İnan Kıraç Kimdir?

#SedatPeker ‘in “Karanlıkların lordu İnan Kıraç” diye başlayan flod ile gündeme getirdiği Kıraç’ın babasını, derin ilişkilerini, medyayı dizayn çalışmalarını, siyasetteki etkisini, iddianamelerdeki gölgesini ve kim olduğunu merak ediyorsanız okuyun.

  • 1897 yılında Bursa’da posta idaresinde memur Kafkas kökenli Süleyman Bey’in ve Zekiye Hanımın oğlu olarak dünyaya gelen Ali Numan önce Afyon İdadisi daha sonra Bursa Ziraat Mektebi’ni bitirdi. 1921’de Amasya’ya tayin olan Ali Numan önce Darulharır Müdürü, ardından da Ziraat Mektebi muallimliği yaptı. 1925 yılında Semiha Hanım ile evlendi.

  • 1926’ya kadar Amasya’da kalan Ali Numan Bey, Ankara Ziraat Mektebi’ne atandı ve aynı dönemde Gazi Çiftliği’nde ziraat sorumlusu oldu. 1927 yılında Gazi ile tanıştı. Bu genç mühendisin gayretli çalışmaları gören Atatürk İlk çocuğunu kucağına alan Ali Numan Bey’in Atatürk Orman Çiftliği’ndeki evini ziyaret ederek yeni doğan çocuğa #Can adını verdi.

  • Ve kısa bir süre sonra Ali Numan, Atatürk’ün bir devlet politikası gereği olarak yurt dışına “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyoruz. Gür alevler halinde dönmelisiniz” “dediği isimler arasında bulunan ilk ziraatçı olacaktı. Amerika’da Kansas State University – College of Agriculture, sonra da Nebraska University’ye eğitim aldı. ABD’de son yeni zirai teknikleri öğrendi. Eğitimi biter bitmez Türkiye’ye döndü. Genç cumhuriyetin ona ihtiyacı vardı. Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşunda bulundu.
  • Atatürk, Eskişehir’de aldığı kırk bin dönümlük büyük bir arazi üzerine kurduğu Orman Çiftliği’ne Ali Numan Bey’i, burada sulu ve kuru tarım çalışmalarını karşılaştırmalı olarak yapmak üzere deneme istasyonu müdürü olarak görevlendirdi. Aileye ilk katılan oğula isim veren Atatürk, 1935 yılında soyadı kanunun yürürlüğe girmesi ile Ali Numan Bey’e geliştirdiği kuru tarım politikaları sebebiyle Kıraç soyadını uygun bulacaktı. 1937 yılında Eskişehir’de kuru tarım çalışmaları yapan aileye yeni bir oğul daha katıldı. İlk çocuklarına Atatürk’ün Can adını koyduğu Ali Numan Kıraç ikinci çocuğuna modernleşmenin simgesi olarak “İnan” adını koydu.
  • 1936 yılında Eskişehir’deki Drayfarming Deneme İstasyonu’nda dünyaya gelen #inankırac henüz ilkokul talebesi iken annesini kaybetti. Annesinin Semiha Kıraç’ın erken vefatı onu derinden sarstı. Ali Numan Kıraç, o yıllarda en önemli gelir kapısı tarım olan Türkiye’nin önemli bir ismiydi. Siyasete de ilgisiz değildi. 2. Dünya Savaşı’nın bitimiyle Amerika’nın başlattığı Marshall yardımlarının dağıtımında görev alan Ali Numan ve Mehmet Barlas’ın babası Cemil Sait Barlas kime ne kadar yardım verileceğine karar veren isimlerdi. Kıraç ve Barlas devletin Marshall yardımları kapsamında bedelsiz aldığı traktörleri uzun vadeli krediyle köylüye satma fikrinin babası oldular. ‘Mineapolis Moline’ adını taşıyan bu ilk traktörlere, köylü sarı traktör adını takmıştı. Bu ilk ithal paketin ardından yerli üretim planlandı.

  • Bu traktörler öyle ilgi gördü ki yazar Talip Apaydın’ın “Sarı Traktör” adlı romanında köylülerin traktör almak için verdikleri çabayı konu edindi.

