Levent Göktaş Kimdir?

LEVENT GÖKTAŞ KİMDİR?  Emekli Albay Çerkez Kemal ile ev hanımı Gülten Göktaş’ın dört çocuğunun en büyüğü olarak 1959 yılında doğan Mustafa Levent Göktaş ERBAA ilçesinin YEŞİLYURT köyü nüfusuna kayıtlı.

  • 1980 yılında Kara Harp okulunu bitiren Göktaş’ın tank subayı olarak başladığı askeri kariyeri oldukça dikkat çekici… Askerliğinin ilk yıllarında hiç vakit kaybetmeden Gazi Üniversitesi İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi- Finans ve Pazarlama dalında Yüksek Lisans yapmaya başladı.
  • Yüksek Lisans eğitiminin ardından başladığı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1992 yılında bitirdi. Dil öğrenmeyi önemsedi. İyi derecede İngilizce, Rusça ve Arapça öğrendi. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın seçkin subayları arasında gösterildi. Türkiye ile Suriye arasında 20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan Adana Mutabakatı görüşmelerinde bulundu.
  • Göktaş, görüşmeler sürecinde Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra Suriyeli Tümgeneral Adnan Bard-el Hasan ile sürekli temasta kalan isim oldu. Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde kurulan Muharebe Arama Kurtarma Birliği’nde (MAK) uzun süre görev aldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 3 adet üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip olan tek kişi olan Göktaş 25 yıl TSK Özel Kuvvetlerde tim, tabur ve alay komutanlığı yaptı. MAK’ın yapılanmasında aktif olarak görev alan (MİT mensubu) Kaşif Kozinoğlu ile birlikte çalıştı.

