24 Nisan bir yalanın anıldığı gündür, “Ermeni Soykırımı yalanı” Yıllardır Türkiye’yi bu sözde soykırım ile sıkıştırmaya çalışan, çeşitli iftiralar atan birçok devlet vardır. Türkiye’nin bölünmesini dahi hedefleyen “Ermeni sorunu” meselesi nedir? (Bilgisel)

- Osmanlı İmparatorluğu içinde birçok halkı barındırıyordu. Bu halklar arasında Ermeniler de bulunuyordu. Ermeniler devlet içinde ticaret konusunda ileri geliyorlardı. Hatta Ermenilere dışarıda “Hristiyan Türk” içeride “Millet-i Sadıka (Sadık Millet)” deniyordu.
- Fransız İhtilali’nin oluşuyla birlikte milliyetçi akımlar güçlendi. Bu dönem Osmanlı Devleti’nin kan kaybettiği dönem olduğu için Osmanlı İmparatorluğu içinde bulunan halklar emperyalist ülkeler tarafından kışkırtılmaya başlandı ve devamında Osmanlı toprak kaybetmeye başladı.
- Balkanlar’da birçok toprak kaybı yaşayan Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu’da büyük bir sorun yaşamadı çünkü Anadolu Türkleşmişti fakat Anadolu’da Türklerle birlikte yaşayan Ermeniler bulunuyordu, Anadolu içinde de karışıklık yaratmak isteyen emperyalist ülkeler,
- Ermenileri kışkırtmaya başladılar. İlk ciddi Ermeni sorunu Osmanlı İmparatorluğu ile Rus Çarlığı arasında gerçekleşen 93 Harbi’nde meydana geldi. Satın alınan bazı Ermeniler Rus ordusuna yardım ve yataklıkta bulundu ve Osmanlı’ya savaş durumunda ihanet etti.
- Not: Ermeniler daha öncesinde 1828-1829 Rus-Osmanlı Savaşı’nda da bazı ihanetlerde bulunmuşlardır fakat bunlar büyük kitleleri içermediği için “ilk ciddi” Ermeni sorunu 93 Harbi’nde ortaya çıkmış, artık Ermenilerin emperyalistler tarafından kullanıldığı kesinleşmiştir.
- Osmanlı İmparatorluğu savaşı kaybetti. Ayastefanos Antlaşması’na gidilirken Ermeni din adamları Ruslardan “Ermeni bölgelerini Rusya’nın ilhak etmesi veya Bulgaristan’daki hakların benzerlerinin Ermenilere verilmesi” şeklinde bir istekte bulundular.
- Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Osmanlı İmparatorluğu Balkanlar’da hakimiyetini büyük ölçüde yitirdi ve Ermeni sorunu ilk kez bir anlaşma maddesinde yer aldı. Osmanlı İmparatorluğu, Ermenilere karşı ıslahatlar yapacağına dair şartı kabul etti.
- Ayastefanos Antlaşması’nın çok ağır olduğunu gören İngiltere, bu antlaşmayı kendi çıkarlarına göre tekrar yazdırdı ve “Berlin Antlaşması” olarak güncelledi. Birçok madde değişse bile Ermenilerle ilgili olan maddede çok büyük bir değişiklik olmadı.
- Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun “Millet-i Sadıka” dediği Ermeni halkı, başka bir ülkenin himayesi altında sözde hak kazanmış, Ermeni sorunu ilk kez uluslararası düzlemde konuşulmuş ve diplomatik şekilde belgelenmiş oldu.
- Rus-Ermeni ilişkileri bu savaşın da öncesine 18. yüzyıla dayanır. Ermeni halkı İran’da da var olmuştur ve Çarlık Rusya ile İran arasındaki savaşta da İran’ı sırtından bıçaklayarak yine Ruslara yardım etmişlerdir. I. Petro bunun üstüne birçok Ermeni’yi Rusya’ya davet etmiştir.
- İran ile yapılan savaşlarda Ermenileri aktif olarak kullanabildiğini gören Ruslar bu konunun üstüne daha çok düşmüş, Osmanlı İmparatorluğu’nda da kullanmaya başlamıştır. Durumun vahim bir hal alacağını gören Osmanlı İmparatorluğu bürokratları-
- -bu durumu engellemek için ne kadar adım attıysa da başarısız olmuştur. Örneğin 11 Mart 1828’de Erzurum Valisi Galip Paşa, Ermeni halkının Rus sınırından Anadolu’nun daha içlerine doğru çekilmesi gerektiğini belirten bir yazı yazıp İstanbul’a göndermiştir.