  • Bu traktörlerin büyük ilgi görmesi 1955 yılında Ziraat Bankası ortaklığıyla Atatürk Orman Çiftliğine Mineapolis Moline- Türk Traktör ortaklığı kuruldu. Türk Traktör’ün Türk sermayedarı daha sonra Türkiye gündeminde var olacak bir isim olan Ankara kökenli iş insanı Vehbi Koç oldu. Bütün bu gelişmeler yaşanırken Ali Numan Kıraç 30 Haziran 1954’de vefat etti. Gazeteci Ahmet Emin Yalman, Numan Kıraç’ın vefatı üzerine onun için ”Akıncı diye zihnimde yaşattığım bir tip insan var. Numan Kıraç’tan akıncıların akıncısı diye bahsetmekte tereddüt etmem.” diye yazdı.
  • Bu arada oğul Can Kıraç, #GalatasarayLisesi’ni, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirmiş Ankara’da baba dostu Vehbi Koç’un sahibi olduğu Koç Ticaret Şirketi Otomobilcilik Şubesi’nde çalışma hayatına başlamıştı. Abi Can babasının vefatı üzerine kendisini kardeşi İnan’ın da hamisi olarak görüyordu. Yıllar sonra o günler için “İnan ve ben, birbirimize sarılarak hayatın zorluklarını aşmak zorundaydık” diye yazdı. Kardeşi İnan Kıraç, #Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Londra’da City College of Business’te ekonomi öğrenimi görmüş bir isimdi. Abisi Can onun başarılı olacağına inanıyordu.
  • Bu düşünce ile İnan’ın baba dostu #VehbiKoc’un şirketlerinde çalışmasını arzu ediyordu. 1960’da Koç’un önemli isimlerinden Bernar Nahum’a “Beni yetiştirdiniz, şimdi sıra İnan’a geldi. Biliyorsunuz, biz dal budak salmış bir aile değiliz, İnan karakterli ve meziyetli bir gençtir. Yanınıza alır ve ustalık yaparsanız memlekete başarılı bir insan kazandırırsınız” diyerek Koç’un kapısının İnan’a da açılması için ilk girişimi yaptı. Fakat o kapı İnan Kıraç’a kolay açılacağa benzemiyordu. Şirkette ortak müdür statüsünde olan #Bernar Nahum bu teklifi Vehbi Bey ile görüştüğünü ve onun şiddetle karşı çıktığını söyledi. 

  • Vehbi Koç “Can, İzmir’de başarılı oluyor, ilerde önemli görevler alabilir. Kardeşinin beklenmedik bir aksaklığı onu engelleyebilir. Bu düşünceyle kardeşlerin beraber çalışmalarını doğru bulmuyorum.” diyerek kapıyı kapatmıştı. Gelen bu cevap üzerine #CanKırac, Vehbi Koç ile kendisi görüşmeye karar verdi.

  • 1960’lı yıllarda Koç’un karargâhı olan Merkez Han’da yazıhanesi bulunan Vehbi Koç’un kapısını çaldı. Vehbi Koç’a “Kardeşim İnan’ın tam bir fedakârlıkla çalışacağına inanıyorum. Benim gibi İnan’ın da Mösyö Bernar’ın yanında üç aylık bir deneme geçirmesine izin verin, işe yaramaz ise kapının önüne koyarsınız!” dedi. Görüşme olumlu sonuçlandı. Vehbi Koç, “Haftaya salı sabahı saat on birde kardeşin bana gelsin. Bilirsin salı günleri benim için uğurludur!” diyerek İnan Kıraç’a yeşil ışık yaktı. İnan Kıraç bu görüşmenin ardından 1961 yılında Koç Holding şirketlerinden Ormak AŞ’de satış memuru olarak çalışmaya başlayarak iş hayatına atıldığında 24 yaşındaydı.
  • 1966 senesinde Otoyol (Fiat Kamyonları’nın ve Midibüslerinin imalatçısı) Genel Müdürlüğü’ne atandı. Galatasaray Lisesi mezunu Londra’da City College of Business’te ekonomi öğrenimi görmüş olan İnan Kıraç sadece ticaret ile meşgul olmuyordu. Abisinden farklı olarak tam bir oyun kurucuydu. Kısa bir cümle ile çok kimlikli ve çok yönlü bir yapısı vardı. Cumhuriyet döneminde babası ile yurt dışına giden arkadaşlarının devlette önemli görevlerde bulunması ve okuduğu okullar üzerinden geliştirdiği ilişkiler hep önünü açtı. Ziraat mühendisi bir bürokrat babanın oğlu olan İnan Kıraç hırsı, çalışkanlığı ve sadakatiyle Türkiye’nin bir dönemlerin en kudretli kadroları ile hep yakın oldu.
  • Vehbi Koç ile Sadberk Koç’un büyümüşte küçülmüş küçük kızları Suna Koç’u dansa kaldırma teşebbüsünün ret edilmesi onu arzusundan vaz geçirmedi. Ankara Palas’ta aldığı hayır cevabının üzerinden bir yıl geçtikten sonra Suna Koç’u buluşmaya ikna etti. Buluşma gerçekleşmedi ama İnan Kıraç Koç’un merkezine giderek Suna Koç’a evlenme teklif etti. Suna Koç, İnan’ın bu teklifi üzerine babasının fikrini sordu. Baba Vehbi Koç bu teklife olumlu baktığını söyledi. İstanbul Belediye Başkanı Haşim İşcan tarafından Koç ailesinin uzun yıllar yaşadığı Çankaya Apartmanında aile yakınları arasında 29 Aralık 1967 günü kıyılan nikâh ile evlendiler.

