Komplo Teorisi: 2012 Yılında Dünya Sona mı Erdi?

Flood'un Yayınlandığı Tarih:19 Ocak 2020 @ 02:41

Bugün orijinali bana ait olmayan, dün ilk kez gördüğümde garip bir şekilde ilginç gelen bir tweet silsilesini çeviri yapacağım. Aynı görselleri kullanarak, içine kendi yorumumu katmadan birebir @NickHintonn ne yazdıysa onu kullanacağım.

  • Diskıleymır: Bu silsileyi çeviriyor olmam, katıldığım anlamına gelmez. Silsilede geçen isimler ve yerler hayali olup, Karafakılı İl Sınırları içerisinde değildir binaenaleyh Karafakılı bir il değildir tıpkı şu andan itibaren yazacaklarımın da benim cümlelerim olmaması gibi.

Bir komplo teorisi: 2012 yılında Dünya sona mı erdi?

  • Bir süredir bu konu hakkında konuşmak istiyordum. Geçen gün, durduk yere içimden, bu konuya tekrar bir bakıp, eski yazılara göz atma isteği duydum. Bilirsiniz sadece eğlence için. O günden beri diğer insanların da bu konu hakkında konuşmaya başladığını farkettim.
  • Fakat işin garip tarafı bu konu hakkında internette artık hiçbir şey bulamıyorum. Söylediğim gibi, bu konu hakkında günlük konuşanlar ve şakalaşanlar var fakat önceden okuduğum hiçbir ciddi derinlemesine yazıyı artık bulamıyorum.
  • Bu benim için gerçekten hayal kırıcı çünkü bu yazıyı yazarken hafızamı tazeleyebileceğim herhangi bir şey bulamadım. Sadece orada burada bu puzzle’ı tekrar bir araya getirebilmem için yardım eden birkaç bilgi kırıntısı fakat biliyorum çok daha fazlası vardı.
  • Bu teoriyi ilk ne zaman duydum hatırlayamıyorum fakat bir şekilde popülerdi. Bu teoriden bahseden Max Laughan’ın bir videosunu bulmuştum şu Youtube’deki dahi çocuk ama sanırım Max bu konudan bahseden ilk kişi değildi, sanırım bir kız bahsetmişti ilk kez.
  • Peki Dünya 2012 yılında sona erdi mi? 2012, CERN’deki bilim adamlarının sonunda Higgs Boson’unu buldukları yıl, biliyorsunuz Stephen Hawking’in evreni yok edeceğini ön gördüğü parçacık ya da kendi tabiriyle “yokedici şekilde bozulmasına yol açacak parçacık.

  • Şimdi, eğer evreni yok etmiş olsaydık ne olurdu? Bunu anlayabilir miydik? Belki Cern’de bilim adamları, kazara biz farketmeden bizi içine çekebilecek bir karadelik yarattı ve o günden beri onun içinde yaşıyoruz. Bazı fizikçiler gerçekten bunun olabileceğini inanıyor.

  • Bilirsiniz eski bir klişedir ama o günden beri hiçbir şey normal gelmiyor gibi. Tamam katılıyorum belki de bu büyümek ve giderek yaşlanmak ile ilgili olabilir fakat Dünya her geçen gün daha da kaosa sürükleniyor gibi, zaman bile sanki daha hızlı.
  • Hergün bir çeşit felaket gerçekleşiyor. Toplu katliamlar bile haberlerde yalnızca 12 saat kalabiliyor artık. Acaba hepimiz öldük de cehenneme mi gittik? Buna inanmıyorum fakat inanan bazı insanlar var. Belki de The Good Place’deki karakterler ile benzer bir durumun içindeyiz.

  • Önceden de söylediğim gibi bence bir çeşit simülasyon içinde yaşıyoruz. Belki de evrenimiz CERN tarafından yok edildi ve bizim kollektif bilincimiz hemen yanıbaşımızdaki bir paralel evrene aktarıldı. İnanın herşey neredeyse aynı olurdu.
  • İşin gerçeği, 2012’den önce hatırladıkları ile günümüzdeki gerçeklik arasında küçük farklılıklar olduğunu iddia eden insanlar var. Bu garip durum genelde Mandela Etkisi olarak adlandırılıyor. Aşağıda meşhur bir örneğini görebilirsiniz.

  • Bu insanlar, bazı logoları farklı hatırlıyor. Örneğin Febreze değil Febreeze, Skechers yerine Sketchers, JCPenney değil JCPenny ve Loony Tunes değil Loony Toons şeklinde. Liste böyle uzar gider ve eğer bunlar size de garip geliyorsa meraklanmayın yalnız değilsiniz.

  • Bu etkinin ismi tabi ki Nelson Mandela’dan geliyor. Birçok insan onun 80’lerde hapiste iken öldüğünü düşünüyordu fakat birçokları için bir sürpriz olarak cenaze töreni 2013 yılında ana haber bültenindeydi ve kendisi uzun ve mutlu bir ömür yaşadı.

