Muhalefet oturmuş ‘2019’ ütopyalarıyla halkı oyalıyor! Kimse enkazdan bahsetmiyor!

( İpleri eline alacak ‘Abdülhamid – Atatürk karışımı’ Bir Lidere İhtiyaç Var! ) Floodumuza şu ayrıntıları ekleyelim: Halkların ıslahı, devlet otoritesi ve mutlakiyetle değil; eğitimledir.

• Halkların tepeden baskı ile ‘ıslahı’ çoğu zaman menfi sonuçlar doğurmuştur. Fakat devletlerin ıslahı ‘meşru mutlakiyetle’ sağlanır.
• Bundan kastım nedir? Çökmüş, yıkılmış ve dünyada muvazenesini yitirmiş bir devlet; acil ve radikal (mutlakiyet) önlemlerle yol belirler.
• Bütün bu önlemlerden kasıt: Müspet Meşrutiyete geçiş ve zemin hazırlamaktır. ‘yani demokrasiye’ Mutlakiyet ‘geçici’ demokrasi ‘kalıcıdır’
• Mutlakiyetin varlığı, demokrasi içindir. Zira, parçalara bölünmüş ve ihanet edilmiş bir ülkeden bahsediyorum. Acı fakat gerçek.
• Mutlakiyet kalıcı ve amaçtan sapıcı olunca; o diktatörlüktür. Ateşi zarar vermek için değil, pişirmek için kullanmak ‘müspetliktir’
• Elden çıkmış, işgale uğramış ve kontrolünü kaybetmiş bir devletten bahsediyorum. Zaman her şeyi gösterecek…
• Kaldı ki Atatürk ve Vahdettin Han’ın başlattığı Kurtuluş Savaşı; temelde ‘mutlakiyet’ ile başarılmıştır. Zira vatan bekası tehlikededir.
• Mutlakiyet ile yol çizilmiş ve ülke seri bir şekilde ‘demokrasiye’ adım atmıştır. İstiklal Mücadelesi öncesi ve sonrası budur.
• Mutlakiyet hakiki manasıyla ‘devlet idaresinde’ disiplini sağlamaktır. Yanlışa alet edilince ‘diktatörlük’ olur.
• Devlet, bugünkü toyların elinde ‘oyuncağa’ dönmüştür. Keyiflerince hukukla oynayıp, anayasayı çarçur ettiler. Disiplin bitti.
• Böyle olunca Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘uluslararası’ alanda hiç bir ‘etkileyiciliği’ ve ‘muvazenesi’ kalmadı. Kimse devleti kale almıyor.
• Türkiye’nin isminin geçtiği yerlerde ‘rejim’ imasında bulunuluyor. Hükümet yahut iktidar denmiyor. ‘Rejim’ diktatörlüktür. Kabile yani.
• Muhalefet oturmuş ‘2019’ ütopyalarıyla halkı oyalıyor. Kimse enkazdan bahsetmiyor. Gelecek tazminat ve ambargolardan bahsetmiyor.
• Türkiye’ye sokulan ‘Suriye’lilerin’ içinde kaç ajan var, kaç IŞİD elamanı var, kaç rejim (ESED) elemanı var konuşulmuyor.
• Akp Teşkilatlarına dağıtılan silahlar, paramparça olmuş bir halk, kılcallara kadar sızan Pers ve Pakraduniler konuşulmuyor.
• Rusya ve ABD arasında sıkışmış bir ‘diplomasizlik’ İşgale açılan doğu toprakları, yabancılara satılan ‘milli kuruluşlar’ Batan sermaye.
• Ordusu bitirilmiş devlet, aile kurumu parçalanmış bir toplum, işsizliğin tavan yaptığı sosyoloji, çevresi kuşatılmış bir ülke.
• Sofralardaki ‘sebze ve meyveleri’ zehir saçan bir tarım piyasası, 3-4 kişiye peşkeş çekilen ‘ihale malları’ borç yüküne girmiş kurumlar.
• Savaşa yaklaşan ve savunması bitirilmiş bir ülke, meclisinden mahallesine kadar kutuplaştırılmış bir toplum, cahil ilim adamları.
• TV dizileri, futbol vb. leriyle uyutulan halk, zulüm gören milyonlar, milletin ‘a… koy..’ işadamlarının el üstünde tutulması.
• Ekonomisi çökmüş devlet, afetlere hazırlıksız ülke, rüşvet ve adam kayırmanın zirve yaptığı kurumlar. Ve daha nicesi…
• Yazık bu ülkeye. Yazık ‘ideolojiler’ içinde yüzen ve hala akıllanmayan milyonlara. Yazık siyasetçilerin gerçek yüzünü göremeyenlere.
• Bela bekliyoruz. Şu saydıklarım ‘başlı başına bir beladır’ Bunları anlamayan, ibret almayanlara ‘umumi tokat’ yakındır.
• Cenab-ı Hak bir toplumu götürür, başka bir toplumu getirir. Bu onun kudretine hiç ağır gelmez. Israrla ‘belaya’ doğru koşuyoruz.
• Siyasetçiler ısrarla üç maymunu oynuyor. Halkı ideoloji gayyasına sürüklüyor. Devlet başındakiler ihanette sınır tanımıyor. Halk sessiz.
• Birileri ‘yeni siyaset’ adıyla daha çok zulüm vaat ediyor. Ve o birileri ‘sosyal medya’ trolleriyle algı üretmeye devam ediyor. Yazık.
• Israrla ‘belaya koşuyoruz’ Israrla hal ve söz ‘tavrımızla’ Allah’tan ‘bela’ istiyoruz. Umursamaz bir isyan deryasındayız. Yazık, yazık.

Bu Konu, ÖMΞЯ FΛZLI‏ @omfabaturay Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…