Bu flood, hassas bir konuda yazıldığı için, hesabın kapanmaması adına görsel materyal kullanılmadan yazılacaktır. 5 yıldır kesintisiz olarak gündemi işgal eden IŞİD kimdir? Nasıl ortaya çıkmış, nerelerde faaliyet göstermiş, kimlerle savaşmıştır? İdeolojik altyapısı nedir?
- Flooda başlamadan önce bir harita edinmeniz ve onunla birlikte okumanız daha faydalı olacaktır. Bütün cepheler ve olayları harita üzerinde anlatmam teknik olarak mümkün değil. Haydi toplanın, başlayalım.
- Takvimler 9 Haziran 2014’ü gösterdiğinde, Musul’daki 750 yıllık Nur Camii tarihi bir ana tanıklık ediyordu. Siyah sarıklı, siyah cüppeli, siyah sakallı, donuk bakışlı ve asık suratlı bir adam yavaş yavaş hutbeye çıktı ve camiyi dolduran kalabalığa hitap etmeye başladı.
- Bu Washington yönetiminin başına 10.000.000 dolar ödül koyduğu, Usame bin Laden’den bile daha tehlikeli görülen, dünyanın en büyük teröristi Ebu Bekir el Bağdadi idi. Asıl adı İbrahim bin Avvad olan El Bağdadi, Samarralı bir Arap’tır. Fıkıh alanında doktorası da var.
- Yani kendi alanında akademisyen bile sayılabilir. Amerikan ordusunun Irak’taki en büyük hapishanelerinden olan Camp Bucca’da uzun süre kalmış biriydi. CIA’in sızdırılan istihbarat raporları onu “kimseye karışmadan bir köşede yaşayan, sessiz sakin, yemeğini yalnız yiyen…
- …ve ibadetlerini de yalnız yapan tuhaf bir adam” olarak niteliyor. El Bağdadi Bucca’da ne kadar kaldı bilinmiyor. El Kaide’nin birçok üst düzey yöneticisi işkenceye maruz kalır ve hatta Guantanamo’ya gönderilirken onun işkenceye uğradığına dair bir bilgi ya da ifade yok.
- Sessiz sakin mahkum El Bağdadi zamanla dünyanın en tehlikeli terör örgütünün başına geçecek kadar yükseldi. Onun hakkında bu kısa anekdotu paylaşıp ayrıntıları ileri bıraktıktan sonra tekrar Musul’a, Nur Camii’ne dönelim. El Bağdadi hutbeye çıktıktan sonra kalabalığa…
- …İslami hilafetin geri döndüğünü ilan etti. Örgüt adındaki Irak ve Şam ibarelerini atarak İslam Devleti adını aldı ve tüm dünyaya yayılma çalışmalarına başladı. Bu, 90 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından lağvedilen hilafeti yeniden diriltmek için atılmış ilk fiili adımdı.
- Tabii ki her şey 9 Haziran 2014’te başlamadı. Bu tarih savaşın Irak ve Şam’dan bütün dünyaya yayıldığı gün olduğu için özellikle anlattım. Birçok isim değişikliğinden sonra bugünkü adını alan örgütün kökleri 2003 yılındaki Irak işgaline kadar uzanıyor.
- Amerikan ordusu Irak’ı işgal ettiğinde beklenenin aksine Saddam rejimine bağlı birlikler çok fazla direnmedi. Basra’da karaya ayak basan Amerikan ordusunun Bağdat’ı düşürmesi sadece 20 gün aldı. Saddam döneminde orduda bulunmuş askerler, elit Cumhuriyet Muhafızları biriminin…
- …çoğu Sovyetler Birliği’nde eğitim almış üst düzey subayları ve BAAS Partisi’nin silahlı kadroları yer altına indi ve direnişi organize etmeye başladı. Irak halkının Amerikan işgaline direnişi, Türk halkının Yunan işgaline direnişi gibi tek komuta altında ve beraberce…
- …olmamıştır. Bunda Irak direnişini 83 yıl önce Anadolu’da olduğu gibi örgütleme hususunda Mustafa Kemal kalitesinde adamların olmayışı kadar, Irak halkının inançları, amaçları ve çıkarları birbirinden farklı ve tamamen heterojen bir halk oluşu da etkilidir.
- İşgalci Amerikan ordusuna karşı konumları ve şiddetleri itibariyle birbirinden farklı olan direniş hareketleri vardı. Bu hareketler Amerikan ordusuyla savaşırken bir yandan birbirleriyle de mücadele ediyorlardı. Örneğin Saddam’ın eziyetlerinden bıkan %60’lık Şii çoğunluk…
- …işgalin başında Amerika’yı desteklerken zamanla İran’ın da etkisiyle işgal karşıtı bir pozisyona geçti. İranlı General Kasım Süleymani tarafından planlanan birçok saldırıda Şii yeraltı grupları Amerikan ordusuyla karşı karşıya geldiler.