  • Yıllar sonra düğünle ilgili Suna Kıraç şunları yazacaktı. “Törene 1500 kişi katılmıştı, ama hiçbiri bizim dostumuz olarak nitelediğimiz, yani gündelik yaşamı paylaştığımız insanlar değildi. Konuklarımız Koç Topluluğu’nun dostlarıydı. Oysa İnan ile ben hızımızı alamamıştık. Bu defa da arkadaşlarımız için tören yapmaya karar verdik. Dört-beş değişik yerde evlilik kutlamaları sürdü.” Evlilikle birlikte İnan Kıraç’ın Koç Grubu’ndaki yükselişi de hızlandı. 1970′de Tofaş Genel Müdürü, 1980′de ise Koç Holding Başkan Yardımcısı oldu.
  • Çalışkan, prensipli ve görev adamı olması Vehbi Bey’in de beğenisini kazanmıştı. Vehbi Koç, girişken ve ilişkileri güçlü damadı sayesinde oğlunu iktidar tartışmalarından uzak tuttu. İnan Kıraç Koç ailesinin devletle ve devlette söz sahibi olan kliklerle adeta köprüsü oldu. Suna ve İnan Kıraç çok istemelerine rağmen bir türlü çocuk sahibi olmamaları üzerine İpek Kıraç adında bir kız çocuğunu 1 Şubat 1985 tarihinde evlat edindiler. Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanlığı’na atanan Kıraç, 1998 tarihinde emekliye ayrılıncaya kadar bu holdingde kaldı. Kıraç, 1998 tarihinde emekliye ayrılıncaya kadar Koç Holding Yürütme Kurulu Başkanı (CEO) görevinde bulundu. 2003 senesinde kültür-sanat, eğitim ve sağlık konularında hizmet vermesi maksadıyla Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nı, 2005 senesinde ise Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’ni kurdu.
  • Vehbi Bey’in ölümünün ardından pek hissettirilmese de şirket içinde bir çalkantı yaşandı. İnan Kıraç’ın aslında Vehbi Koç dışında Koç’larla arası hiç iyi olmadı. Torun Koçlar’la da iyi geçinemediği için 1998 senesinde Claude Nahum ile birlikte Kıraça Şirketler Topluluğu’nu kurdu. 2000 yılında eşi Suna Kıraç Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalandı. İnan Kıraç ALS hastalığına yakalanan eşi Suna’nın bakımı için tüm imkanları seferber etmekle kalmadı, bizzat kendi de yakından ilgilendi. Kızı İpek’in de isteğiyle bir bakıcı ordusuyla Suna Hanım doktorların tahmininin ötesinde yaşadı. Türkiye’nin en büyük vakıflarının yöneticisi ve söz sahibi olan İnan Kıraç #Galatasaray Spor Kulübü’nde başkan seçilecek kişilerin son onay makamı olmasının dışında bir başka özelliği de vakıf yöneticiliğiydi.
  • Galatasaray Eğitim Vakfı, Alliance Galatasaray, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Darülaceze Vakfı, Galatasaray Spor Kulübü, TEVDAK, TEMA, Yeditepe Üniversitesi, Coşkunöz Eğitim Vakfı onun gölgesinin olduğu vakıflardı. 2011 yılında Galatasaray Lisesi’nin 530’uncu kuruluş yıldönümü ve Galatasaray Eğitim Vakfı’nın 30’uncu yaşı nedeniyle İnan Kıraç’a “Legion d’Honneur Commandeur” nişanı verildi.

