RUS/ÇİN UÇAĞI ALIMINDA MEYDANA GELEBİLECEK TEKNİK SORUNLAR: Evet dün bu kapsamda bir flood yapacağımı söylemiştim. Flood biraz uzun olacaktır diye tahmin ediyorum. Hamasetten ve fanatizmden uzak bir şekilde rus/çin uçağı alımının neden sıkıntılar içerdiğini herkesin anlayacağı şekilde anlatmaya çalışacağım.

- Şimdi öncelikle sorunlarımızı ana başlıklar ve alt başlıklar olarak listeleyelim: – Lojistik Sorunlar (Yedek parça tedariği ve imalatı, mühimmat ve teçhizat tedariği ve imalatı.)
- – Taktik Sorunlar (Pilotaj ve Bakım ekibi eğitimleri, Rus havacılık ekolüne geçiş.) – Stratejik Sorunlar (Farklı blok platformları arasında ki veri paylaşımı, uçakların görev yetkinlikleri ve hizmet ömürleri.) Evet konu başlıklarımız ve alt başlıklarımız bunlar.
- En baştan tane tane anlatarak başlayalım: Öncelikle şunu iyice bellememiz gerekiyor, biz bir NATO ülkesiyiz ve tüm teknolojik, lojistik ve teknik konularımız NATO standardında. Bu piyadenin attığı merminin çekirdek çapından, savaş uçağının yedek parçasına kadar bu şekilde.
- Dolayısıyla bu standarda taban tabana zıt bir platformu siz öyle kolaylıkla alıp kullanamazsınız. Bu sebeple de Rus veya Çin gibi ülkelerin imal ettiği uçaklara son çare olarak bakmamız gerekiyor. Yani gidip “F-35 yoksa Su-35 var” diyemiyorsunuz önce bunu iyice belleyelim lütfen.

Bunu anladıysak asıl konumuza giriş yapalım; LOJİSTİK SORUNLAR
- Yukarıda da yazdığım gibi lojistik sorunlar maliyet ve zaman anlamında bizi en çok sıkıntıya düşürecek konuların başında geliyor. Bize ivedilikle bir uçak gerektiği bir senaryo düşünelim.
- Bu ihtiyacı gidermek içinde söz gelimi bugün Rusya’dan Su-35 siparişi verelim. Şimdi her şeyden önce zaten bir defa bu anlaşma bu kadar süratle olmayacaktır. En az birkaç aylık bir görüşme süreci yaşanacaktır onu unutmayalım.

- İmzaları attıktan sonra da uçakların teslimi en az bir kaç yıl sürecektir. Peki biz bu uçakları teslim alınca öyle hoop diye kullanabilecek miyiz? Burada cevabımız maalesef hayır.
- Bunun irdelenmesini ileri ki bölümlerde yapacağımız için kullanma noktasından idame etme noktasına bir geçiş yapalım. Türkiye yıllardır dünyanın en büyük 3. F-16 kullanıcısı ve buna rağmen ABD’ye azımsanmayacak bir bağımlılık sürüyor.

- Yani yıllardır artık kanımızdan canımızdan bir parça olan F-16’lar üzerinde bile tam bir hakimiyetimiz bulunmuyor. Halen daha F-16’ların bir takım yedek parçasını dışarıdan tedarik ediyoruz. Dolayısıyla Su-35 kullanmaya başladığımız anda da bu konuda Rusya’ya bağımlı olacağız.
- Rusya ilk zamanlar elbette 1 dediğimizi 2 etmez lakin bu iş her zaman böyle olacak diye bir kural da yok. Aynı zamanda yedek parçayı kendimiz üretmeye çalışsak buna Rusya ne derece izin verir, biz bunu ne kadar sürede başarabiliriz bunlar hesaba katılması gereken doneler.
- Uçakların idamesini sağlayan lojistik hatlar aslında çok büyük teferruata sahip bir sistemler bütünüdür. Bu sebeple hat dışından gelen bir uçağın hatta entegre edilmesi oldukça zor olabilir. Buna en iyi örnek bir NATO üyesi olan Fransa’nın geliştirdiği Mirage-2000 uçaklarıdır.
- Mirage-2000’ler Yunanistan tarafından da satın alınmışlardır fakat bu uçaklar F-16’larla farklı filolarda farklı üslerde konuşlandırılmıştır. Gördüğünüz gibi esasen NATO standardında olan iki farklı uçağın bile aynı hatta buluşması oldukça zordur.