- Bazı eski BAAS’çılar da direniş komiteleri oluşturmuştu. Bunlar genelde El Muhaberat tarafından desteklenen eski asker ve polislerdi. Suriye sınırındaki bölgelerde faaliyet gösteriyorlardı. Bunun dışında bir de radikal dinciler vardı ki Irak Savaşı’nı bambaşka bir mecraya…
- …sokan onlardır. Diğer direniş grupları çatışmaları yerel boyutta tutar ve üst kimlik olarak kendilerine Iraklılık ya da Araplığı seçerken radikal dinciler Amerikan ordusuyla savaşı evrensel İslami cihadın bir parçası olarak görüyor ve tamamen dini bir temelde yürütüyordu.
- Diğer gruplar Irak’ı kurtarmak için uğraşırken radikal dinciler (Irak El Kaidesi) Irak’ı sadece Amerikan ordusundan değil, onlarla işbirliği yapan Kürtler ve sapkın olarak gördükleri Şiilerden de temizlemek istiyordu. Örgütün direnişinde herhangi bir milliyetçi hava yoktu.
- Örgüt Irak’ın sınırlarını belirleyen Sykes-Picot Anlaşması’nı da tanımıyor ve Iraklılık kavramını da reddediyordu. El Kaide için tek kimlik müslümanlıktı. Bunun dışındaki bütün eğilim ve kimlik arayışları örgüt tarafından dinsizlik addedildi. Diğer gruplar Iraklı Araplardan…
- …oluşurken Irak El Kaidesi içinde çok sayıda Afgan, Çeçen, Suudi, Ürdünlü, Kürt ve hatta Türk militan vardı. Örgütün liderliğini ise Ürdünlü bir Arap olan Ebu Musab Zerkavi yürütüyordu.
- Ebu Musab’a da burada bir parantez açmak lazım. Zerka doğumlu bu Arap, bomba yüklü araçla intihar saldırılarını harp literatürüne sokan adamdır. Irak’ta şiddetin dozunu sürekli yükselten ve işgalciye karşı direnişi mezhepler arası bir iç savaşa dönüştüren kişi de odur.
- Zerkavi’nin Şiilere duyduğu nefret o denli büyüktü ki emrindeki El Kaide militanlarını Amerikan ordusundan çok Şiilerin üzerine göndermesiyle meşhurdu. Şii çoğunluğun yaşadığı şehirlerdeki camiler, pazar yerleri ve işlek caddeler Zerkavi’nin adamları tarafından defalarca…
- …bombalı araçlarla vuruldu. Sivil kayıplar astronomik boyutlara ulaşırken, Birleşmiş Milletler ilk defa Irak’ta mezhep temelli bir iç savaş uyarısı yaptı. Amerikan ordusu da bütün gücüyle El Kaide’nin üzerine gitti ama Anbar gibi çöl arazilerde başarısız oldular.
- Bunda birçok etken vardır. Militanlar araziyi iyi tanıyordu ve eğitimliydiler. Amerikalılar ise 50 derecelik çöl sıcağına uygun eğitime sahip değillerdi. El Kaide’nin saldırılarıyla birlikte güneş çarpması, susuzluk ve zehirli haşerat saldırılarıyla da boğuşmak zorunda kaldılar.
- Zerkavi’nin oluşturduğu muazzam şiddet dalgasından Şiiler kadar Kürtler ve Ezidiler de paylarını aldılar.
- Bu dönemde Irak El Kaidesi şiddeti iyice aşırıya kaçırdığı için Afganistan’daki merkezden tepki aldı. Fakat Amerikan ordusuyla aktif savaşta olan tek grup olmaları ve…
- …onlara en büyük kaybı kendilerinin verdirmiş olması yüzünden aykırı hareketleri Bin Laden tarafından defalarca sümenaltı edildi. Burada atlamadan geçmek istemediğim bir diğer nokta Irak El Kaidesi’ne İran ve Suriye’nin yaptığı dolaylı yardımlardır.
- Hem İran hem de Suriye Amerikan ordusunun Irak’ta olabildiğince çok kayba uğraması için El Kaide’nin faaliyetlerine göz yumdular hatta el altından desteklediler. İran istihbaratı Afganistan’daki yüksek rütbeli Kaideciler arasından Irak’a gitmek isteyenleri İran toprakları…
- …üzerinden Irak’a (genellikle Diyala üzerinden) soktu. El Muhaberat da çeşitli tarihlerde Suriye’de cezaevine atılmış El Kaide militanlarını Irak’a gidip Amerikan ordusuyla savaşmaları karşılığında serbest bıraktı ve Haseke ile Deyr Ez Zor üzerinden Irak’a soktu.