  • Bu nişan ile İnan Kıraç’a 1997 yılında verilen Légion d’Honneur Officier nişanının, Légion d’Honneur Commandeur mertebesine taltif edilmiş oldu. Türkiye’nin yakın tarihinde İnan Kıraç’ın parmak izinin olmadığı, ayak izinin görünmediği bir olay hemen hemen yok gibidir. Deniz Baykal’a kaset komplosundan yaklaşık üç ay önce CHP Genel Merkezi’nde #Baykal‘ı ziyaret ederek, “Önder Sav, Onur Öymen ve Mustafa Özyürek’i listeye alma” dediği haberlere konu oldu. 
  • Bu ziyaretten sonra ortaya çıkan kaset sonrası Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması beraberinde soru işaretleri getirse de olayın arka planı hiç aydınlanmadı. 1995-99 yılları arasında başbakanlık yapan Tansu Çiller’in Başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık, yıllar önce çıktığı bir televizyon kanalında İnan Kıraç’ın siyaseti nasıl dizayn ettiğini şu cümleler ile ifade etti. “1995 yılında hiç unutmuyorum DYP ile #MHP koalisyon görüşmeleri yapıyordu. Görüşmeler iyi bir noktada ilerliyordu. Tansu Hanım önce bunu kabul etti sonra bir günde koalisyon bozuldu.” 
  • Kocabıyık daha sonra Tansu Çiller’i ziyaret eden ‘İnan Kıraç’ın bir araştırma yaptırdığını araştırmada #DYP oy oranının yüzde 29 olduğunu söylediğini öğrendiği ifade etti. Kocabıyık sözlerini şöyle sürdürdü. “İnan Kıraç Ankara’ya gelerek öğleden evvel MHP’ye bir araştırma veriyor yüzde 15, öğleden sonra DYP’ye bir araştırma veriyor yüzde 29.” #inankırac Kıraç’ın parmak izini sadece siyasi partilerde ve derin Ankara oyunlarında görmüyoruz.
  • #Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci Ergenekon iddianamesin de, Kıraç’ın, o dönem firari sanık olan Bedrettin Dalan’la ilişkisine dair ayrıntılara yer verildi. İddianameye giren tapeler de Dalan’ın, dönemin Jandarma #İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz’le yaptığı konuşmada İnan Kıraç’ı dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e aracı olarak gönderdiğini söylüyor. Kayıtlarda, Dalan TSK’nın iktidara karşı demokratik tutum takınmasından rahatsız olduğunu anlatarak şunları söylüyor. “Bundan 6-7 ay önce İnan Kıraç’la beraber geldik. Böyle Sakarya Meydan Muharebesi gibi üç kişi kavga ettik, gırtlaklıyordum ben. ‘İnan git Ankara’ya. Kurmay’la konuş benden ne şikayetiniz var diye öğren’ dedim.” 30 Nisan 2008’de İnan Kıraç’ın, o dönem her yerde Bedrettin Dalan’ın, Coşkun Umur adına kayıtlı telefondan İnan Kıraç’la konuştuğu tespit edildi.
  • Kayıtlara göre ikili arasındaki görüşmede şunlar konuşulmuştu: Bedrettin Dalan: İnancığım nasılsın iyi misin? – İnan Kıraç: Sayın Başkanım iyiyim iyi de değilim aslında….bugün bir ara şeye gittim İlhan Selçuk Bey’e gittim. Durumu iyi sizi de onu daha yakınlaştıracağım öyle bir misyon aldım.”