- Gelelim bu ana başlığın ikinci alt başlığına. Mühimmat konusunda da elbette NATO standardına uyan ülkemiz gerek dışarıdan alınan, gerekse yerli olarak imal edilen mühimmatlar konusunda NATO’nun kaidelerini esas almış durumdadır.
- Bu bağlamda söz gelimi Su-35 alsak kaçınılmaz bir şekilde yüklü bir miktar mühimmat da yanında almamız gerekir. Bu da yine işin maliyet boyutunu şişiren bir detaydır. Bunun yanında bizim yerli mühimmatlarımızı Su-35’e uyarlamamız ne kadar zaman ve para ile halledilir bu da önemli.
- Yani kısaca lojistik anlamda karşılaşacağımız sorunlar bunlar ve görüldüğü üzere maliyet ve zaman anlamında bizi sıkıntıya sokmaya oldukça müsait olgular. Ha bunları böyle anlattık diye imkansız demek de değil. Yapılır mı yapılır ama götürüsünün az olmayacağını bilmek gerekiyor.
TAKTİK SORUNLAR:
- Belki de bu işin en kolay yanlarından biri olan teknolojik sorunlar Türk Hava Kuvvetleri’nin verdiği dünya standartlarının üzerinde ki eğitimle kolaylıkla atlatılabilir fakat yine de elbette bir zaman ve maliyet yükü olacaktır.

- Türk pilotlarının Su-35’e ayak uydurması, tabir-i caizse F-16 gibi Su-35 kullanması için belli bir süre geçmesi gerekmektedir. Aynı şekilde bakım ekibinin de bir tip eğitimine tabii tutulması gerekmektedir. Bu da maliyet ve zaman anlamında bize masraf çıkartan bir etmendir.
- Bugün Türk pilotlarının NATO havacılık anlayışına ayak uydurduğunu söyleyebiliriz. Fakat temel anlamda dünyanın her yerinde aynı olan havacılık ekolü detaya inildikçe örneğin Rusya’da değişiklik gösterebilir.
- Bu da yeni tip uçaklarla yeni taktiklerin ve yeni tekniklerin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarır. Bu süre zarfında da bol bol bu uçaklarla eğitim uçuşu icra etmek gerekir. Bu da yine işin maliyet ve zaman boyutunu ön plana çıkarır.
- Fakat başta da dediğim gibi bu diğer sorunlara oranla çözülmesi en kolay sorundur diyebiliriz.
STRATEJİK SORUNLAR:
- En önemli iki kıstasımız olan para ve zaman kavramlarımızın bir diğer zorlanacağı konu olan stratejik sorunlarda yine önem arz ediyor.
- Günümüz hava savaşlarında tüm platformların birbiriyle haberleştiği bir ağ merkezli harp konsepti hakim düşünce olmuş durumda. Olmayı da hak ediyor çünkü ağ merkezli harp sayesinde platformların durumsal farkındalıkları ve diğer kabiliyetleri oldukça artış gösteriyor.
- Fakat elimizde ki F-16’larla yeni satın alacağımız Su-35’lerin bu şekilde aynı ağda bulunması pek mümkün görünmüyor. Aynı sorunu S-400’lerde de yaşamış bir ülke olarak tabii ki F-16’larımızın da Su-35 ile Link-16 gibi bir sistemle veri paylaşımı yapması mümkün olmayacaktır.
- Havacılık alanına çok hakim olmayan dostlarımız bunun için “çok mu önemli?” gibi bir soruyu sıklıkla dile getirdikleri için hemen bu soruya cevap vereyim: Evet çok önemli. Harp sahasında HEİK desteği olmayan bir unsur, olan bir unsura göre son derece dezavantajdadır zira.

- Veya düşünün F-16’lar kendi aralarında kriptolu haberleşip, birbirleri ile dijital olarak hedef paylaşımı yaparken Su-35’lerin bu ağa dahil olamaması onuda sahada sıkıntıya sokar. Kısaca sahada birbiri ile konuşmayan sistemler mağlup olmaya çok daha yakındırlar…
Gelelim floodumuzun son alt başlığı olan görev yetkinlikleri ve hizmet ömürlerine…
- Öncelikle şunu söylemek lazım Rusya’da veya dünyanın herhangi bir başka ülkesinde F-35’e tam olarak alternatif bir uçak yok.
- Yani siz F-35 yerine uçak alırsınız ancak F-35’in görevini yerine getirmesini isteyeceğiniz bir başka uçağı bulamazsınız. Bunun sebebi uçağın görev tanımında gizlidir. F-35 bir derin taarruz uçağıdır. Alternatif olarak gösterilen Su-35 veya Su-57 ise hava üstünlük uçaklarıdır.