- Beşar Esad’ın bu hareketi Irak’tan sonra Suriye’yi de yutmak isteyen Amerika’ya, “Bana bulaşırsanız askerlerinizi öldürmesi için daha fazla terörist gönderirim.” demekti. Suriye’nin Amerika’ya karşı Irak El Kaidesi’ne el altından destek verme stratejisi başarılı oldu ve ABD……Suriye’ye yönelik işgal planlarını 8 yıl ertelemek zorunda kaldı.
- Irak’ta kanlı savaş devam ederken Zerkavi’nin eylemlerine kafa kesmeler de eklendi. Birçok Amerikalı ve Amerika ile işbirliği yapan Iraklı asker El Kaide tarafından esir alınıp boğazlandı ve görüntüler…
- …internete servis edildi. Kurbanlar arasında Amerikan ordusuna lojistik malzeme taşıyan kamyon şoförleri de vardı ki bunlardan bazıları Türk’tür. İnfaz görüntülerini servis etmek ciddi bir psikolojik savaş hamlesi olarak askerî literatürdeki yerini aldı.
- Irak’ta şiddet doruk noktasına varmışken, Ebu Musab Zerkavi Diyala’ya bağlı Bakuba ilçesinin Hibhib köyünde Amerikan uçaklarının yaptığı saldırıda öldü. Bu durum El Kaide’nin Irak’ta sarsılmasına neden olsa da onu asla yenilgiye uğratmadı.
- Bu dönemde birçok isim değişikliğine giden Irak El Kaidesi önce Mücahitler Şura Konseyi, ardından da Irak İslam Devleti adını aldı. Öldürülen Zerkavi’nin yerine örgütün başına Mısırlı bir Arap olan Ebu Hamza el Muhacir geçti. 18 Nisan 2010’da o da Selahaddin’de öldürüldü.
- Yerine geçen Ömer el Bağdadi de çok yaşamadı ve örgütün liderliğine Ebu Bekir el Bağdadi getirildi.
- 2011 yılı Amerikan ordusunun Irak’tan çekildiği, El Kaide’nin rahatladığı bir yıl oldu. Buradan sonra floodda IŞİD için IİD yani Irak İslam Devleti adını kullanacağım.
- ABD’nin Irak’tan çekildiği yıl olan 2011 Suriye’de iç savaşın patlak verdiği yıldı. Devletin sarsılması ve bazı noktalarda otorite boşluğunun ortaya çıkması yüzünden çeşitli İslami gruplar kendi bölgelerinde hakimiyet kurmaya başladı. 2012’de ise IİD Suriye Savaşı’na dahil oldu.
- Bunu kendi bünyesindeki komutan ve militanlardan bir kısmını Suriye’ye göndererek yaptı. Ebu Muhammed el Culani liderliğindeki Nusra Cephesi’ni Irak’tan Suriye’ye gönderen ve onlara aylık 2.000.000 dolara yakın da para veren kişi Ebu Bekir el Bağdadi’dir.
- Bu daha sonra hem el Bağdadi hem de Culani tarafından doğrulandı. Bir başka deyişle, önce El Nusra Cephesi, sonra Şam’ın Fethi Cephesi ve en son Tahrir el Şam adını alan örgüt, Ebu Bekir el Bağdadi’nin Irak’tan Suriye’ye gönderdiği adamlar tarafından kuruldu.
- 2013’te ilk ayrışmalar patlak verene kadar bayrakları bile aynıydı. Halep’teki Şeyh Neccar sanayi bölgesinde Nusra Cephesi’nin elinde olan fabrikalara IŞİD’in bugün kullandığı bayraklar asılıydı. O günleri hatırlayanlar bilir, ben fotoğraflarını koymuyorum.
- Irak İslam Devleti’nin (hâlâ El Kaide’ye bağlıydı) Suriye’ye gönderdiği ve Suriye El Kaidesi gibi hareket eden Nusra Cephesi birçok noktada çeşitli muhalif gruplarla birlikte Suriye ordusuna karşı operasyonlar düzenledi. Bunların en bilineni Afrin yakınlarındaki Minnigh Havaalanı’nın ele geçirilmesidir.
- 4 Nisan 2013’te Irak İslam Devleti daha önce adamlarını yollayarak dolaylı yoldan dahil olduğu Suriye Savaşı’na bu kez doğrudan dahil oldu ve bizzat Suriye’ye girdi. Örgüt kısa süre içerisinde Irak-Suriye sınırını ele geçirdi.
- Önceden Suriye’ye gönderilen Nusra militanlarının, IŞİD bizzat Suriye’ye gelince ona katılmasıyla kısa sürede Fırat etrafındaki köy ve kasabalar ile Rakka şehri de IŞİD’in eline geçti. Örgüt bu arada adını Irak İslam Devleti’nden Irak Şam İslam Devleti’ne değiştirdi.
- 2014 ise örgütün tam anlamıyla sıçrama yaptığı bir yıl oldu. Suriye’ye girişleri ile Irak’ı boşlamadılar. Orada da saldırılara son hız devam ettiler. Zaten acziyet ve çaresizlik içinde çırpınan Bağdat yönetimi IŞİD karşısında gerekli tedbirleri alamadı.
