Newton’un elmasından bahsediyoruz sürekli, ama önemli…
- 16. yüzyılın başları. Ağaçtan düşen elmanın yüksekliğini ve kütlesini bilmenin elma yere ulaştığında hızını bilebilmek olduğunu düşünen bir fizik (Potansiyel enerjinin kinetik enerjiye eşit olması meselesi). Tabi ‘Normal Şartlar Altında’.
- Normal şartlar altında ifadesinin açılımı şudur; Elma düşmeye başladığı andan itibaren bu elmanın üzerine etkiyen bütün değişkenler (sıcaklık, rüzgar hızı, yerçekimi kuvveti gibi…) sabittir…
- Tabi bu varsayım reel dünyada karşılığı olmadığı ve bu değişkenlerin her zaman değişeceği için elmanın yerdeki hızı sadece belli sapmalarla bulunabilir, kesin sonuç yoktur.
- 1700’lerin başında istatistik biliminin kurucularından olan Abraham De Moivre elmanın yere ulaştığı andaki hızını kesin olarak bulabileceğimizi ileri sürmüştü.
- Ona göre elmaya etkiyen her değişken bilinen fizik kuralları sayesinde meydana geliyordu. Her olayın önceden belirli olduğunu ve her olayın bir önceki olayın sonucu olduğunu iddia ediyordu.
- Determinizm dediğimiz bu düşünce sistemini De Moivre ölüm tarihini hesaplayıp bu hesaplamada yanılmayarak göstermişti. Her gün 15 dakika fazla uyuduğunun farkına varan De Moivre, uykusunun toplamda 24 saati bulmasının ölümü anlamına geleceğini iddia etmişti.
- İddiası doğru çıkan De Moivre, 27 Kasım 1754 günü 24 saatlik uyku süresine ulaşmış ve hayata gözlerini yummuştu.
- De Moivre’nin 1718 yılında yayınladığı ‘Şans Teorileri’ kitabı olasılık kuramında sonraki çalışmalara temel olur. Pierre Simon Laplace 1814 yılında yayınladığı makalesinde bu kitaptaki olasılık kuramından etkilenerek bir düşünsel deney tasarlar.
- Laplace bu deneyinde, evrendeki her atomun/değişkenin yerini ve hareketini bilen, aynı zamanda bu atom/değişkenleri denklemlerle ifade edebilen ve o denklemleri başarıyla çözebilen sanal bir varlık hayal eder.
- Sanal varlık bu sayede evrenin bütün geçmiş ve geleceğini mükemmel bir şekilde zamanın istediği noktasında hesaplayabilir. Laplace’ın Şeytanı olarak ün yapacak olan bu sanal varlık elbette elmanın da yere dokunduğu andaki hızını önceden görebilir.
- Laplace’ın bu determinist yaklaşımına 1900’lü yılların başlarına kadar bilimin normal varsayımlarından birisi gözüyle bakıldı. Fakat Werner Heisenberg 1926 yılında yayınladığı bir makalede belirsizlik ilkesini formüle etti.
- Belirsizlik ilkesi Laplace’ın inancının aksine her hangi bir zamandaki atom altı parçacıkların konumlarını ve hızlarını ölçümlemenin imkansız olduğunu iddia ediyordu.
- Çünkü bu konum ve hız hesabının yapılabilmesi için parçacığın üzerine ışık tutulmalıydı ve tutulan ışık parçacığın konumunu ve hızını kendi enerjisiyle değiştirecekti.
- Yani Heisenberg şunu söylüyordu; Laplace’ın akıl yürütmesi (Geçmişin ve geleceğin bilinebilmesi) ancak evrenin dışarısındaki, evrenden bağımsız bir sanal varlık tarafından başarılabilir. Anı bilemeyiz, çünkü anda yaşayan değişkenleriz.
- Heisenberg belirsizlik kuramı dünyanın temel bir özelliğiydi ve evrenin şuandaki konumunu dahi kesin olarak ölçümleyemiyorduk. Bu durum Laplace’ın determinist modelinin sonu anlamına gelirken bilim dünyasında büyük çaplı bir depreme sebep oluyordu.
- İnsanoğlu var olduğu ilk günden beri verileri birleştirip bilgi üretebilme yetisine sahip. Beyin bu iş için çalışan bütün canlılar alemindeki en komplike başyapıt.
- Bilgilerin bir ağ üzerinde birçok beynin katılımıyla bir araya gelerek çoğaltılması sonucu ise bilim olgusunu ortaya çıkarır. At patikaları ile kurgusuna başlanan ağ, İpek Yolu, demiryolları, otoyollar, havalimanları ile geliştirilmiş ve İnternet ile şu anki durumuna evrilmiştir.
