Tarihin Kaydettiği İlk ”Modern” Soykırım: Tasmanya Soykırımı Avustralya’nın güneyindeki Tasmanya Adası’na yerleşen Britanyalı yerleşimciler, 1803-1847 yıllarında adanın 48 kabileden oluşan yerlilere uyguladıkları soykırımla adanın safkan halkı ”bitirdiler”

- Geçtiğimiz günlerde Avustralya’da, kıtanın yerlisi olan senatör Lidia Thorpe, meclis yemininde Kraliçe 2. Elizabeth için ‘sömürgeci’ ifadesini kullandı ve kraliçeye bağlılık yemini etmek istemedi. Bu olay aklıma beyaz adamın Avustralya’da yaptıklarını aklıma getirdi.

- 1828-1832 yılları arasında yerli halkı yok etmeye yönelik olarak yapılan ”Kara Savaş”, tarihte kaydedilen ilk modern soykırım örneği olarak bir utanç ve kara leke oldu. Safkan Tasmanyalıların tamamı yok edildi bu soykırımda.

- İlk Britanyalı yerleşimcilerin 1803 yılında geldiği Tasmanya’da yaşanan bu soykırım; çoğu çağdaş Avustralyalı tarihçi tarafından soykırımdan daha ciddi olan ”imha” sözcüğüyle tanımlanıyor. Türkçe kaynaklarda ise Aborjin Soykırımı adı altında biliniyor.

- İngilizlerin geldiği 1803 yılında adadaki yerli nüfusu en az 5.000 ilâ 9.000 kişi arasındaydı. Tam olarak bilinmiyor sayı ama bu aralıktaydı. Tasmanya’daki Britanyalıların nüfus artışı 1817-1830 yılları arasında 2.000 kişi ile başlayıp hızla 23.000 kişiye ulaştı. Beyaz adam hiç sorgulamadan gelip çöktüğü ve ait olmadığı bu topraklara beraberinde onlarca sorunu ve bulaşıcı hastalığı da taşıdı. Gelişlerinden itibaren 75 yıl boyunca uyguladıkları imha politikasının acımasızlığının temel motivasyonu ”Sosyal Darwinizmdi”.
- Bu zehirli görüşle olmayan vicdanlarını tatmin ediyordu Avrupalı Beyaz Adam. Kendini ”human” (insan) olarak gören Beyaz yerleşimci için o toprakların binlerce yıllık gerçek sahibi olan yerliler ”subhuman” yani insan-altı, alt-insandı. Daha açık bir ifadeyle, adanın yerlileri insan olmayan, insanla aynı kategoride bulunmayan, insandan daha aşağıda bulunan ”canlılar”olarak görüldü. Hatta Sosyal Darwinizm insan evriminin en alt aşağı basamağında Tasmanya yerlilerini sınıflandırdı. Çöp gibi görüldüler. Ne güzel değil mi? Kerameti kendinden menkul bir görüş ortaya at, sonra bunu bilimsel veri olarak gör ve ardından vahşiliğine, bencilliğine bunu dayanak yap! Acımasız açgözlülüğünü ahlâkileştir. Ah bu ”Beyaz Adamın Yükü” (White Men’s Burden) ne bereketli bir düşünceymiş(!)