  • İnan Kıraç’ın Aydın Doğan’ın medyaya girmesinde de çok özel katkıları olan isimdi. 1979 #Milliyet’i Aydın Doğan’a satması için Ercüment Karaca’yı Almanya’da “ikna” eden isimlerden birisi İnan Kıraç diğer isim ise 1992 yılında 63 yaşındaki eşinin İslamiyet’ten Hıristiyanlığa geçişiyle gündeme gelen Vedat Urul olmuştu. Genel Yayın yönetmeni Başbakan #BülentEcevit’le görüştükten sonra öldürülen gazetenin sahipleri Karacan ailesini ikna etmek zor olmadı.
  • İkinci #Ergenekon davasının ek klasörlerinde alan bir belgenin Aydın Doğan’ın Sabah-Atv grubunu satın almak için o dönem Koç Grubu CEO’su olan İnan Kıraç’ın onayını aldığını göstermesi oldukça dikkat çekici bir ayrıntı olarak hafızalardaki yerini koruyor. Ayrıca 2.Ergenekon dava dosyasında Tuncay Özkan’a ait klasörde, Mart 2007’de Aydın Doğan tarafından Dinç Bilgin’e verilen teklif mektubu yer alıyor. Doğan’ın 5 maddelik teklif mektubuna; “Sayın İnan Kıraç’ın önünde mutabakata varılacak konular:” şeklinde başlayarak kararları yazması dikkat çekmenin çok ötesinde Kıraç’ın medya dizany işerinde etkin olduğunu göstermesi bakımından önemli. Medyada yaşanan satışların hakemi olan İnan Kıraç’ı Cumhuriyet gazetesine destek veren Cumhuriyet Vakfı’nın Danışma Kurulu’na görmek onun etki alanını bilenler için hiç şaşırtıcı olmadı.

  • Galatasaray Spor Kulübü’nde istediği kişiyi başkan yaptıran Galatasaray Üniversitesi yönetimi elinde tutan Kıraç’ın gazeteci #CetinEmec suikastıyla ilgili hassasiyeti köşe yazılarına konu oldu. 7 Mart 1990’da öldürülen gazeteci Çetin Emeç’in, eşi Bilge Hanım, suikasttan 20 yıl sonra Sanem Altan’a bir röportaj verdi ve orada “Yakalanan katilin gerçek olduğunu düşünmüyorum” dedi. Ve devam etti sözlerine “Bugüne kadar devleti suçlamadım. İran yaptı, demek işime geldi. Gerçeklerle yüzleşmek istemedim. Her şey suikastın çözülmemesine programlıydı. Tetikçiyi yakaladılar ama onun da gerçek olduğunu düşünmüyorum…”