- Bilimde son yüzyılda alınan mesafe ağ ile doğrudan bağlantılı. Ağ ve bilim exponansiyel bir şekilde büyüyor. İnterneti ağda son nokta görenler yanılgı içerisinde, daha nefes kesici ağlar kurgu aşamasında.
- Hesaplama ve düşünme kapasitesi insandan milyonlarca kez daha fazla süper bilgisayarlardan oluşmuş bir ağ düşünelim. Günümüze kadar ulaşılmış bütün prensip, teori, kuram ve teoriler yapay zeka ile bu bilgisayarlara tanıtılmış olsun (İletişimi olmayan geliştiriciler tarafından)
- Bu ağın, bilgilerin doğruluğunu sürekli olarak güncelleyebilmesi için dünya üzerine yayılmış ölçüm yapan sensörlere ihtiyacı olacak. Çünkü 50’şer km aralıklarla görülen 5 beyaz kuğu ‘Kuğu beyazdır’ bilgisini beynimizde sentezler. Bu bilgi siyah bir kuğu görülene kadar doğrudur.
- İhtiyaç duyulan bu sensörler için en büyük aday elbette insanoğlu. Yani insanlar arası kurgulanmış ağ, süper bilgisayar ağını devamlı güncelleyecek bilgiler (Big Data) üreten bir alt ağ.
OKU; Big Data
- Bu alt ağ dahi günümüz internet ağından çok daha ileri bir yapı. Denizaltından dünyaları dolaşan kablolar ilkelliğinden muhtemelen kurtulacağız. Ağ atmosfer gibi etrafımızda olup şah damarımızı dinleyebilecek.
- Süper bilgisayarlardan kurulu ağ, bilim dediğimiz komplike yapıları birleştirerek en son bir teoriye ulaşabilir mi? Stephen Hawking bu soruya kocaman bir evet cevabı veriyordu. Hawking’e göre görelilik ve kuantum teorilerini bu süper bilgisayarlar birleştirecek…
- Peki bilimlerin senteziyle oluşan en son teori bizi (Kuantum ve Görelilik kuramlarını birleştirerek veya hepsini çöpe atıp yepyeni bir kuramla gelerek) Laplace’ın determinist düşünce deneyinin doğru olduğu sonucuna götürürse nasıl bir dünya tasavvur edebiliriz?
- Kopernik Aristotales’in, Einstein Newton’un, Leo Szilard Maxwell’in, Heisenberg Laplace’ın zamanı itibariyle çok değer verilip baş tacı edilen teorilerini çöpe gönderdi. Süper bilgisayar ağının nasıl bir sonuçla geleceği ise büyük bir soru işareti…
- Bu çok uzun bir süreç değil. Muhtemelen büyük bir kısmımız son teorinin ortaya konulmasına şahit olacak. Bu son teori ile insanoğlu nerelere yürür kestirmek zor. Hawking’in dediği gibi, pek bir şey değiştirmemesini ummak gerekiyor…
- Sonucu ne olursa olsun insanoğlunun çok büyük bir bölümünün üstleneceği görev büyük ağın basit sensörlüğü görevi. Beynimizde soyut birer köle iken ilk kez yazı ile beynimizden çıkartarak somutlaştırdığımız ‘bilgi’, binlerce yıl sonra efendimiz oluyor… Teşekkürler…



Pelikan Grubu | Pelikancılar Kimdir?
Menzil Tarikatı; Gavs Kimdir? Nasıl Çalışırlar? Mal Varlıkları Nedir?
Serkan Kurtuluş Kimdir?
Kesinleşmiş Cezanın ne kadarı Cezaevinde yatılır! (‘Cezamın yatarı ne Avgat Bey?’)
Corona Virüsü
Yeşil kod adlı; Mahmut Yıldırım Yaşıyor mu?
Türkiye’deki Cezaevi Tür ve Tipleri hakkında pratik bilgiler!
Kur’an-ı Kerim’de Bilim ile İlgili Ayetler? (‘Kur’an bilime yönlendirir!’)
Erkekler neden mesaj yazmaz? Kızlar neden mesaj atmaz?
Akp’nin Yasadışı silahlı eğitim kampları! (‘İç Savaş Hazırlığı, Görüntüler – İddialar’)
Osmanlıca Küfür
Twin Flame
Atatürk’ün dedesi kimdir? | Soy Ağacı
Dr. Mehmet Öz; Corona Virüsü
Türkiye Yunanistan Askeri Gücü Karşılaştırması
David Rockefeller, Servetinin sınırlarına yolculuk! Ve Türkiye’deki Temsilcileri!
Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Sözleri
Şehidimiz Var; Albay Okan Altınay
Rabıta Nedir? Nasıl Yapılır?
Ölün İstiyorum Artık | Nejat İşler
[…] OKU; Newton’un Elması […]