- Örgüt Ninova, Anbar ve Selahaddin’de hızlı bir yıldırım savaşı yaparak çoğu askeri aç, maaş alamayan, silah ve ekipmanı yetersiz Irak ordusunu mağlup etti. 6 Haziran 2014’te ülkenin en büyük ikinci şehri olan Musul 8 saatte düştü.
- Çoğunluğu Hummer, M-113, BMP ve BTR olan tam 2.300 zırhlı araç ile sayısı tespit edilemeyecek kadar çok mühimmat IŞİD militanlarının eline geçti. Vali şehirden kaçtı, sivil halk yollara düşerek peşmerge kontrolündeki bölgeler ve Irak güneyine kaçtı.
- IŞİD her ne kadar daha sonra geri dönenlere mallarının iade edileceğini duyurduysa da kaçanların çok azı geri döndü. Musul’un düşüşü örgüte hilafet ilan edecek kadar büyük bir zafer sarhoşluğu getirdi ve adındaki Irak ve Şam ibarelerini atarak, kendini İslam Devleti ilan etti.
- Bu yeni devletin halifesi ise Ebu Bekir el Bağdadi idi. Örgüt hilafet ilanıyla bütün dünyadan irili ufaklı onlarca örgütün biatını aldı. Bunlardan en ünlüleri Nijerya’dan Boko Haram, Mısır’dan Ensar Beyt el Makdis ve Filipinler’den Ebu Seyyaf’dır.
- Bunun dışında başka örgütlerden de hilafet ilanı nedeniyle bireysel olarak taraf değiştiren ve IŞİD’e katılanlar oldu. Nusra Cephesi hilafeti tanımasa da birçok militanı silahlarıyla birlikte IŞİD’e katıldı. Ahraruş Şam ve Özgür Suriye Ordusu’ndan da katılımlar oldu.
- Bazı Suriye ve Irak askerleri de taraf değiştirip IŞİD’e katıldı. İlginç olan PKK’dan IŞİD’e katılımın hiç olmamasıdır. Bugüne kadar sadece 1 militan (Rakka’da) PKK’dan ayrılıp IŞİD’e katıldı. Hilâfet ilanı sadece militan anlamında değil sıradan nüfus anlamında da…
- …IŞİD’in kontrol ettiği topraklarda nüfusun artmasına neden oldu. Örgütün dış dünya ile tek bağlantısı olan Türk sınırındaki Tel Abyad ve Cerablus ilçeleri, dünyanın her yerinde radikal görüşleri yüzünden dışlanan insanların IŞİD kontrolündeki bölgelerde yaşamak için…
- …kullandığı bir geçiş kapısı oldu. Her ne kadar Türk güvenlik güçleri bugüne kadar binlerce kişiyi IŞİD’e katılmak üzereyken yakalasa da, örgüte katılımları tamamen engelleyemedi. Türkiye’nin IŞİD’e katılımları bizzat teşvik ettiği iddiaları ise palavradan ibaret kaldı.
- Örgüt kontrol ettiği bölgelerde diğer gruplarla olan farkını ortaya koymak adına ancak bir devletin yapacağı davranışları sergilemeye başladı. Kendi katı şeriat kurallarını zorla dikte etti. Namaz ve orucu zorunlu kılarak yerine getirmeyenlere cezalar verdi. Hırsızların elini…
- …kesti, eşcinseller ve yabancılar lehine casusluk edenleri infaz etti. Şeriat mahkemelerinden oluşan bir ağ kurarak insanlar arasında sanki bir devletmiş gibi hüküm dağıtmaya başladı. Bundan memnun olmayan büyük miktarda insan ise göç etmek zorunda kaldı.
- Özellikle Tel Abyad, Cerablus, Menbic, Al Bab ve Rakka gibi yerlerde yaşayan halktan büyük kısmı IŞİD kontrolünde yasamak istemediği için Türkiye’ye kaçtı. Bunların ancak 5’te 1’i bugün geri dönmüş durumda.
- Örgüt kurduğu mahkemelerin yanı sıra okullarda da kendi ideolojisini yeni nesillere aşılamak ve savaşı nesiller boyu devam ettirecek düşünsel bir temel oluşturmak için harekete geçti. Fıkıh ve tefsir gibi birçok İslami ders müfredata geçti ve çocuklara okutuldu.
- Felsefe dersleri kaldırılırken matematik, fizik ve kimya gibi derslere dokunulmadı. Onlar aynen devam ettiler. Floodun bu aşamasında IŞİD’in ıdeolojik yapısını biraz anlatmayı ve cephelerdeki çarpışmalara ondan sonra geçmeyi daha doğru buluyorum.