- Tasmanya yerlilerine modern insan ile onun primat ataları arasındaki bağlantı halkası olarak bakıldı. Evrim varsayımları ile Tasmanya yerlileri insandan daha aşağıda görüldü ve sonuç olarak onlara hayvanlar gibi davranmanın ahlâk dışı ve yanlış olmadığına inanıldı! Kongo’da fil bırakma, sonra filleri koruma örgütü kur. Okyanusları kazı, ama çevre & iklim komisyonları kur. Şurası açık bir gerçek ki, kapitalist sistem aslında savunduğu her değerin gerçek baş düşmanıdır. Bunlar insan suretli, şık kıyafetli kan emici vicdansız zombiler. 15.000 km öteden gel, insanların binlerce yıldır mutlu mesut yaşadığı, iyi kötü bir düzen kurduğu bir coğrafyaya çök, ondan sonra ”barış, huzur, demokrasi, uygarlık getirdim sana yerli dostum” de ve senin olmayan ne varsa her şeyi gasp et, yağmala, canice sömür. Olan budur. Ülke bedava, kaynak bedava, kendi topraklarında köleleştirdiğin insanlarla insan gücü bedava! Maalesef tarihi kazananlar yazıyor. Tasmanya Soykırımı, soykırım tarihçisi Benjamin Madley’e göre, birçok yönden Amerika’daki Yuki Soykırımı ile Afrika’daki Herero Soykırımına benzer.
- Çoğu çeşitli suçlardan aranan kriminal ve sağı solu dolandırıp izini kaybettirmek isteyen tiplerden oluşan Britanyalı yerleşimciler 1803-1847 yıllarında 7.000 civarında Tasmanya yerlisini öldürüp imha etti. 1835 yılında sağ kalan Tasmanya yerlisi sadece 300 bireydi… Bu safkan son 300 yerli Flinders Adası’na kurulan bir toplama kampına konuldu. Bu kamp 1847 yılında kapatıldığında yalnızca 46 yerli hayatta kalmıştı. Son ”safkan” Tasmanya yerlisi erkek 1869 yılında ölen William Lanne, son “safkan” kadın ise 1876 yılında ölen Truganini’ydi.

- Son safkan yerli kadın olan Truganini’nin Avustralya ana karasından çeşitli Aborjinlerle ”çiftleştirilip” geride bir avuç “yarımkan” bırakması ve ardından ölmesiyle soykırım tamamlanmış oldu. Onlarca kabile, onlarca yerel dil ve kültür hunharca yok edildi doyumsuzlarca.

- Britanyalı yerleşimcilerle Tasmanya yerlileri arasındaki silahlı çatışmaların ana sebepleri beyazların arazi işgalleri ve yoğun kanguru avıydı. On yıllarca kanguru eti Avrupalı yerleşimcilerin temel besin kaynağı oldu ve yoğun avlanma kanguruları tükenme noktasına getirdi. Britanyalı yerleşimciler sadece kanguruları değil, adaya ait uçamayan bir kuş türü olan emuları da sınırsızca avladılar ve maalesef bu türün soyunu tamamen kuruttular. Soyu kurutulan bir diğer tür de Tasmanya kurdu oldu. Öldürülen her kurt başına avcılara ödül veriliyordu.

- Koyun sürülerine saldırdığı için öldürülen her yetişkin kurt için 1£ ve her yavru için de 10 Şilin ödeme yapıldı. Son Tasmanya kurdu 1930 yılının Mayıs ayında Avrupalı bir yerleşimci tarafından vurularak öldürüldü ve bu türünde soyu sonsuza kadar kurumuş oldu ne yazık ki.

- Sömürge öncülerinden olan İskoçyalı Peter Miller Cunningham yerleşimciler arasında kadın sayısının azlığının oluşturduğu sıkıntıya dikkat çeker. Fok avcıları ve yerleşimciler bu ”sıkıntılarını” yerli kadınlara tecavüz ederek ve onları kaçırıp zorla eş yaparak gidermişlerdir… Tasmanya soykırımında: 1.Yerleşimciler, Askerler, Memurlar; 2. Kır Haydutları (bushranger) ve 3. Tasmanya Yerlileri söz konusuydu. Yerli erkekler tüfeklerle, kadınlar tecavüz edilerek ya da işkence ve zehirli un verilerek öldürülmüş, çocuklar ise çalıştırılmak üzere kaçırılmıştı. 1804 Risdon Cove Katliamı / 1828 Cape Grim Katliamı ve Kara Hat (Black Line) adlı gündüz ve gece tüfek ve elde meşale ile 2.000 beyazın adeta ”sürek avı” gibi yerlileri arazide ”Bul ve Yok Et” (Find and Destroy) operasyonları ile yerliler yok olma noktasına getirildi.
- Yerleşimcilerin yerli kadınlara tecavüz etmesi, onları kaçırması ve öldürmesi yerlilerle Beyazlar arasındaki çatışmayı şiddetlendi. Kadınlarının tecavüz edilip öldürülmesine tepki olarak az da olsa bazı yerli erkeklerin misilleme yaptıkları biliniyor.