  • Mandela etkisi bazen iyice huzursuzluk yaratacak noktalara gidebilir özellikle bazı insanlar Özgürlük Heykeli’nin tamamen başka bir yerde olduğunu hatırlıyorsa, Ellis Adası’nda. Gerçekte bu heykel Liberty Adası üzerinde.

  • Burada bir yağlı boya tabloda Özgürlük Anıtı açık bir şekilde, yanında başka herhangi bir ada görünmeksizin Ellis Adası üzerinde resmedilmiş. Acaba sanatçı bu şekilde görünüyor olmasını daha mı estetik bulmuştu? Böyle olduğunu hiç sanmıyorum.

  • Evet, bu yeterince garip gelmediyse eğer, Google haritalar üzerinde sokak görünümünü seçer, Liberty Adası üzerinde bazı belirli bölgelere giderseniz göreceksiniz ki Özgürlük Heykeli olması gerektiği yerde, adada görünmüyor. Önceki zaman akışından kalma bazı görseller mi?

  • Bu garip fotoğrafları yükleyen hesap, Özgürlük Heykeli’nin gerçek tasarımcısının ismini kullanıyor, Auguste Bartholdi. Hesap ayrıca 1800’lerden fotoğraflar da paylaşıyor ve hesap google tarafından onaylanmış bir hesap.

  • Burada ise görünüşe göre Amerika WW1’a girmeden önce Almanlar, ilk kez Amerika topraklarında terrör saldırısı düzenlemişler. Bu saldırı, nükleer olmayan en büyük patlama olarak kabul edilmiş bir zamanlar. Merak ediyorum okulda bunu duyan var mı aranızda?

  • Herneyse, bu patlama Özgürlük Heykeli’nin meşalesinin ziyarete kapatılmasının sebebi ve 100 yıla yakındır da kapalı fakat bir problem var o da insanlar halen o meşaleye gidebiliyor!

  • Sonrasında internetten bu fotoğrafları buldum. Meşale’den çekilmiş fotoğraflar fakat kullanıcı profillerine bir bakın, gerçekten rahatsız edici. Acaba bunlar zaman yolcuları mıydılar?

  • İlaveten ilginç bir Twitter hesabı daha var @StatueEllisFdn
    Herhangi bir şekilde Liberty Adası hakkında hiçbir şey söylemediği gibi ayrıca insanların nihayetinde hiçbir yere varamadığı merdivenleri gösteren bir banner fotoğrafına sahip.

  • Ve son olarak bu video. İnsanların Facebook üzerinde fotoğraflarını “Özgürlük Heykeli, Ellis Adası” diye etiketlediği fakat hiçbir heykelin bulunmadığı fotoğraflar. Gerçekten rahatsız edici.

  • Neyse, bir süre önce 4chan üzerinde, CERN’de bu Mandela Etkilerine yol açtığı iddia edilen süreci başlatan olaylardan sorumlu 23 bilim adamından biri olduğunu iddia eden biri vardı. İddiaları gezegenin yokedildiği ve bu sebeple de simülasyon bir dünyaya yerleştirildiğimiz.
  • Bu arada bence bu kişi her kim olursa olsun en ilginç olan şey gerçekliği Matruşka bebeklerine benzetmiş olmasıydı. Bir sürü dünya aynı bu bebekler gibi birbiri içinde. Simülasyon içinde simülasyon tıpkı daha önceden de anlattığım gibi.
  • Simülasyon içerisinde simülasyon yeni bir fikir değil, 3. asırdan beri Doğu felsefesinin bir parçası. Alan Watts’dan alıntılanan aşağıdaki anlatım bunu kusursuz olarak resmediyor.

  • “Çoklu boyutlarda, sabahın erken saatlerinde, çiğ damlaları ile kaplı bir örümcek ağı hayal edin. Her bir damla, yüzeyinde diğer bütün damlaların yansımasına sahip ve her bir yansıma da kendi üzerinde diğer damlaların yansıması ta ki sonsuzluğa kadar”

  • Bu budist bakış açısından evrenin görüntüsüdür. Bu ayrıca bana “Sonsuza kadar kaplumbağa” hikayesini anımsattı. Bilirsiniz dünya bir kaplumbağanın sırtında ve altta daha büyük bir kaplumbağa, altta daha da büyüğü. Fikri anlamışsınızdır.

  • Bu arada Mayalar’ın yanında 2012’nin son olacağını iddia eden başkaları da vardı. Terrance McKenna bu insanlardan biriydi, 2012’de dünyanın yok olacağına değil de daha çok “Gerçekliği yeniden organize edecek” bir olay olacağını öngörmüştü.

  • Öngörüsünü Time Wave Zero dediği formülüne dayandırdı. Aşağıda bu grafiği görebilirsiniz.

