Cezaevi’nde Kötü Muamele, Çifte Standart ve Mağduriyetler! (1)

#Antalya #Döşemealtı L tipi Cezaevi’nde yaklaşık 1 YIL tutuklu kalan bir abimizin yaşadıkları. Yaşanan süreç ve  mağduriyetleri çok detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor.  Tüm mağdur ve mazlumların yaşadıklarına bir örnek olması adına #flood olarak paylaşıyoruz.

ARAMA-EL KOYMA (Ekim 2016, Saat 06:05)

• * Savcı arama emrini gösterdiler fakat okumama izin vermediler. Benden başka daha çok kişinin adı olduğundan görmemem gerekliymiş.* Cep telefonuma el koydular fakat imajı alınmadı.

• * Hakkımda F… soruşturması olduğunu ve daha fazla bilgi veremeyeclerini söylediler.

GÖZALTI (16 gün)

• * 14 gün gözaltında kaldıktan sonra polis ifadesine götürdüler. O zamana kadar neden geldiğimi bilmiyordum. Çünkü ısrarla sormamıza rağmen bilgi verilmedi.
• * Kullanılmayan bir fabrikanın (Dokuma Fabrikası) kapalı spor salonunda seyyar demir parmaklı paravanla bölünmüş 8 bölümden oluşan toplan 102 kişinin olduğu bir nezarethane. Bu nezarethanenin 5 nolu bölümünde bayanlar da vardı.

• Kaldığımız 8 nolu bölme 25-30 m2 idi. Taban beton zemin üzerine ince bir halıfleks serilmişti.1 battaniye ve 1 yastık verildi. Battaniyeyi altımıza mı yoksa üstümümüze mi serelim bilemedik. Çünkü ne ranza, ne baza ne de yatak verilmedi. 16 gün yerde 16 kişi ile yan yana yattık.
• Tuvalet ve banyo problemi vardı. Görevli polis memurunu çağırıyor ve tuvalet ihtiyacımızı söylüyorduk. Ancak “daha yeni çıktınız, biraz bekleyin” diyordu ve saatlerce gelmiyordu. “Burada tuvalet ihtiyacınız gelince değil, sıranız gelince” diyorlardı.
• Günde 3 öğün kumanya geliyordu ve yemekle beraber günde 3 kez yarım litrelik pet şişe su veriliyordu. Paramızla dahi su veya başka gıda almamıza izin verilmiyordu. Gerçi sonra öğrendik ki bu suları da ziyaretçiler getiriyormuş ve fazla fazla getiriyorlarmış.
• Ancak bize günde sadece 3 tane yarım litre su veriyorlardı. * Gözaltında yemekle beraber çöp poşeti veriliyordu, sonra polisler alıyordu. Biz birini alıkoyduk sofra bezi niyetine. Söylememize rağmen izin vermediler, çöp poşetini çok gördüler.

POLİS İFADESİ

• * İfadeyi alan polis memuru genelde kaba, küfürlü konuşuyordu. Lan, ulan, koçum gibi ifadelerle hitap ediyordu. * Sorduğu sorulara verdiğim cevaplardan sonra “bu ifadelerin hoşuma gitmedi, ben yemedim, hakim de yemez, muhtemelen bu işten yırtamazsın, yatarsın gibi.

SULH CEZA HAKİMLİĞİ

• * 16 gün gözaltı sonrası polise verdiğim ifadeden 2 gün sonra savcı yüzü görmeden (bizim ifademizi alma ihtiyacı hissetmeden mahkemeye sevketmiş) …. Kasım 2016 günü Sulh ceza hakimliğine çıktık. Önce bizi adliyenin bodrum katındaki nezarete koydular.
• Sıranız gelince 8’er kişi çıkacaksınız dediler. Biz 8 kişi mahkeme katına gittik. İlk 4 kişiyi mahkemeye aldılar. Ben ve diğer 3 kişi bekliyorduk. Önümüzde ve arkamızda 3’er sivil giyimli polis bekliyordu.
• Mahkemeye giren ilk 4 kişi henüz mahkemeden çıkmamıştı ki sivil polis olduğunu tahmin ettiğim uzun boylu ve uzun saçlı biri gelip bizi bekleyen polislerden birine arka cebinden nufüs kağıtlarını çıkarıp verdi ve dedi ki:
• “Şu 4 kimlik içerdekilerin. Onlar denetimli serbestlikle salıverilecekler. Şu 4 kimlik te bu bekleyenlerin. Onlar ise tutuklanacaklar. Sonra bunları yukarı (cezaevine) götürün. Sakın karıştırma. Tamam mı. Anladın mı.” dedi.
• Yani biz daha mahkeme sıramızı beklerken tutuklanacağımızı öğrenmiştik.Hakim usulen soru sordu. Usulen cevapladım.Karar için 5 dk ara verdi. Odasına girdi. 10 dk sonra çıktı. Cübbesinin bir kolunu giydi, diğer kolunu henüz giymemişti “hepinizi tutukladım” dedi. Oturmadan gitti.