  • 1992 yılında Azerbaycan, 1993 ve 1997 yıllarında Irak’ta görev gereği bulundu. 1994 yılında Kozinoğlu’nun yurtdışına çıkmasından sonra MAK’ın başına getirildi. 1998 yılına kadar bu görevde kalan Levent Göktaş daha sonra yurtdışı göreve gönderildi. 1998-2001 yıllarında Suriye görev yaptı. 2001 yılına kadar yurtdışında kalan Göktaş, aynı yıl ikinci kez MAK’ta görev aldı. Bu dönemde Azerbaycan, Almanya ve Belçika’da düzenlenen operasyonlara katıldı.
  • 18 Aralık 2002 ‘da Necip Hablemit oğlunun öldürülmesinden bir kaç ay sonra Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na (EDOK) atanan Göktaş, 2004 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli oldu. Muhabere Kıdemli albay rütbesinden emekli oldu. Askerlikten emekli olduktan sonra Ankara Çankaya’da “Göktaş Avukatlık Bürosu”nu kurarak serbest avukatlık yapmaya başladı. İki kızının annesi olan Nesrin Göktaş’ta Yargıtay’da tetik hâkim olarak görev yapıyordu. Yargıtay’da dosyası olanların özel ve hatırlı referanslarla ulaştığı bir isimdi.
  • Ankara gazetecilerinin oyun, futbol ve muhabbet arkadaşıydı. Göktaş adı kamuoyu gündemine Sauna davasında sanık olan yakın arkadaşı Yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır’ın ve yine Sauna sanıklarından Murat Eren’in avukatlığını üstlenmesi ile geldi. Derin Ankara’nın bir aktörü olan Levent Göktaş adı Mavi Hat Operasyonu kapsamında yapılan telefon dinlemelerinde de yer aldı. Haklarında telefon dinlemesi kararı verilen ve suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen İbrahim Selçuk ve adamlarını önceden uyardığı gündem oldu. BOTAŞ’ın 19 Haziran 2006 tarihli Tuz Gölü Su Hattı ihalesine Selçuk’un başını çektiği ve içinde İhale Komisyonu üyelerinin de bulunduğu ekip tarafından rüşvet organizasyonuna konu edildi.
  • Bu kapsamda ihaleye giren şirketlerle bağlantı kurularak, ihaleyi kazanma garantisi karşılığında rüşvet pazarlığı yapıldı. Selçuk önderliğindeki ekip öncelikle ihaleye katılan Nihat Özdemir’in şirketi Limak’ın başını çektiği konsorsiyum ile bağlantı kurdu. Telefon dinlemelerinde Özdemir’in rüşvet ödemeyi kabul ettiği belirlendi. İbrahim Selçuk’un telefonlarının dinlendiğine ilişkin araştırmasının sonuçları da dinlemeye takıldı. Dinlemeler devam ederken çetenin telefonlarının dinlendiği bilgisini Levent Göktaş’tan aldıkları tapelere geçti.
  • Emekli Albay Levent Göktaş, 7 Ocak 2009’da Ergenekon soruşturmasının 10. dalga operasyonunda gözaltına alındı ve birkaç gün sonra “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandı. Göktaş’ın adının Ergenekon soruşturmasında geçmesi üzerine polis soruşturmayı derinleştirdi. Polisin Ankara’da 2000’de Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarını gerçekleştirdiği öne sürülen Kudüs Ordusu adlı örgüte ait Sincan’da bir kazıda bulunan seri numarası silinmiş 3 Uzi’yi yeniden incelemeye aldığı iddia edildi.
  • Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanması üzerine emekli Albay Mustafa Levent Göktaş’ın kahramanlık hikâyeleri medyada geniş yer bulmaya başladı. Star TV’de Uğur Dündar’ın sorularını yanıtlayan yine kendisi de emekli bir subay olan Sertar Öztürk, Göktaş’ın çok üstün vasıflara sahip bir asker olduğunu söyledi. Yılmaz Özdil onun nasıl başarılı bir asker olduğunu yazdı. Öyle ki Göktaş’ın PKK tarafından 25 kez pusuya düşürüldüğü ve hepsinden kurtulduğu haberlere konu oldu.
  • TSK’daki muvazzaflık döneminde, terörist Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ve Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinde görev aldığı yazıldı. Yargılamalar devam ederken Türkiye eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile emekli Albay Levent Göktaş’ın yollarının, Susurluk’un kayıp silahlarında kesiştiğini öğrendi. Şahin ile Göktaş’ın, birlikte, İsrail’den satın alınan ve Susurluk skandalı tartışmalarının odak noktasında bulunan operasyon silahları için 1994 yılında iki kez bu ülkeye gittiği iddianameye yansıdı.
  • Her ikisi de Tokatlı olan Şahin ve Göktaş iki kez birlikte İsrail’e giden Şahin ile Göktaş, terörle mücadelede kullanılması amacıyla yaklaşık 50 milyon dolara 463 parça otomatik tüfek, tabanca ve aparatları satın aldığı ortaya çıktı. 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 20 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması, tutuklulukta azami sürenin 5 yıla inmesi ve Ergenekon mahkemesinin gerekçeli kararını yazmamasına dair Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından 10 Mart 2014 tarihinde tahliye edildi.
  • Kendisini işine verdi. Kurucusu olduğu MLG Hukuk bürosunun kapısına sık sık hatırlı ve paralı kişiler geliyordu. Bir gün kapısını Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç ile evli olan İnan Kıraç çaldı. Karsan Holding’in hisselerini Sezgin Baran Korkmaz, küçük hissedar Nahum kardeşlerden satın almıştı. Kıraç, Korkmaz’dan bu hisseleri geri almak istiyordu.
  • Kıraç, gazeteci Vahap Munyar’a verdiği röportajda şunları söyledi: “Allah’tan Levent Göktaş ile tanıştım. Durumu inceledi, ‘Merak etmeyin, biz bu işi hukuki yollardan çözeriz’ dedi. Dediğini de yaptı. 6 milyon dolar ödeyerek şirketlerimin hisselerini geri aldım.” Bu arada Levent Göktaş yalnızca dava takip ederek vakit geçirmiyordu. MİT Müsteşarı olmak için lobi çalışması yapıyordu. Medyada zaman zaman temas halinde olduğu gazeteciler tarafından Göktaş’ın MİT müsteşarı olacağına dair haberler yapılıyor, köşe yazıları yazılıyordu. işte o haberlerden bir örnek:

  • Ergenekon Operasyonu’nu yürüten dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün talimatı ile gözaltına alınan “ERGENEKON’un Çöküşü” ve “Kod Adı Darbe” kitaplarının yazarı Zihni Çakır 15 Temmuz Çatı Davası’nda da tanık oldu. Çakır kritik davların adete kadrolu tanığıydı ama doğru bilgilerde veriyordu. 15 Temmuz Darbe davalarında bol bol isim verdi. Bu seferde Ergenekon davalarının ne kadar büyük bir kumpas olduğunu anlattı. Zihni Çakır’ın ifadesinde Hablemitoğlu suikastının failine dair yer alan bu bilgi önce ailenin sonra ise savcılığın dikkatlerini o yöne çekti.
  • 18 Aralık 2002’de, saat 20.30 sıralarında, Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı’ndaki evinin park yerinde, otomobilinden indiği sırada öldürülen Doç. Dr. Hablemitoğlu’nun yıllardır karanlıkta kalan dosyasının seyri bir anda değişti. Çakır ifadesinde Aydınlık ve bazı medya organlarının yıllardır Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili söylediklerinin tam aksini söylüyordu.