  • Bu grafik sonsuz karmaşıklığın tekilliği noktasına erişiyor. Bu konsepti daha iyi anlayabilmek için eski VHS veya teyp kasetlerinin şeritlerini düşünün spiral şeklinde olan. Zaman yuvarlanarak gittikçe daha küçük bir alana sıkışıyor ve sonunda tekillikte son buluyor.

  • Zamanın sonu kavramının başka bir anlamı olabilir mi? Montauk Hava Üssü’ndeki zaman yolculuğu deneyini ifşa ettiğini söyleyen Preston B. Nichols’ın iddasına göre asla 2012 yılının ötesine geçememişler, çünkü bir gelecek yokmuş bu tarihten sonra.

  • Ona göre orada ani bir şekilde, duvar gibi zaman duruyor. Öte tarafta bişey yok. Bu kişi kaçık olabilir de olmayabilir de benim burada asıl ilgimi çeken şey bu ropörtajın 2014 yılında yapılmış olması. 2012’yi geçtiğini bildiği halde bunu söylemesi sizce de garip değil mi?
  • Hem Stranger Things hem de Eternal Sunshine of the Spotless Mind bu yapıldığı iddia edilen deneyden esinlenilerek oluşturulmuş hikayelerdir.

  • Ayrıca ortalıkta gezen ve bizim “Tarihin Sonu” na ulaştığımızı söyleyen bir teori daha var. Bu kavram Hegel, Marx ve son olarak da Francis Fukuyama gibi isimler tarafından dillendirilmiş olan felsefi bir fikir.

  • “Tarihin Sonu” fikrinde, olaylar halen gerçekleşmeye devam ediyor fakat insanlık kendi sosyokültürel evriminin sonuna geldi. Bu teorinin zaman yolculuğu veya simülasyonlar ile bir ilgisi yok, daha çok insanlığın ilerlemesinin durağanlaşması üzerine kurulu.

  • Bu fikrin, insanların olduğunu düşündüğü şeye uyduğunu düşünüyorum. Bu, bir tür rüya benzeri, arafta kalmak gibi bir his ve ben bunu bu başlık ile alakalı araştırma yaparken cidden çok uyumlu buldum.
  • Eğer 4 boyutlu olarak düşünürseniz veya düzlemsel zamanın ötesinde, söyleyebiliriz ki evren, başladığı an zaten sona ermişti, bu çoktan içine kodlanmıştı.

  • Belki de evren, genişleyen ve tekrar içine çöken Big Bang ve Big Crunch’lar ile tekrar tekrar bir döngü içindedir ve bizler de bu döngünün içinde kendi yolumuzdayız. Okuduğunuz için teşekkürler.

Yazar; Ahmet Turani

Abone ol
Bildir
guest
7 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
Anonim
Anonim
5 yıl önce

şu bahsettiğin şeyleri okumadan önce gerçekten de 2012 öncesini yarım yamalak aklımda kaldığını ben de fark etmiştim küçükken yaşadığım anılar pek aklımda net değil ve bazı isimler değişmiş gibi yani bu teorilier gerçekten de uçuk değil hele ki ülkenin ve dünyanın yaşadığı 2012 den sonraki felaketleri göz önüne aldığımızda çok ayrıntı karşımıza çıkıyor

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Hocam selamlar, dun kisa bir videoya rastlmistim similasyon hatasi basligi ile yayinlanmis sokagin bir kismina yagmur yagiyordu. Bugun yazinizi okudum ( cevlrlnlzl ) inanin aklimda olan seyler kelimelere dokulmus? Olabilitesi bence cok yuksek, simdi de kanallar arasi giderken

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Muhteşem bir çeviri yazısı…. Tebrikler… Detaylar çok dikkatimi çekti.. Teşekkür ederim böyle bir yazıyı bizimle paylaştığınız için.

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Üstad enteresan bir akış olmuş. Eline sağlık. Simülasyonların veya paralel dünyaların içiçeliği Richard Bach-Bir’de, zaman yolculuğu ve zamanda belli bir noktadan ileri gidememek Isaac Asimov-Sonsuzluğun Sonu’nda vardı. Ama esinlenme nereden nereye bilemedim.

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Son zamanlarda amerikan filmlerinin isanların anlayamayacağı boyutta gerizekalılık aşılıyorlar,bu durum cok rahatsız edici senaristler normal senaryo yazarları değil birileri tarafından kafa yorularak ne amaçlanıyorsa o filme yansıtılıyor

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Simülasyon olasılığını ciddiye alıyorum, hatta inanıyorum. yaşadığımız gerçekliği değiştirmiyor tabi, insanların düşünmeden çok eylem halinde olması, fark etmelerini engelliyor. Geçmişe daha çok özlem duyuluyor dünya genelinde, bizi çeken nedir? Absürd bir film seyrediyor gibiyim

Anonim
Anonim
5 yıl önce

Tek söyleyeceğim şu, arkadaş cok fazla bilim kurgu filmi izlemiş ya da gerçek ile hayali ayırt edemeyen bir şizofren olabilir.

mutlakaoku.com |
7
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x