CEZAEVİ ( Kasım 2016 – Ekim 2017)

• * İlk 3 gün geçici koğuşta kaldıktan sonra yaklaşık 11 ay kalacağım koğuşa alındım. Benimle beraber aynı dosyadan 2 kişi daha alındı bu koğuşa. Bizim gelmemizle koğuş 40 kişi olmuştu. Koğuşta 7 oda var. Planda her koğuşta 2 kişilik 1 ranza var.
• Normalde her koğuş 14 kişilik planlanmış. Fakat F… iddiası ile tutuklamalar arttıkça önce 1, sonra 2 ranza konulmuş ve her odadaki ranza sayısı 3’e çıkartılmış. Böylece koğuş kapasitesi 14 kişiden 3 katına yani 42 kişiye çıkartılmış.
• Daha sonra yeni gelenler oldu ve koğuştaki sayımız 44’e çıktı. 2 kişi yerde yatmak zorunda kaldı. * F… hariç diğer suçluların (terör suçluları dahil) mektup ve telefon hakkı varken bizim yoktu. Yaptığımız itirazlar sonucu bu hakkımız 1 yıl sonra ancak verildi.
• * Diğer suçlulara ayda 1 açık görüş varken, bize 2 ayda bir uygulandı. * Dini bayramlarda açık görüş hakkı olmasına rağmen Kurban bayramında yapılmadı. * Haftada 1 ihtiyayaçlarımız için kantin alışveriş hakkımız var. Önceden haber vermeksizin fiyatlar artıyordu.
• Sipariş verdiğimiz malzemelerle beraber fiş geldiğinde haberimiz oluyordu artışlardan. Bunu söylediğimizde size yeni fiyat listesi gelmedi mi diye bahane yapıyorlardı. Yeni fiyat listesini istedik. Yeni listede daha önceki listenin en az 2 katı çeşit malzeme vardı.
• Hemen sipariş verdik. Hiçbiri gelmedi. Neden gelmediğini sorduğumuzda size yanlış listeyi vermişiz. F… nün listesi ayrı dediler. Örneğin; tespih ipi, plastik tırnak törpüsü, bant, yapışkan, pul, boncuk, dikiş iğnesi yok. Bunlar önemli değil. Olmasa da olur.
• Ama diğer suçlulara (PKK dahil) verip de bize vermemeleri kötü. Dış kantin diye bir tabir var. Cezaevi kantininde olmayan ve yasak olmayan malzemeler için dilekçeyle hesabınızdan karşılanmak üzere başvuruda bulunulabiliyor.
• Ancak defaatle isteklerimiz için dilekçe yazmamıza rağmen hiç gelmedi. En az 10 kere dilekçe yazmışımdır. Kuranı Kerim, ders kitabı, test kitabı, kaligrafi kalemi gibi gayet masum taleplerimiz bile geri çevrildi.
• * Önceleri ziyaretçiler tarafından kıyafetlerle birlikte iç çamaşırı ve çorap veriliyorken sonra yasaklandı. Kantinde satılıyor, ordan alın diye bizzat müdür bey tarafından duyuruldu. * Açık görüşlerde önceleri ziyaretçiler yeme-içme ikramlık getirebiliyordu.
• Artan yiyecekler çocuklara verilebiliyordu. Sonra yasaklandı. İçerden tutuklular getirsin dendi. Daha sonra güvenlik gerekçesiyle yeme-içme yasaklandı. Defaatle dilekçe yazdık. Şehir dışından gelenler, yaşlılar, çocuklar, bebekler var. Saatlerce bekliyorlar. Bu yasak kalksın.
• Sonra sadece su alınabilir dendi. Kapağı açıldıysa atılacak. Ne biz geri getireceğiz ne de ziyarerçiler alacak. Kapağı açılmadıysa geri getirebiliyorduk koğuşa. Dilekçe yazmaya ısrarla devam ettik. Gıdaya da izin çıktı. Birkaç çeşidi geçmemek üzere.
• … isimli bir öğretmen oğluna 2 çikolata vermiş.Çocuk birini yemiş, birini de cebine koymuş babamın hediyesi diyeGardiyanlar görüyor ve yasak bilmiyormusun diyorlarTartışma çıkıyor aralarında.Öğretmen arkadaş “çocuğum çikolatayı alsa ne olur, zehirleyecek değilim ya vs.” diyor.
• Şikayette bulundular zorluk çıkartıyor diye. Savcı hem sözlü hem de yazılı savunma aldı. Konu mahkemeye taşındı. Hakim gerçekten çikolota için mi hakkındaki bu suçlama. Bu çok saçma.Yaz kızım beraat derken bir dakika sen neden tutukluydun diye soruyor, F… cevabını alınca..  “ha o zaman bir de savcı beyle görüşeyim diye ara veriyor. Aradan sonra da mahkemenin ertelenmesine karar veriyor. Cezaevi savcılığı sorgusunda ise 3 ay faaliyetletden men cezası alıyor öğretmen arkadaş. Sanki F… tutuklularına cezaevinde faaliyetlere izin veriliyor da…