  • Muvazzaf T.M. adlı MİT görevlisinin Necip Hablemitoğlu’nu öldürdüğünü ve silahı Mogan gölüne attığını ileri sürmesi üzerine aile ilk olarak Tarkan M adlı kişiden şikâyetçi oldu.  Fakat mahkeme Çakır’ın cinayeti işlediği dediği kişinin 2016’da muvazzaf devlet görevlisi olması ve cinayetin işlendiği tarihlerde Kazakistan’da görevli olduğuna dair şifahi bilgilendirmeyle yetinerek ailenin talebini ret etti.

  • Bunun üzerine Hablemitoğlu ailesi suikastı soruşturmasını yürüten savcıdan gazeteci Çakır’ın ifadesinin alınmasını talep etti. Savcılık bilgisine başvurduğu ve adı geçen failden nasıl haberdar olduğunu sorması üzerine Çakır, ‘Nuri Gökhan B’den öğrendim bunları’ şeklinde yanıt vermesi dosyanın seyrini değiştirdi. Savcılık Gökhan Nuri Bozkır’ı ifadesini almak için ararken ortaya çıkan bilgiler ailesinin avukatı Ersan Barkın ve ailenin ısrarı Hablemitoğlu cinayetinde 17 yıl sonra sır perdesi aralanmasını sağladı.
  • Çünkü eski Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile ilgili yürütülen soruşturmada önemli ayrıntılara ulaşıldı. INTERPOL tarafından kırmızı bültenle aranan Bozkır’ın, 2015 yılında Türkiye’den firar ettiği öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 2016 yılında cinayetin işlendiği günün 6 ay öncesi ve sonrasına ait Hablemitoğlu’nun HTS kayıtları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan istendi. Özellikle olay anı ve öncesinde Hablemitoğlu’nun takip edilip edilmediğini netleştirmek için savcılık, kendisinin ve eşi Şengül Hablemitoğlu’nun sinyal verdiği baz istasyonlarını kullanan diğer abonelere ait telefon numaralarının tespit edilmesi için talimat vermişti.
  • Savcılık, yaptığı araştırmalar sonucunda, cinayetin kilit ismi olacak Nuri Gökhan Bozkır’a ulaştı. Bozkır’ın telefonun, cinayet günü 18 Aralık’ta sabahın ilk saatlerinde evinin Hablemitoğlu’nun evinin sokağında sinyal verdiği, ancak bir süre sonra hattın çıkarıldığı tespit etti. Savcılık, tanığın ‘Cinayet silahını Mogan’a attı’ beyanı üzerine burada da bir inceleme yaptı. Bozkır’ın telefonunun cinayet günü Mogan’da da sinyal verdiği ortaya çıktı. Bozkır’ın akşam saatlerinde Mogan Gölü civarında kendinden alt rütbeli birisinin telefonuna hattını taktığı ve bu hattın sinyal verdiği öğrenildi. Bütün bu çalışmanın sonunda Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Nuri Gökhan Bozkır hakkında ‘suç işleme amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ ve ‘tasarlayarak adam öldürme’ suçundan tutuklama kararı verildi.
  • Savcılığının, Ukrayna’da yakalanan Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürmesi bu gelişme ile başladı. Bozkır hakkında Hablemitoğlu suikastının faili olduğu gerekçesiyle hakkında kırmızı bülten çıkarılması sonrası 10 Temmuz 2019 tarihinde Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Hablemitoğlu suikastının kilit şüphelisi Eski Özel Kuvvetler mensubu Bozkır Ukrayna’da yapılan uzun yargılamalar sonunda Ukrayna – Rusya savaşına sayılı günler kala Türkiye’ye iade edildi. Türkiye’ye iade edilen Bozkır, “örgüt üyeliği” ve “tasarlayarak öldürme” suçlarından 8 Şubat 2022’de tutuklandı ve Hablemitoğlu cinayetini Levent Göktaş’ın işlettiğini itiraf etti. Levent Göktaş’ın adını veren kişinin onu adını çocuğuna Kiev’de açtığı restoranda (Levo) verecek kadar seven Bozkır’ın olması oldukça dikkat çekti. Nuri Gökhan Bozkır’ın Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili anlattıkları Levent Göktaş için sonun başlangıcı oldu. Tamda bu günlerde emekli yargıç olan eşini kaybetmenin acısını yaşıyordu.