- Örgüt İslam’ın katı bir yorumu olan Selefilik üzere hareket etti. Sadece kendileri bu şekilde yaşamadı, bir yeri kontrol altına aldıklarında oranın halkını da bu şekilde yaşamaya zorladılar. Kabul etmeyenleri göçe zorladılar, gitmeyenleri de öldürdüler. Dinin emirlerini zorla…
- …tatbik ettiler. İnsanlara seçme hakkı verilmedi. IŞİD Georghe Bush’un, “Ya bizimlesiniz ya da teröristlerle!” şeklindeki sözlerini kendisi için kullanarak, “Ya bizimlesiniz ya da kafirlerle, üçüncü bir yol yok!” dedi ve emri altındakilere bu şekilde muamele etti.
- Zekatı isteyen versin isteyen vermesin demedi. Zekat verecek malı olanlardan bu parayı zorla aldı. Kendi yayın organlarında da aylık olarak nerede ne kadar zekat dağıtıldığının istatistiklerini yayınladı. Namazı isteyen kılsın isteyen kılmasın demedi. Kılmayanları kırbaçla…
- …cezalandırdı. Bu şekilde oluşturduğu korku otoritesi sayesinde insanların kendisine koşulsuz şekilde boyun eğmesini sağladı. İbn-i Teymiyye ekolünden gelen örgüt İslam dışındaki her türlü siyasi düşünce, ideoloji, felsefi akım ve milliyetçiliği küfür saydı.
- Militanların konumlandırılması ve üst düzey görevlere gelmesinde hiçbir milliyet esası güdülmedi. Çok farklı milletlerden çok farklı militanlar örgütte üst düzey görevler yaptılar. Bunların arasında en ünlüsü Ebu Ömer el Şişani kod adlı Gürcü Tarkan Batıraşvili’dir.
- Peki örgüt binlerce militan ve memuru besleyecek parayı nereden buldu? Belli başlı gelir kaynakları ele geçirilen yerlerden yağmalanan ganimetler, halktan toplanan vergiler (zekat vb.), küresel ölçekte yapılan bağışlar, adam kaçırma ve fidye ile petrol ticareti ve kaçakçılıktı.
- Bugüne kadar IŞİD’e finansman sağlamak konusunda başta ABD, Rusya ve Türkiye olmak üzere birçok ülke suçlansa da bu suçlamalar somut delillerle desteklenememiştir. Unutmadan tarihi eser kaçakçılığı da örgüte çok büyük paralar kazandırmıştır. Suriye’nin antik kentlerinde…
- …buldukları binlerce yıllık tabletleri Ürdün üzerinden İtalyan mafyasına satıyor, karşılığında ise para ya da silah alıyorlardı. Birkaç kez IŞİD’in sattığı tarihi eserler İsrail’deki müzelerde de görülmüştür. Türkiye’de ise polisin yaptığı operasyonlarda örgütün kaçırdığı…
- …birçok tarihi eser yakalanmıştır. Sanılanın ve iddia edilenin aksine örgüt uyuşturucu ve kaçak sigara ticareti ile fuhuştan para kazanmamıştır. Ortadoğu bu işlerden PKK hariç para kazanan örgüt de hemen hemen yoktur.
- Tekrar cephelere dönelim: 2014 örgütün hem Irak hem de Suriye’de gücünün doruğa ulaştığı yıldı. Şiddetli saldırılarla Irak’ın %40’ını ele geçirdiler. Suriye’de de Rakka ve Halep arasındaki geçiş yolunu güvenceye almak için PKK’nın Suriye kolu PYD ve onun silahlı kanadı…
- …PKK ile bir dizi çatışma yaşandı. PKK bu çatışmaların hemen hemen tamamında mağlup olarak Kobane ilçesine kadar çekilmek zorunda kaldı. Kırsaldaki yüzlerce köy IŞİD militanlarının eline geçti. Örgüt her geçen gün saldırılarını biraz daha şiddetlendirirken gündemi de…
- …giderek evrensel boyutta işgal etmeye başladı. Hem Irak hem de Suriye’de Kürt grupların IŞİD karşısında peş peşe sarsıcı yenilgiler alması, özellikle batı dünyasında örgütlü olan Kürt lobilerinin de tahrikiyle ciddi bir propaganda savaşının başlamasına neden oldu.
- Hal böyle olunca örgüt hakkında devasa bir bilgi kirliliği meydana geldi ve başka grupların yaptığı birçok eylem IŞİD’e ihale edildi. Kobane çarpışmalarına geçmeden önce biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.
- Öncelikle ciğer dişleme mevzusu var. Kürt yanlısı medya IŞİD militanlarının öldürdüğü sivillerin ciğerlerini çıkarıp yediği şeklinde haberler yapıp fotoğraflar servis etti. Ben fotoğrafı buraya alamıyorum ama işin aslı farklıdır. Ciğer dişleme hadisesi muhalifler arasında…
- …olmuş bir olaydı. ÖSO’dan Ebu Sakkar adlı bir militan öldürdüğü Suriye askerinin ciğerini dişlerken kameralara poz vermiş, fakat işin ihalesi IŞİD üzerine bırakılmıştır. Bu militan daha sonra Lazkiye’deki Türkmendağı’nda Suriye askerleriyle girdiği çatışmada öldü.