- Bu sebeple derin taarruz kabiliyetleri yoktur/sınırlıdır. Dolayısıyla görev tanımı kapsamında F-35’e tam olarak bir alternatif içermeyeceği için “benim canım sıkıldı Rusya’dan uçak alacağım” deme gibi bir lüksümüz yok.
- Bununda haricinde en önemli konulardan birisi Rus uçaklarının pek bilinmeyen veya dile getirilmeyen kısa ömürleridir. Herkes bilmez ancak Rus uçakları ilk satın alım bedelinde ucuz, idame konusunda ise pahalıdır.
- Yani siz 1 Su-35 alırsınız ancak hizmet ömrü boyunca fazladan 1-2 tane daha Su-35 parası verebilirsiniz. Bu maliyetlerin yüksek olma sebebi ise kullanılan aksam ve parçaların kısa ömürlü olmasından ve sık değiştirilmeye ihtiyaç duyulmasından kaynaklıdır.

- Örneğin Su-35’in gövde ömrü 6000 saat olarak belirtilmektedir. Motorların ömrü ise 4000 saat olarak belirtilmektedir. Kıyas etmeniz için; F-16’nın fabrika çıkışı gövde ömrü 8000 saattir. Modernizasyon projeleri ile bu süre 12000 saate ulaşabilir.
- Kısaca bu işin ucu da bizim için en önemli kavramlardan biri olan para kavramına dayanmaktadır.
SONUÇ:
- Rus uçağı almak imkansız mıdır? Değildir ancak getireceği zorlukların farkında olunmalıdır. Öyle kafama esti aldım demek mümkün değildir.
- Geldiğimiz gün itibari ile Rus uçaklarını ne kadar konuşuyorsak bunu her yönüyle de yapmamız gerekiyor. Yani sadece Su-35’in avantajlarından değil dezavantajlarından da bahsetmemiz gerekiyor. Kısaca Rus/Çin uçağı almak son çare değilse kesinlikle faydamıza değil.
- Uçakların sipariş edilmesi, teslim edilmesi, kullanılması ve idame edilmesi Türkiye’yi son derece karmaşık ve yeni bir düzene itecek ve aynı zamanda çok büyük bir masrafa ve büyük bir zaman kaybına yol açacaktır. Bunları ince bir şekilde muhasebe ederek hareket etmek elzemdir.
- Üstüne basa basa tekrar söylüyorum: “RUS VEYA ÇİN UÇAĞI ALMAK İMKANSIZ DEĞİLDİR FAKAT ‘SON ÇARE DEĞİLSE’ TÜRKİYE İÇİN GEREKSİZ MASRAF VE ZAMAN KAYBINDAN BAŞKA BİR ŞEY DE OLAMAZ…” Türkiye’nin yapması gereken ivedilikle kendi uçağını (MMU) gökyüzü ile buluşturmaktır.

- Flood burada son bulmuştur. Fikir alışverişi yapmak isteyen olursa yorum kısmına gelebilir. İçeriği faydalı bulduysanız RT yaparak daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz… Okuyan dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum…


Pelikan Grubu | Pelikancılar Kimdir?
Menzil Tarikatı; Gavs Kimdir? Nasıl Çalışırlar? Mal Varlıkları Nedir?
Serkan Kurtuluş Kimdir?
Kesinleşmiş Cezanın ne kadarı Cezaevinde yatılır! (‘Cezamın yatarı ne Avgat Bey?’)
Corona Virüsü
Yeşil kod adlı; Mahmut Yıldırım Yaşıyor mu?
Türkiye’deki Cezaevi Tür ve Tipleri hakkında pratik bilgiler!
Kur’an-ı Kerim’de Bilim ile İlgili Ayetler? (‘Kur’an bilime yönlendirir!’)
Erkekler neden mesaj yazmaz? Kızlar neden mesaj atmaz?
Akp’nin Yasadışı silahlı eğitim kampları! (‘İç Savaş Hazırlığı, Görüntüler – İddialar’)
Osmanlıca Küfür
Twin Flame
Atatürk’ün dedesi kimdir? | Soy Ağacı
Dr. Mehmet Öz; Corona Virüsü
Türkiye Yunanistan Askeri Gücü Karşılaştırması
David Rockefeller, Servetinin sınırlarına yolculuk! Ve Türkiye’deki Temsilcileri!
Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Sözleri
Şehidimiz Var; Albay Okan Altınay
Rabıta Nedir? Nasıl Yapılır?
Ölün İstiyorum Artık | Nejat İşler