- 1890 yılında Royal Society of Tasmania Bşk.Yrd.sı James Barnard, ”İmha süreci, evrim yasalarının bir aksiyomu ve en güçlünün hayatta kalmasıdır” şeklinde yazılı bir beyanda bulundu! (The process of extermination is an axiom of the law of evolution and survival of the fittest)

- Sağ ”yakalanan” 300 kadar Tasmanya yerlisi 35.000 yıldır atalarının yaşadığı topraklardan koparılıp izole Flinders Adası’na taşındı. Burada berbat beslenme ve barınma koşullarında çoğu hızla ölüp gitti. Çaresizce hayata tutunmaya çalıştılar ama başaramadılar. Tasmanya yerlilerine yapılan soykırım sömürge dönemiyle sınırlı kalmamış, fiziksel soykırım kadar kültürel soykırım da uygulanmıştı. Yerlilerinin kendi dilllerindeki adları önce İngilizceye adapte edildi sonra da tamamen Britanya adlarıyla değiştirildi. İnsanlık kültür ve tarihinin ortak zenginliği ve değeri olan diller, on binlerce sene okyanusta bir adada izole biçimde yaşayarak bilimsel olarak çok değerli bir gen hazinesi olan yerel halklar yok edildi gitti. Tasmanya dilleri de nesli tükenen bir ırk gibi kayboldu gitti. Buradaki yerel dilleri gayet akıcı biçimde konuşabilen son kişi ise bir “yarımkan” olan Fanny Cochrane Smith (1834–1905) adlı bir Tasmanyalıydu. Onun da 1905 yılında ölümü üzerine Tasmanya dilleri de tükenmiş ve tarihe karışmış oldu. İnsanlık mirasının kasten yok edilişiydi bu.

- Silah olarak ok ve mızrak kullanan Tasmanya yerlileri sadece çatışmalarda ateşli silahlarla öldürülmedi. Bağışıklık sistemi Avrupa kökenli bulaşıcı hastalıklara karşı zayıf olan yerliler bu salgın hastalıklar nedeniyle de toplu halde kırıldılar. Beyaz adamın adaleti:

- Günümüzde Avustralya topraklarında 19.yy’da yaşanan bu vahşet pek bilinmiyor. Hatta orada bugün yaşamakta olan yerleşimcilerin torunları arasında dahi çok az kişide / grupta bu farkındalık bulunmakta. Konu ile ilgili daha detaylı bilgi için birkaç kitap önerim: V’esselam…


Pelikan Grubu | Pelikancılar Kimdir?
Menzil Tarikatı; Gavs Kimdir? Nasıl Çalışırlar? Mal Varlıkları Nedir?
Serkan Kurtuluş Kimdir?
Kesinleşmiş Cezanın ne kadarı Cezaevinde yatılır! (‘Cezamın yatarı ne Avgat Bey?’)
Corona Virüsü
Yeşil kod adlı; Mahmut Yıldırım Yaşıyor mu?
Türkiye’deki Cezaevi Tür ve Tipleri hakkında pratik bilgiler!
Kur’an-ı Kerim’de Bilim ile İlgili Ayetler? (‘Kur’an bilime yönlendirir!’)
Erkekler neden mesaj yazmaz? Kızlar neden mesaj atmaz?
Akp’nin Yasadışı silahlı eğitim kampları! (‘İç Savaş Hazırlığı, Görüntüler – İddialar’)
Osmanlıca Küfür
Twin Flame
Atatürk’ün dedesi kimdir? | Soy Ağacı
Dr. Mehmet Öz; Corona Virüsü
Türkiye Yunanistan Askeri Gücü Karşılaştırması
David Rockefeller, Servetinin sınırlarına yolculuk! Ve Türkiye’deki Temsilcileri!
Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Sözleri
Şehidimiz Var; Albay Okan Altınay
Rabıta Nedir? Nasıl Yapılır?
Ölün İstiyorum Artık | Nejat İşler