- Bir diğer manipülasyon haber Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği haberidir. Kobane’de tuzağa düşen ve önüne geleni öldürüp hareket eden her şeye ateş açan bir katil sürüsüyle yüz yüze kalan PKK ne yapacağını şaşırınca çareyi Türkiye’ye iftiralar atmak ve onu zor durumda…
- …bırakmakta buldu. Kobane Savaşı’nın devam ettiği günlerde Twitter’da defalarca #TerroristTurkey şeklinde etiketler açılmış Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği şeklinde iftiralar atılmıştır. Türkiye ile arası bozulan herkesin sarıldığı “IŞİD’i destekleme” iddiası ise…
- …tamamen propagandadan ibaret bir yalandır. Türkiye bugüne kadar IŞİD’e destek vermediği gibi, onunla her fırsatta çatışmış ve onunla savaşanlara (Suriye ve Irak ordusu hariç) destek olmuştur. Bu konuda delil diye ortaya koyulan MİT tırlarındaki silahlar ise IŞİD’e değil…
- …muhaliflere gönderilen silâhlardı. Muhaliflerden daha sonra Türkiye’nin yolladığı silahları alıp IŞİD’e katılan ya da bu silahları örgüte satanlar da olmuştur ama bunun suçlusu doğrudan Türkiye değildir.
- Gelelim Kobane’ye… İlçe Türkiye’deki Suruç’un tam karşısında bulunuyor. Örgütün 12 Temmuz 2012’de ilan ettiği özerkliğin en önemli kantonlarından biriydi. IŞİD bu bölgeyi ele geçirerek Rakka ve Halep arasındaki bütün engelleri ortadan kaldırmak istedi. 5 Ekim’i 6 Ekim’e…
- …bağlayan gece IŞİD militanlarının kırsaldan ilçe merkezine sızmaya başlamasıyla şiddetli sokak çatışmaları patlak verdi. IŞİD 5.000 kişilik bir gücü Kobane üzerine yöneltmiş, ilçeyi ele geçirmek için ağır ağır ilerlerken Türkiye’de başını HDP’nin çektiği Kürt siyasi…
- …partilerinin kışkırtmasıyla sokak olayları patlak vermiş, Kobane’ye yönelik saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tutan PKK yanlısı kişilerin eylemlerinde 50’den fazla kişi ölmüştü. Kamu malları da ciddi şekilde hasar görmüş, 2 gün süren olaylar Türk güvenlik güçlerince bastırılmıştı.
- IŞİD’in şehre yönelik saldırıları devam ederken Kürt çığlıkları gerek dünyada gerekse Türkiye’de gerekli yankıyı buldu. Türkiye Kobane ve çevresinden kaçan yüzbinlerce Kürt sivili ülkeye aldı. Çatışmalarda yaralananlara da tıbbi yardımda bulundu. Sınırı geçen Türk ambulansları…
- …IŞİD tarafından defalarca ateşe maruz kalmış ama örgüt bu geçişleri engelleyememiştir. Aynı dönemde Türkiye’nin önerisiyle bir grup Özgür Suriye Ordusu militanı da Türk toprakları üzerinden Kobane’ye sokulmuş ve çatışmalara dahil olmuştur. ÖSO’nun PKK’ya yardıma gitmesi…
- …IŞİD’i bir süre duraklatsa da örgüt Rakka’dan getirdiği yeni takviyelerle kısa sürede tekrar ilerleyişe geçmiştir. ÖSO’dan gelen yardımın yetersiz kalması yüzünden 29 Ekim 2014 günü ağır silahlarla donanmış büyük bir peşmerge konvoyu Kuzey Irak’tan Türkiye’ye girmiş, Türk…
- …güvenlik güçlerinin korumasında Mürşitpınar sınır kapısı üzerinden Kobane’ye geçerek çatışmalara dahil olmuşlardır. Amerikan Hava Kuvvetleri’nin havadan paraşütle attığı silahlar da PKK direnişine güç vermiş, fakat IŞİD’in inatçı saldırıları durdurulamamıştır.
- Amerikan uçaklarının paraşütle attığı silah yüklü bazı konteynırların rüzgarın yön değiştirmesiyle IŞİD militanlarının kontrolündeki bölgelere düşmesinden sonra da Amerika öncülüğündeki koalisyonun havadan müdahalesi başlamış, ilk defa havadan bu denli büyük bir saldırı…
- ..yiyen IŞİD ilerlemesi şehrin düşmesine ramak kala durmuştur. Örgüt dar alana ağır bombardıman düzenleyen Amerikan uçaklarının bitmeyen saldırıları altında 4.000 militanını kaybedip ilçeyi terketmiş ve Ocak 2015’e gelindiğinde Kobane kuşatması tamamen kalkmıştır.