  • Röportaj büyük ses getirmişti. Tebrik telefonları gün boyu susmamış Emeç ailesi röportajı yapan gazeteciye teşekkür üstüne teşekkür etmişti. 26 Mayıs 2011 yılında Sanem Altan Vatan’daki köşesin de röportajdan sonra yaşanan gelişmelere “Peki siz İnan Kıraç’ı nasıl tanırsınız?” başlıklı yazısında şu ifadelerle yer verdi. Fakat ertesi gün Bilge Hanım’dan ağlamaklı bir sesle bir telefon aldım, “Lütfen dediklerimi demediğimi söyleyelim, biliyorum dedim ama demedi deyin… Çok kızdılar bana” diyordu. “Bunu yapamayız Bilge Hanım, bunları kasede de söylediniz ama kim kızdı size, ne oldu?” dediğimde şu yanıtı aldım: “İnan bizim aile dostumuz, Çetin’den sonra o bize kol kanat gerdi, çocuklarım onlarla büyüdü, o kızdı bana ‘Bunu söylemen çok yanlış, bana nasıl sormazsın röportaj yapmadan önce’ dedi, çok kötü oldu, çok…” Şaşırdım…
  • İnan Kıraç, Çetin Emeç’in ölümünden sonra ailesine sahip çıkacak kadar onlara yakınsa suikastın aydınlatılmasını nasıl istemezdi ki Bilge Hanım’a konuştuğu için kızsın. İnan Kıraç’ı aramaya karar verdim. Onunla da röportaj yapmayı aklımdan geçiriyordum. İş yerine not bıraktım, geri aranmayı çok da beklemiyordum doğrusu… Ama İnan Kıraç aradı… Ona “Duydum ki Bilge Hanım’a kızmışsınız, niye kızdınız?” dedim. O da “Tabii ki kızdım, bitmiş kapanmış bir konuyu açmaya gerek yok” dedi. “Ama bu cinayet aydınlatılmadı, kimler yaptı bunu bilmek istemez misiniz?” dedim. “Biliyorum kim yaptı, şu anda da içerde, suçlular yakalandı, konuyu boşuna açmaya gerek yok” dedi. Bu sefer çok şaşırdım işte… Telefonu kapadıktan sonra “Kim bu İnan Kıraç acaba?” diye düşündüm…
  • Emeç’in öldürülmesi ile başlayan huzursuzluk listede Simavi ailesi var uyarıları EROL Simavi ailesinin Hürriyet Gazetesi’ni satmaya karar vermesine sebep oldu. Milliyet Genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi’nin öldürülmesi üzerine satılan Milliyet’i alan Aydın Doğan bu seferde Hürriyet’i satın alarak medyanın kaptanı oldu. Emeç’in öldürülmesi Türkiye’de medyanın dizayn edilmesinin yolu açıldı. İlk operasyon Abdi İpekçi’nin öldürülmesi sonrası listede aslında siz varsınız dedikleri Karacan ailesi üzerinde yapılmış başarılı olmuştu. İkinci operasyon Simavi ailesine yapıldı.
  • Simavi ailesinin Hürriyet’ti bırakması ve Türkiye’yi terk etmesi özelde Koç ailesinin uygulamada ise damat İnan Kıraç’ın çok özel çalışmasının sonuncunda oldu iddiasını dile getirenler konuya bir yasak aşk penceresi açarlar. Rahmi Koç ile evliliğinden olan Mustafa, Ömer, Ali Koç’un anneleri Çiğdem Koç üç çoğunu geride bırakarak gönül ilişkisi yaşadığı Haldun Simavi ile evlenmişti. Vehbi Koç’un o günlerde “bir gazetemiz olsaydı iyi olurdu” dediği iddia edildi. #Peker’in görünüşte “arkasından konuştuğu” için ilişkiler ağına dikkat çektiği Çetin Emeç ölümünün 32. yılında mezarı başında yapılan anma törenine katılmayı ihmal etmeyen insanı İnan Kıraç azda olsa tanımanızı istedik erenler…

  • İnan Kıraç’ın devlet içindeki derin kadrolarla kısacası müsteşarlık üzerinden siyasi partilere uzanan ağları başka bir flod konusu olarak önümüzde duruyor. Bu #flod ile pazılın birkaç parçasını ortaya koyduk çünkü aslında bilmesi gerekenler her şeyi biliyor ama halka yalan söylemekte ısrar ediyorlar. Gaffar Okan’ı, Yazar Kışlalı’yı, Hablemitoğlu’nu, Üzeyir Garih’i, Özdemir Sabancı’yı kimin öldürdüğünü, MHP’li yöneticilerin ve Baykal’ın kasetlerini hangi yapının piyasaya sürdüğünü… Peker’in aslında kimin önünü açtığını, İnan Kıraç üzerinden kimlere ulaşacaklarını, Erdoğan’ın seçimi kazanmak için neler yapacağını hangi isimleri harcayacağını çok iyi biliyorlar. 
  • Erdoğan bazı derin isimlerle- ittifak kurmasına rağmen- halkta karşılığı olmayan devleti kulüpten ve genetik kod merkezli yöneten kısacası elinde kaset koleksiyonu olan derin bir kadroya operasyon yapmak için peşrev çektiriyor. Sivil BİR numaranın ölümünden sonra o kartlar çoktan yeniden dağıtıldı. İşin sırrı aslında “Sizleri bir kıvılcım olarak gönderiyorum, #volkan olarak dönünüz!” diye gönderilen ve volkan olarak dönen adamlarda ve onların rahle-i tedrisatından geçenlerde… #SedatPeker her fırsatta kendisinden söz edilmesinden hoşlananların aksine, fazla ortalarda gözükmek istemeyen, gölgede kalmayı tercih eden İnan Kıraç’ı Erdoğan’ın elini güçlendirmek için hedef tahtasına oturmuş olabilir mi?
  • Ukrayna’dan ısrarla ÖKK personeli #GökhanNuri’yi isteyen Erdoğan ve müsteşarlık ipin ucunun aslında nerelere kadar uzanacağını çok iyi biliyorlardı. Gökhan Nuri Bozkır’a yol ve yön verenlerin etkin olduğu dönem #AKP‘nin iktidar olmadığı bir dönem olduğu için rahattılar. #LeventGöktaş ve benzerleri aslında Osmanlının son dönemi cumhuriyetin ilk yıllarında hazırlanan derin pazıldaki binlerce parçadan sadece bir parça… Sadrazam Mahmut Paşa’ya suikast planlayanları adım adım takip eden ittihatçı kadrolar suikastı önlemek yerine suikast sonrası tutuklayacakları isimleri hazırlıyorlardı. Bu kirli yöntem hiç değişmedi aslında… 
  • Bu arada #GalatasarayLisesi mezunlarının derin bağlarını gündeme getiren Sedat Peker MİT eski Müsteşarı Şensal Atasagun’un siyasete yön veren ağlarını gündem yapar mı dersiniz? Bu arada dönemin başbakanı ile kumar kaseti üzerinden pazarlık yapan ve yıllarca yaptığı bütün görüşmeleri kayıt eden videoları ile TR’de gündem belirleyen Sedat Peker, Erdoğan ile neden anlaşmasın ki? Seçime iki ay kala büyük ifşaatlar yapacağını söyleyen ve muhalif medyaya bu günlerde sufle üstüne sufle veren Sedat Peker #millet ittifakının cumhur başkanı adayını bekliyor olmasın…
  • Erdoğan acaba Gökhan Nuri, Levent Göktaş, İnan Kıraç tartışmaları üzerinden başlayan derin ilişkiler ağından seçim öncesi lazım olan parayı bulabilir mi dersiniz? Ve #Leventgöktas acaba Hablemitoğlu suikastı ile ilgili dikkatleri İnan Kıraç ve derin kadrolar üzerine çekmek için mi göstere göstere Kıraça Holding binasına gitti.  Tam #inankırac adı gündeme gelmişken Ethem Sancak, ‘siyasette ilk öğretmenim’ dediği Doğu Perinçek’in liderliğini yaptığı Vatan Partisi’ne katılacak olması ayrıca dikkat çekici..

