ~%70-80’i bu hapisanede zaman geçirmiş kişilerden oluşuyordu. Cihatçılar, eski Baasçılar, adi suçlular burada kaynaşmış, yeni bir plan için ilk adımı atmışlardı.
- IŞİD’i homojen bir “selefiler ordusu” olarak görmek yanlış. 2010-14 sonrası IŞİD selefi-Baasçı ortaklığı üzerinden kendini yeniden yapılandırır. Tabi eski Baasçılar IŞİD’e biat etmek zorundadırlar. Neden bunu yapsınlar? Gidebilecekleri yer kalmamış olanlar için başka çare yok.
- Bağdadi’nin erken döneminde eski Baasçılar önemli rol oynar. Nasıl? Saddam rejiminde yetişen eski asker ve istihbaratçılar bölgeyi *ve* örgütlenme/kurumsallaşma konusunda uzmandırlar. Bu IŞİD’in kalifiye insan kaynakları sorununu büyük ölçüde çözer…
- Misal, IŞİD’in organizasyonel planlamasının mimari Saddam rejiminde önemli görevler üstlenmiş bir istihbaratçı. 2010-12 arası IŞİD “kuluçka”da. Sesi pek çıkmıyor. 2012 sonrası bir hareketlenme var. Bakın, daha 2014 yazına, halifelik ilanına çok var…
- 2012 yılına geldiğinde IŞİD harekete geçiyor. Neden? Yapısal şartlar. Yapısal şartlar, yapısal şartlar, neymiş bu yapısal şartlar?
1) Bağdat hükümeti Sünni aşiretlere verdiği sözlerden dönmüş durumda
2) ABD Irak’tan çekilmiş
3) Arap Baharı ve Suriye İç Savaşı - Az bilinen: cihatçı stratejik düşünce dünyasında hakim olan bir dinamik var: “küresel cihadın” *level atlayacağı* coğrafyanın Suriye olarak düşünülmesi. Bu öngörü Suriye İç Savaşı’nın çıkmasından 5-10 sene önce yaygınlaşıyor. “Büyük Plan” adlı bir döküman sirkülasyonda…
- Bu dökümanın tam olarak ne zaman, kimin tarafından, ne amaçla yazıldığı hala tartışılıyor. Bu konuda benim önerdiğim B Fischman. Fischman IŞİD üzerinde ABD ordusunda ders vermeye *2009*da başlıyor, şu anda Facebook’un anti-terör biriminin başında.
IŞİD nedir? kimdir? Ne istiyor? Kim destekliyor?