İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti bitirir mi? (‘Erkeklik Suçtur’)

İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti bitirir mi? Elbette önler.

  • Şöyle ki; Eve vardınız; karınız bir erkekle yatakta veya 14 yaşındaki kızınız kendi yaşıtı bir kaç gençle beraber. Bu durumda öldürmek, dövmek, vurmak, dokunmak, bağırmak, küfretmek, hakaret etmek hatta kızgın bir surat ifadesi ile bakınmak ŞİDDETTİR.
  • Tavır koymak, surat asmak, küsmek psikolojik şiddettir. Evin nafakasını, harçlığını kesmek ekonomik şiddettir. YAPAMAZSINIZ! diyor İstanbul Sözleşmesi. Çünkü karınızın veya kızınızın cinsel hayatına karışamazsınız.
  • BU dinde “Tapınılacak” korunması gereken TEK kutsal OrGAZM keyfiyetidir, karışılamaz. (Toplumsal cinsiyetler, eğilimler vs) Bu durumu namus meselesi yapmak geleneksel, şeref meselesi yapmak örfi, zina saymak dini meseledir. Irzınıza tasallut görüp herife dokunmak da geleneksel değerlerle ilgilidir. Bunların kökünün kazınması gerekir, diyor sözleşme.
  • Ancak eğer karınızın, kızınızın ve partnerlerinin işi bittiyse onlara çağdaş, medeni bir erkek olarak kalkıp “yorgunluk kahvesi” yapmanızda hiç bir sakınca yoktur. (İşleri bitmediyse rahatsız edemezsiniz.)
  • Ama kadın eğer sizin bu kahve teklifinizden işkillenirse sizi 6 ay evden atabilir. Birinin “Yahu adam nereye gidecek? Bari sokağa atma!” demesi Sözleşme tarafından yasaklanmıştır. Tabi bu arada karınızın, kızınızın ve arkadaşlarının masraflarını karşılamaya da devam edeceksiniz.
  • Eğer böyle basit(?) bir meseleyi sorun edip boşanmaya kalkarsanız ömür boyu nafaka ve tazminat cezaları sizi bekler. (Bursa Kararı) Boşandıktan sonra da kadın isterse çocuklarını size gösterir, isterse göstermez, ister düşman eder kimse karışamaz.
  • NE Kadının ne Çocuğun yerine getirmesi gereken hiç bir sorumluluk tanımlanmamıştır. Bu tedbirler kadını korumuyor mu? Tabii ki koruyor.
  • Ama hala ırz, namus, şeref, din derdinde olup polisin 7 gün 24 saat 3 vardiya veremeyeceği koruma boşluğundan faydalanıp karısını, kızını, Kendisini yakan bir sürü çağdaşlaştırılamamış erkek hala piyasada var. Erkekler(*) bitene kadar ŞİDDET’in yüksek kalması normal sayılıyor.
  • Son ERKEKler(?) de bitince kadınlar aile içi şiddete karşı korunmuş olacak. Ama sanırım ortada aile kalmayacak? Çünkü aile iki temel değer üzerine durur: “Sadakat” ve “Nesil Emniyeti”. Bunlar yoksa, “bütün kadınlar” erkeklerin.
  • Judith Halberstam demedi mi, “Aile, birlikte olmanın en ilkel biçimidir. Çoktan tarihe gömülmeliydi” diye. Dedik ya bu dinin tek kutsalı ORGAZM, başka hiç bir şeye saygı göstermiyor, diye. Toplum namussuz, şerefsiz, ırzsız, dinsiz eşcinsellik değerleri üzerinden formatlanıyor.

Yazar; Ahmet Hakan Çakıcı @AhmetHakanakc1

guest
1 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
Anonim
Anonim
5 yıl önce

Dine laf etmeseniz olmuyor mu?

mutlakaoku.com |
1
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x