• – Spor salonundan faydalanma, – Voleybol, basketbol ve futbol turnuvaları, – Tiyatro ve diğer sosyal-kültürel faaliyetler, – Bütün kurslara katılım, – Haftada bir Din görevlileri tarafından yapılan manevi ders gibi faaliyetler zaten baştan beri bize yasaktı…
• * Açık görüşte yakınlarımızla çektirdiğimiz fotoğrafların duvara asılması yasaktı… * Yaza girerken cezaevi battaniyeleri toplanmıştı. Haftalık yapılan bir aramada bir arkadaşın para ile kantinden aldığı battaniyesine el konuldu. Niye battaniyeni vermedin diye.
• Halbuki cezaevi battaniyelerinin üzerinde cezaevi logosu var. Kantinden alınanlar farklı. Tartışma çıktı ve arkadaşa 1 ay açık görüş men cezası verildi. Parayla aldığı battaniyeyi arama sırasında memurlara teslim etmedi diye…
• Aramalar sırasında bir arkadaşın kantinden para ile aldığı defterine el konuldu. Sadece ilk sayfası yazılıydı. Kendi yazdığı bir şiir vardı. Defaatle dilekçe yazdı, müdürle görüştü ama hâlâ teslim etmediler. İncelemeler sürüyor cevabı verdiler. Bir tek şiir 3 aydır inceleniyor.
• * Yine mahkemede yapacağı savunmayı not eden bir arkadaşın defterine el konuldu. F… den tutuklu bu arkadaşa, F… ile ilgili notlar almış diye cezaevi savcılığı soruşturma açtı. Yazılı savunma verdi. Sonucu henüz belli değil…
• Tutuklular mahkemeye grantuvalet gelmesin diye bir gün tüm kravatlar toplandı. “HERO” meselesinden sonra da tüm yazılı tişörtler toplandı. Ne yazdığı önemli değil. Marka ve logo hariç üzerinde ingilizce veya başka bir dilde yazılı bir şey olan bütün kıyafetler toplandı…
• Önceleri telefon dinlemelerini cezaevi efsanesi sanıyorduk. Ancak bazı arkadaşlara mahkemede veya cezaevi savcılığı tarafında “sen eşine şöyle şöyle demişsin” diye sorulduktan sonra bunun efsane olmadığını anladık. Zaten bir süre sonra kapalı görüş ve telefon hakkı kullanırken isim-soyisim-koğuş no söylemek şeklinde tekmil verdikten sonra konuşmaya başlama kuralı getirildi. Telefon dinlemesi yapılırken kimin konuştuğu daha rahat anlaşılsın diye.
• Kantinden kendi paramızla aldığımız su, çamaşır suyu, yüzey temizleyicisi, sıvı sabun, porçöz ve bulaşık deterjanını koğuşa sokmuyorlardı. Koğuş kapısının dışında koridorda bekletiyorlardı. Bize lazım oldukça acil butonuna basıyorduk ve istiyorduk.
• Gardiyanlardan bin bir ricayla ancak alabiliyorduk. Yani paramızla aldığımız malımızı ricayla azar azar içeri alabiliyorduk… * Çamaşır deterjanı var, leğen var, yıkamak serbest, ama kurutmak için çamaşır ipi yasak, satılmıyor.
• Çamaşırlarımızı kurutmak için kendi imkanlarımızla eski kıyafet veya çarşafları yırtarak ip yapıp iki ranza arasına astık. Haftalık arama da yasak diye ipi de kestiler…

SONUÇ OLARAK

• * … Ekim 2016’da gözaltına alındım.
• * 11 gün sonra polis ifadesi verdim.
• * 16. gün sulh ceza hakimliğine çıktım.
• * Savcı ifademi almaya tenezzül etmedi.
• * 16 günlük gözaltı sürecinden sonra tutuklanıp cezaevine girdim.
• * İddianamem 6 ay sonra yazıldı.
• Ancak 2 hafta sonra bana ulaştırılabildi.
• * İlk mahkeme için 2 ay sonraya gün verildi.
• * Gözaltına alındıktan 8,5 ay sonra ilk mahkemeye, bundan 4 ay sonra ikinci mahkemeye, bundan da 40 gün sonra üçüncü mahkemeye çıktım.
• Üçüncü mahkemede denetimli serbestlikle tahliye edildim.

Yaklaşık 1 yıl tutuklu kaldım. Bu süre zarfında alındığım ilk günle bugün arasında dosyama ne bir delil veya belge konuldu, ne de bir bilgi arttı. Eğer suçluysam niye tahliye edildim. Yok eğer suçsuzsam neden ilk mahkemede tahliye olmadım.

Bu Konu, Antalya Mağdurları‏ @magduriyet07

Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…