Balkan Savaşları’nda göç ve göç yolları! (‘Komitacıların katliamları!’)

Balkan Savaşları’nda göç ve göç yolları üzerine küçük bir flood

  • Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Balkan Savaşları esnasında gerçekleşen göç, göç unsurları ve göç yolları gibi konular küçük bir flooda sığacak mahiyette değildir. Göç üzerine araştırmalar yapılmış ve hala yapılmaktadır. Yine de yüzeysel olarak bahsetmeye çalışacağım.
  • Balkan Savaşları çıkmadan evvel Balkanlar’da siyasi ve idari yapının süt liman olduğu söylenemez. Belirli bir şavaş yaşanmasa da mezkur topraklarda tabiri caizse eline silahı alan eşkıya olarak soluğu dağlarda almıştır. Bu sebeple Balkan meskunlarında (özellikle Türkler) bir huzurun olduğundan bahsedilemez. Sürekli çeteler tarafından baskınlar, soygunlar ve cinayetler gerçekleştirmekteydi. Özellikle 1910-1912 arası(Savaş öncesi) siyasi havayı iyi soluyan insanlar Balkanlar’daki güvenliklerinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu görebilmekteydi.
  • Kendi güvenliklerini düşünen bazı aileler savaş öncesi göçmüş ve katliamlardan kurtulmuştur. Fakat kalan kısım ise Balkan müttefiklerinin hem asker hem çeteci hemde sivillerinin katliamlarından kurtulamamıştır.
  • Kendi askerinin ileri harekattan geri çekildiğini gören veya göç yolları üzerinde bulunan meskun mahallerden geçen muhacirlerin düşman geliyor, gavur geliyor hepimizi kesecek gibi sözleri büyük bir göç hareketini başlatmış oldu.

  • Kimi Türkler ise düşmanının dininden ve ırkından komşularının teminatlarına güvenmiş doğduğu ve büyüdüğü topraklarda kalmış, kimi yaşlı ve hasta insanlarımız ise göç edecek vaziyette olmadığından kendini Bulgar/Yunan/Sırplar’ın merhametine bırakmıştır…
  • Balkanlar’ın birçok şehri dini ve etnik olarak karışık bir yapıya sahipti. Bazı yerlerde idari ve dini liderler toplanarak birbirlerinin canlarına ve mallarına herhangi bir zararın gelmeyeceğine yönelik teminatlar vermişlerdir. Kimi teminat sahte kimisi gerçek…
  • Özellikle Serez ve Dedeağaç’ta bulunan papazlar ve metropolitler sözlerinin eri çıkarak yüzlerce Türk’ü kendi canı pahasına saklamışlardır. Gelelim göçlere, göç konusunda kimsenin şanslı olduğu söylenemez fakat Doğu Rumeli bölümünün sakinleri Batı’ya nazaran daha avantajlıydı.
  • Doğu Rumeli’de bulunan Türkler’in göç güzergahı genel itibariyle İstanbul yönüydü. Batı Rumeli’de bulunan Türkler ise tam bir karmaşa içindeydi. Genel manada asıl hedefleri Selanik olmasına karşın o hedefleri dahi işgal altındaydı. Aralarından şanslı olanları gemilere bindiler…

  • Şanssızlar ise ya şehirde kaldılar ya da şehre girilmesine izin verilmeyip özellikle komitacıların katliamlarına maruz kalmışlardır. Katliama uğramayanlar ise soğuk, açlık ve kolera gibi hastalıklarla boğuşmak zorunda kaldı.

  • Bir Fransız subayının eşine yazdığı mektupta Selanik’te sahil kısımında Bulgar askerlerinin iki Türk’ü döverek öldürdüğünü bizzat yazmıştır.
  • Karaya çıktığında ise yaşlı bir Türk kadınının yardımı üzerine kadının gösterdiği yere gitmiş, gittiği yerde Bulgar askerini pantolonunu toplarken görmüştür……..
  • Bulgar askerlerinin ve komitacılarının etkin surette katliam gerçekleştirdiği yerler Osmanlı idari yapılanmasındaki Selanik Vilayeti’dir. Selanik Vilayeti fotoğrafta görüldüğü üzere sancak,kaza ve nahiyelerden oluşur. (Birçok kişinin Selanik göçmeniyim demesinin sebebi de bu 🙂 )

  • İşte bu Selanik Vilayeti’nde sakin halk sancak ve kazalar arasında sürekli kaçmaya yer arayarak bir nevi mekik dokudular. Örneğin bir kafile Doyran’dan Ustrumca’ya göçerken başka bir kafile ise Ustrumca’dan Doyran’a göçmüştür. Halbuki her taraf düşman işgaline uğramıştır.

  • Nevresim, Menlik, Serez, Ustrumca, Doyran, Tikveş, Petriç, Demirhisar, Razlık, Sarışaban, Taşöz, Gevgili sürekli göç alan ve göç veren bölgelerdir. Sadece kendi oturdukları yerlerin işgalde olduğunu sanıp, göç edecekleri yerlerin düşman işgali altında olduğundan habersizlerdi.

  • Özellikle Bulgarlar işgal ettikleri yerlere gelen Türkler’e kelime cambazlığı yaparak yurtlarına geri dönmelerini kendilerinin canlarına ve mallarına zarar gelmeyeceğini beyan ettiler. Geri dönen biçare muhacirler ise şehirde bulunan yabancı gözlemcilerin görülmeyeceği yerde 
  • kitleler halinde katledildiler. Ya da işgalden haberleri olan göçmen kafilelerinin dağlarda ve ormanlarda saklanamayacaklarından fırsatla bir bakıma göçmen avına çıkıp önlerine gelen herkesi katlettiler…

Katliam haberlerini alan gözlemcilerin birçoğu ise yollar üzerinde günlerdir gömülmemiş ölülere rastgeldiğini bağlı bulundukları gazete ve konsolosluklara raporlar halinde bildirmişlerdir.

Bu Konu, İsmailpehlivan @PehlivanOgluuu Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x