- Ne olursa olsun bu girişimlerin hepsi başarısız olmuş, 93 Harbi’nde Ermeniler Ruslara yardım etmiş ve ilk kez bir uluslararası antlaşmada Ermeni sorunu artık uluslararası bir soruna dönüşmüştür.
- Osmanlı Devleti’nin güçsüzleştiği bu antlaşmalar ile kesinleşmişti. Bazı Ermeniler bundan güç bularak “halka yardım” kisvesi adı altında oluşumlar kurmaya başladılar. 1878 yılında Van’da Kara Haç Cemiyeti kurulan ilk derneklerdendir. Bu dernekler-
- -kısa süre içinde Anadolu’ya silah geçirmeye başladılar. Bu silahların Anadolu’ya yayılması için başka illerde dernekler kuruldu. 1881’de Erzurum’da kurulan Anavatan Müdafiyetleri (Pashtpan Haireniats) gibi. 1885 yılında Van’da İhtilalci Armenakan Partisi kuruldu.
- Çeşitli karışıklıklar çıkarma, ihtilal arzusu gibi şeylerin peşinde koşan bu dernekler/partiler bir şekilde bastırıldılar. 1887’de Cenevre’de kurulan Hınçak Partisi’yse gelecek yıllarda Türk katliamlarında büyük rol oynayan bir terör örgütüydü.
- Hınçak Terör Örgütü amacını direkt olarak “Ermenileri bağımsızlaştırma” olarak belirledi. Osmanlı’ya vergi verilmeyecek, bağımsızlık için propaganda yapılacak ve kitlesel eylemlere girişilecekti. Osmanlı’dan bağımsızlaşıp Ermenistan’ı kurmak istiyorlardı.
- 1890’da Ermeni İhtilal Federasyonu (Taşnaksutyun Terör Örgütü) kuruldu. İki yıl sonra açıkladıkları programda Ermeni halkını silahlandıracaklarını ve Osmanlı’ya karşı ihtilalci hareketlere girişeceklerini belirtiyorlardı. Bir dönem Hınçak ile Sutyun birleştilerse de-
- -daha sonra tekrar yollarını ayırdılar. Bu terör örgütleri birçok Avrupa devletinde, Rusya’da, İran’da şubeler açtılar. Anadolu’da da gizli gizli oluşumlar kurdular. Bu sırada Osmanlı Devleti, Berlin Antlaşması’nın “ıslahat maddesini” gerçekleştirmeye-
- -çalışıyordu. O dönem hazinedeki paranın devleti anca çevirmesi yüzünden bir türlü ıslahatlara başlanamıyordu. Bu durum İngiltere ile Osmanlı arasında kriz başlattı ve 1880 İngiltere seçimlerinden sonra Gladstone başkan oldu. Gladstone’un ilk işi-
- -Ermeni meselesine diğer milletleri de eklemek oldu ve birçok ülke Osmanlı Devleti’ne Berlin Antlaşması’na uyması için nota verdi. Böylelikle Osmanlı Devleti’nin içişlerinin konusu olan Doğu Anadolu meselesi devletler arası bir sorun olarak kesinleşti.
- Osmanlı Devleti uluslararası arenada sıkıştırılırken kurulan oluşumlar ilk şiddet olaylarına başladılar. Erzurum’da çıkan silahlı çatışmada 10 Türk, 10 Ermeni hayatını kaybetti. Avrupa basını bunu “Ermeni katliamı” olarak yazdı ve kışkırtma hareketleri için kılıf uyduruldu.
- Sadece Osmanlı Devleti’nde değil Selçuklu İmparatorluğu’nda da birlikte yaşayan, aynı ekmeği paylaşan Türklerle Ermeniler arasında böylece kan dökülmüş oldu. Uluslararası baskı, Anadolu’daki olayların çığırından çıkmasıyla birlikte II. Abdülhamid-
- -Ermenilere genel af çıkararak olayları bastırmak istedi. Ermenilerin bu affa verdiği karşılık Van Valisi’ne suikast girişimi ve Ankara, Yozgat, Diyarbakır, Amasya gibi şehirlerde II. Abdülhamid karşıtı pankart asmak oldu.