- Kobane IŞİD’in yenilgiye uğradığı ilk yer olarak kayıtlara geçti. Örgüt daha önce Tikrit’ten de çekilmiş ama kayıpları büyük olmamıştı. Bu tarihten sonra süratle taktik değiştirdiler. Hava saldırılarının ezici baskısı altında toprakları ellerinde tutmaktansa akışkan bir cephe…
- …stratejisi izleyip yıpratma savaşları yaparak geri çekilmek, geniş araziye yayılan düşmanın geri hatlarını vurmak şeklinde bir taktiğe başvurdular. Bu taktik ilk meyvesini 25 Haziran 2015 günü Kobane’de verdi. Az adamla çok geniş araziyi elinde tutan PKK güvenlik zaafiyeti…
- …gösterince IŞİD oluşan ilk açığı çok iyi kullandı ve Kobane’ye tekrar saldırdı. 3 gün 3 gece süren çatışmalarda 300 PKK’lı öldü. Sadece Kobane’deki değil sınırın Türkiye tarafındaki hastaneler de yaralılarla doldu.
- Örgütün şiddetli hava hücumlarına karşı geliştirdiği bir diğer taktik ise düşmanlarını birbirine düşürme stratejisiydi. Eğer örgüt bir bölgede iki düşmana karşı savaşıyor ve bu düşmanların IŞİD çekildikten sonra tekrar kavgaya tutuşma potansiyeli bulunuyorsa, örgüt direnmek…
- …yerine aradan çekilerek bunları birbirine düşürmeyi tercih etmiştir. Bu taktiğin en iyi işlediği yer ise Tel Abyad’tır. IŞİD Tel Abyad’ı Haziran 2015’te neredeyse çatışmadan terk etmiş, şehri alan PKK ile güney sınırında bir Kürt devletinin oluşması ihtimalinden giderek…
- …daha çok rahatsız olan Türkiye arasında yıllardır süren çatışmasızlık ortamı böylece bitmiştir. Suruç’ta 33 kişinin öldüğü intihar eylemi ve PKK’nın Ceylanpınar’da 2 polisi infaz etmesi sonrası Türk jetleri Kuzey Irak’a harekat düzenlemiş, hemen akabinde bütün cephelerde…
- ..çatışmalar patlak vermiştir. Bir yılda PKK 6.000, Türkiye ise 1.000 ölü vermiştir. Çatışmalar hâlâ daha düşük şiddette devam etmekte, Türk ordusunun üstünlüğüyle seyretmektedir.
- IŞİD Amerikan uçaklarının artan baskısı nedeniyle 4 yıl içinde kademeli olarak bugünkü sınırlara kadar çekildi. 4 yıldır devam eden çatışmalarda 30.000’den fazla PKK’lı IŞİD tarafından öldürüldü. Fakat PKK Amerika’dan aldığı etkin hava desteği ve büyük silah yardımları…
- …sayesinde mevcudunu 80.000’e kadar çıkarmış, büyük bir zırhlı araç gücüne de sahip olmuştur. Örgüt Suriye topraklarının çeyreğinden fazlasını kontrol etse de IŞİD tam olarak mağlup olmuş değildir. Cephe gerisindeki hücreleri ile günde ortalama 2 saldırı yapmakta ve…
- …10 PKK’lıyı öldürmektedir. Floodu çok fazla uzatmamak için IŞİD ile PKK arasındaki savaşı burada kısa kesiyor ve TSK ile olan mücadelesine dönüyorum. Zira FKH olarak bilinen bu harekatta IŞİD ilk defa NATO standartlarına sahip düzenli bir ordunun karşısına çıkmıştır.
- 24 Ağustos 2016 günü başlayan Fırat Kalkanı Harekatı’ndan önce Türkiye ile IŞİD arasında bazı sürtüşmeler olmuştu. Öncelikle bunları kısaca anlatayım: IŞİD’in Türkiye’de yaptığı ve üstlendiği eylemler:
- -Niğde’de jandarma trafik uygulamasına saldırı sonucu 2 ölü. Diyarbakır’da polis karakolu önüne parkedilen bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu 2 ölü.-Kilis Elbeyli’deki Türk sınır muhafızlarına Suriye tarafından ateş açılması sonucu 1 ölü.-İstanbul’da bir gece kulübünün taranması sonucu 36 ölü. (Harekat devam ederken oldu.)-Gaziantep sınırında muhaliflere IŞİD karşısında ateş desteği sağlayan 3 Türk tankının Kornet tanksavar füzesiyle vurulup imha edilmesi.Suruç, Gaziantep, Ankara Garı gibi eylemlerde IŞİD suçlansa da örgüt bu eylemleri resmi olarak üstlenmedi.