  • İnan Kıraç’ın 2000 yılında Amyotrofik lateral skleroz #ALS hastalığına yakalanan eşi Suna Kıraç 15 Eylül 2020’de 79 yaşında İstanbul’da öldü. Suna Kıraç’ın tabutunun üzerine, babası Vehbi Koç, ablası Sevgi Gönül ve yeğeni #MustafaKoc’un cenazelerinde de kullanılan, aileye ait Osmanlı Sancağı örtüldü. 

  • Sancağın üzerinde, “Hak ve gerçek olan kainatın sahibi Allah’tan başka ilah yoktur/Güvenilir ve sözünde sadık Muhammed, onun elçisidir” ifadelerinin yazılı olduğu belirtildi. #SunaKırac 16 Eylül 2020’de Marmara İlahiyat Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Soner Yalçın 2016 yılında Kıraç ailesinin atalarının Bulgaristan’ın #Köstendil kasabasından olduklarını Ailesin Rus işgalinden kaçarak 1890 yılında Bursa’ya göçtüğünü yazdı. Fakat oğul #inankırac “ Babam Ali Numan Kıraç” başlıklı yazısında babasının “Kafkas kökenli bir ailenin çocuğu” olduğunu yazdı.

  • Unutmadan eklersek Levent Göktaş’ta Kafkas kökenli olmakla övünen ve bu kökeni üzerinden Erdoğan’ın reklamcısı Erol Olcok için “Biz #Çerkeziz, Olçok bizim akrabamızdır.” dediği hala haberlerde durmaktadır. Kamuoyunun büyük çoğunluğu tarafından Kayserili bilinen #HulusiAkar‘ın dedeleri Çerkezlerin yoğun olarak yaşadığı Manyas ilçesinin Çataltepe köyünden fakat dedesi Ali Akar daha sonra Manyas’ın Kubaş mahallesine taşınmış. İttihat Terakki Partisi 1889 yılında askeri tıbbiyenin bahçesinde yemin ederek kuran isimlerden Abdullah Cevdet (Kürt), İbrahim Temo (Arnavut), İshak Sükuti (Kürt), Mehmet Reşit Çerkes’ti.

Yazar; LobiRapor

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x