- 1894’te Sason İsyanı çıktı ve artık Ermeni meselesi dönülmez bir hal aldı. Osmanlı ordusu bu ayaklanmayı bastırdı. Binlerce terörist yok edildi. Bunun üstüne uluslararası kamuoyu harekete geçti ve Milletlerarası Tahkimat Komisyonu kuruldu.
- Bu komisyon Ermenilerin olaylarda masum olmadığını açıkladı. Buradan umduğunu bulamayan İngiltere, Fransa ve Rusya ıslahat meselesini tekrar gündeme getirerek Osmanlı’nın üstüne gitmeye başladı. Daha fazla taviz istenmeye başladı.
- Ermenilere adli, idari, askeri, iktisadi her yönden taviz isteniyordu. Bu durumun halk arasında sorun yaratacağını bilen II. Abdülhamid bu tavizleri reddetti. Bunun yerine ıslahatların bütün milleti kapsayacak şekilde yapılmasını önerdi ve reddedildi.
- İngiltere, Fransa ve Rusya’nın baskıları başarılı olamayınca Ermeniler istedikleri dış müdahaleyi alamadılar ve birçok yerde suikastlere giriştiler. Hatta bazı bölgelerde bu terör örgütlerine destek vermeyen Ermeniler hain ilan edilerek öldürüldüler.
- Hemen akabinde 1896’da Van’da isyan çıkardılar. İsyanda 418 Müslüman ve 1715 Ermeni öldü. Van’da da istediğini alamayan terör örgütleri 26 Ağustos 1896’da Osmanlı Bankası’na saldırıda bulundular.
- 20. yüzyılın başına kadar mücadele sürdü. 1905 yılında II. Abdülhamid’e suikast denemesine bile bunuldu. Dünyada dengeler de bu süreçte değişmekteydi. İngiltere sömürge yollarını koruma altına aldıktan sonra tehdit gördüğü Rusya ile anlaştı.
- Her iki ülke de birbirinin Orta Doğu çıkarlarına saygı duyuyordu. Böylelikle Ermeniler hem İngiltere hem de Rusya tarafından desteklenmeye başladılar. Osmanlı’da da İttihat ve Terakki Cemiyeti’yle II. Abdülhamid arasında çekişme yaşanıyordu.
- Baskıcı rejimi sonlandırmak isteyen İttihat ve Terakki büyük bir yanlışın içine düşerek Ermeniler ile hareket etti. “Yurdun bütün kesimleri ortak hareket etmeli” mottosuyla ortayan çıkan Jön Türkler dış müdahaleyi desteklemiyor ama –
- – Ermeniler ile de ters düşmüyordu. Böylelikle Taşnaksutyun gibi terör örgütleri kendilerini meşrulaştırdılar. Koyulan bazı silah kanunları kaldırılınca Ermeniler hızla silahlanmaya başladılar hemen ardından da Türk katliamları başladı.
- Devamında II. Abdülhamid tahttan indirildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Ermeni sorununu diyalog ile çözme peşindeydi fakat Ermenilerden bir türlü karşılık alamıyordu. Bu sırada Balkan Savaşı’da çıkmış, Osmanlı iyice zor durumda kalmıştı.
- Yıllar önce yapılan Berlin Antlaşması’nın gereklilikleri de henüz yerine getirilmiş değildi ve emperyalist ülkeler ne zaman sıkışsalar bunu ortaya atıyorlardı. Bu yüzden 1913’te yeni bir ıslahat planı oluşturuldu. Bu plana göre:
- Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput ve Sivas’ın belirli kısımları birleştirilecek, ismine “Ermeni Vilayeti” denilecek bir vilayet kurulacaktı. Başına da Hristiyan Ermenisi geçirilecekti. İttihat ve Terakki bu duruma II. Abdülhamid’in yaptığı gibi itiraz etti.
- Ruslar Doğu Anadolu’yu işgal etmek istediği için ıslahat kılıflı tasarısını Almanlara sundu. Çeşitli anlaşmalar sonrasında Osmanlı’nın bütünlüğünün korunmasından yana olan Almanlar bile Rusların tarafında yer alarak İttihat ve Terakki’ye baskıya başladı.