- 24 Ağustos 2016 sabahı başlayan Fırat Kalkanı Harekatı’nda IŞİD’in Halep’te kontrol ettiği ikinci büyük ilçe olan Cerablus 6 saat içinde çatışmasız olarak el değiştirdi. Örgüt PKK ve muhalifleri karşı karşıya getirmek için yine aradan sıyrılmış ama bu kez çok sınırlı bir…
- …başarı kazanmıştır. Harekat ilerledikçe bölgedeki Türk askeri mevcudu artmış, asıl hedef olan Al Bab ilçe merkezine gelindiğinde ise muhalifleri geçmiştir. IŞİD Kuzey Halep’in düz arazisinde Türk jetlerinin yıkıcı hava taarruzları karşısında yıpratma savaşı yaparak geri…
- …çekilmiş, çok mecbur kalmadıkça Türk askeriyle doğrudan çatışmaya girmemiştir. Bunda Türk uçakları ve topçusunun yıkıcı ateşinin IŞİD’in hareket kabiliyetini kısıtlaması da etkili olmuştur. Örgüt bunun yerine mayınlı saldırılar, keskin nişancı atışları, tanksavar füzeler ve…
- …bombalı araçları kullanmıştır. Bazen karşı atağa geçerek kaybettiği yerleri geri alsa da Al Bab’a kadar çekilmiştir. İlçe batısındaki Şeyh Akil Dağı ve ilçe merkezinde yaşanan çatışmalar IŞİD’in Kafkas kökenli elemanları ile Türk Özel Kuvvetleri arasında kıran kırana geçmiş…
- …fakat 7 ay 5 gün süren savaşın sonunda IŞİD kalan militanları ve askerî ekipmanını da yanına alarak Halep güneydoğusuna doğru çekilmiştir. Bu çatışmaların çok bilinmeyen ayrıntılarını flood uzamasın diye anlatmıyorum, belki bir gün Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili başka…bir floodda anlatırım.
- Örgüt Irak’ta da bu dönemde savaşa devam etti. Irak ordusu Amerikan uçaklarının yoğun desteğiyle Felluce, Ramadi, Rutba, Haditha, Rawa, Al Kaim, Havice, Tel Afer ve Musul’u örgütten geri aldı.
- Fakat bütün bu savaşlar Irak ordusuna ölü yaralı ve esir olmak üzere toplam 90.000 askere ve ülke ekonomisine tam 100 milyar dolara mal olmuştur. Musul başta olmak üzere IŞİD’in sağlam olarak ele geçirdiği hemen hemen bütün şehir ve ilçeler yaşanmaz hale geldikten sonra ancak…
- …geri alınabilmiştir. Bugün hala bu şehirlerde enkaz kaldırmamıştır ve hala IŞİD savaşa yer altında ve çöllerde devam etmektedir. Tıpkı Irak El Kaidesi zamanında olduğu gibi…
- Örgüt Suriye ordusuna karşı da mağlubiyetin eşiğine gelmiş durumda. Her ne kadar Şam, Suveyda, Humus ve Deyr Ez Zor’daki çöllerde hücre yapılanmaları kalmış olsa da Suriye ordusuna karşı eski gücüne sahip değil. Örgüt 2015 yılında başkent Şam’ın kapılarına kadar…
- …dayanmış, ülkenin %60’ını ele geçirmişti. Rus ordusunun aktif müdahalesi ve Suriye ordusuna muazzam bir silah takviyesinin ardından örgüt gerilemeye başladı ve harita üzerinde çöllerin birkaç parçası hariç kontrolü kalmadı. 3 yıl kuşatma altında tuttukları Deyr Ez Zor kenti…
- …de IŞİD’in saldırılarına karşı Tümgeneral İssam Zahreddin komutasında inatla direndi ve örgüt askerî gücünün önemli bir kısmını kaybetmesine rağmen bu stratejik şehri alamadı.
- Örgüt bu güne kadar biri Haseke’de PKK’ya, diğeri Deyr Ez Zor’da Suriye ordusuna karşı olmak……üzere iki defa kimyasal silah kullandı. Fakat bu iki saldırı da fazla kayba neden olmadı. Suriye ordusu da Deyr Ez Zor’da IŞİD’e karşı kimyasal kullandı. IŞİD’e karşı en büyük kimyasal saldırıyı ise 2016 yılında Rus Hava Kuvvetleri yaptı. Hama doğusunda IŞİD kontrolündeki……köylere yapılan sarin gazı saldırısında 160 kişi öldü ama dünyada pek fazla gündem olmadı.
- Flood çok uzun olduğu için bazı noktaları istemeyerek de olsa atlamak zorunda kaldım. Değinmediğim noktalar kaldıysa DM yoluyla ya da mention atarak sorabilirsiniz. RT’leyerek bu floodun daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler. -SON-
[…] IŞİD nedir? kimdir? Ne istiyor? Kim destekliyor? […]