  • Savcılık araştırmayı derinleştirince T. M’nun olay tarihinde bir başka kimlikle Türkiye’de olduğunu ve olay günü cinayetin işlendiği yerden telefon kayıtlarının olduğunu ortaya çıkardı. Nuri Gökhan Bozkır ve Tarkan Mumcuoğlu’nun HTS kayıtları cinayet günü aynı telefonlarının aynı yerden sinyal verdiğini göstermesi Bozkır’ın ifadesini doğruladı. Bozkır ifadesinde şunları söylemişti; “Suikastı kendim gerçekleştirmedim ancak tetikçiyi olay yerine götürdüm ve cinayet sonrasında da arabayla alıp evine bıraktım”. Üst düzey bir kişinin bu görevi kendisine verdiğini söyleyen Bozkır “Örtülü bir görev var. Hedef Hablemitoğlu” dediğini aktardı. Bozkır “Portakal Çiçeği Sokağı’nda keşif yapmamı ve üst düzey başka bir isimle koordinasyon halinde olmamı istedi. Bana görevde kullanmam için de operasyonel bir hat verildi. Ama Hablemitoğlu’nun öldürüleceğini bilmiyordum” dedi. Nuri Gökhan Bozkır’ın u ifadesinden sonra 8 Haziran’da eski askerlere yönelik gözaltılar başladı.
  • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını soruşturma bürosu 9 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, emekli Astsubay Kamil Metin, Memiş Aytekin, Bülent Kutsal, Altan Bora, Osman Tuncer ve Tan Dervişoğlu ilk gözaltına alınan isimler oldu.
  • Gözaltına alınanlardan Bülent Kutsal, Altan Bora, Osman Tuncer ve Tan Dervişoğlu, yurt dışı çıkış yasağı konarak serbest bırakıldılar. Fakat adı gözaltı listesinde olan ve 2002 yılında bu askerlerin komutanı olan emekli Albay Mustafa Levent Göktaş işyerlerine, evlerine yapılan baskınlarda bulunamadı. Bozkır’ın Türkiye’ye iade edilmemesi için çok uğraşan ama başarılı olamayan Göktaş şirket “hisselerini tasfiye ederek” bir hazırlığa başladı daha sonra ise izini kaybettirdi. A3haber yazarı Serdar Öztürk, avukatlık yapan MAK eski Alay Komutanı Mustafa Levent Göktaş’ın bir restoranın tuvaletinde tanınmamak için bıyıklarını kestiğini ifade etti.
  • 8 Haziran’dan beri kayıp olan Levent Göktaş’la ilgili son bilgileri aktaran Öztürk, “İstanbul Maslak’ta kızının evine ve Ankara’daki ofisine eş zamanlı baskın yapıldı.İki adreste de bulunamadı. Kızının oturduğu sitede başka bir daire kiraladığını tespit edildi. Polis, bu adrese de gitti ancak çoktan kaçtığı belirlendi. Bu kez İstanbul’da aranmaya başladı” dedi. Ankara, Antalya, İstanbul hattında izi sürülen ve Levent Göktaş şimdilik bulunamadı. Emniyet her yerde onu arıyor.
  • Muhtemelen kısa bir süre sonra bulunacak ve Erdoğan’ın istediği devleti sağlam kurması için anlaşma yoluna gidecek. Kim bilir belki de biz onu konuşurken o vereceği listeyi hazırlamakla meşguldür. AMA yıllardır Necip Hablemitoğlu’nun katilini farklı yerlerde aratanlar, farklı insanları katil bu diye işaret edenler utanmadan, sıkılmadan, haya etmeden hala aramızda dolaşıyor.

Yazar; LobiRapor

Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
binance
binance
3 ay önce

Can you be more specific about the content of your article? After reading it, I still have some doubts. Hope you can help me.

mutlakaoku.com |
1
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x