- Doğu Anadolu’da bir “Ermeni Vilayeti” kurmanın devleti parçalayacağına emin olan Türk yöneticiler İngiltere, Almanya ve Rusya’yla -yani dönemin bütün güçleriyle- karşı karşıya geldiklerini görünce oyalama hamlelerine başladılar.
- Balkan Savaşı gerekçe gösterilerek tasarının bir türlü incelenemediği söyleniyordu ama Rus tehditleri devam ediyordu. Eğer bu tasarı kabul edilmezse ve Doğu illerinde bir karışıklık olursa Rus işgali olacağını bildiriyorlardı ve Türk hükümetinin eli kolu bağlanıyordu.
- Politikada durum buyken Ermeniler sürekli Avrupa’yı, Rusya’yı müdahaleye çağırıyor, yardım isteniyordu. En başından beri istedikleri dış müdahalenin gerçekleşeceğine inanıyorlardı. 1914’e kadar devletler oyalandı ve bu tasarı kabul edilmedi.
- 8 Şubat 1914’e kadar tasarı ertelense bile bu tarihte kabul edildi. Tasarının maddeleri: 1- Doğu Anadolu’nun iki tarafının başlarına seçilecek olan iki müfettişi güçlü devletler önerecek ve Osmanlı Devleti seçtiği müfettişi atadığını bildirecek.
- 2- Her müfettiş kendi tarafında adli, idari, askeri şeyleri denetleyecek. 3- Toprak konusunda bir sorun olursa müfettişlerin gözeitmi altında çözülecek. 4- Müfettiş uygun görürse mahalli şeyler yapılabilir.
- 4. maddeye göre mahalli bölgelerde dil değişimi olabilir, her mahalle kendi askeri teşkilatını kurabilir. Osmanlı Devleti bu tasarıyı kabul ederek Doğu Anadolu’nun ülkeden koparılmasına boyun eğmiş oldu. Güçlü devletlerin seçeceği –
- -iki müfettişin ne yapacağını kimse kestiremezdi. Özellikle 4. maddeye göre Ermenilerin kendi şehirlerinde, birlikte askerlik yapacak olması bir felaket doğurmaya çok yakın gözüküyordu. Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nda da birçok Türk katliamı yaşandı.
- Bu antlaşma yapıldıktan sonra diğer devletler Doğu Anadolu’yu “Yarıresmi Rus bölgesi” olarak kabul etmeye başladılar ve Osmanlı’nın Orta Doğu’da kalan diğer topraklarını paylaşmak üzere antlaşmalara giriştiler.
- Doğu Anadolu’da büyük güç kazandığını fark eden Ermeniler çeşitli kanun kaçaklarını karakolları basarak kaçırıyor, Rus konsolosluğuna teslim ediyorlardı. Böylelikle eşkıyalık hareketleri başlamış oldu. Bir diğer yandan savaşın yaklaştığı belli olunca-
- -Ermeni komiteleri arasında Osmanlı’nın Rusya karşısında savaşa girmesi durumunda ne yapılacağı tartışılıyordu. Rusya’ya birçok söz verilmiş, yapılacak yardımlar bile konuşulmuştu. Amaç Osmanlı ordusunu iki ateş arasında bırakmaktı.
- Ermeni komitelerinin Anadolu’daki şubelerine gönderdiği talimat şu şekildedir: “Rus ordusu sınırdan ilerler ve Osmanlı ordusu ger içekilirse her tarafta birden eldeki vasıtalar ile başkaldırılacaktır. Resmi binalar bombalanak, Osmanlı ordusuna-
- -saldırılar yapılacak, iaşe depolarına sabotajlar yapılacak, olur da Osmanlı ordusu geri çekilmez Rus ordusuyla savaşırsa Rus ordusuna katılımlar olacak ve ülkenin çeşitli yerlerinde saldırılar yapılacaktır.”
- Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu 3 Ağustos 1914’te seferberlik ilan etti. Ermeniler bu ilan uymayıp askere gitmeyi reddettiler. Askerde olan Ermeniler kaçmaya başladılar. Zeytun’da ayaklanmalar başladı.
- Ruslar Ermeni halkını tam anlamıyla kışkırtmak için büyük uğraş verdiler. Ermeni halkı başta tam olarak başkaldırmamış olsa bile belirli bölgelerde Ermeni çetelere çok ciddi destek veren Ermeni cenahı da oldu. Özellikle Bitlis ve Erzurum-
- -valilerinin gönderdiği iletiler Osmanlı arşivlerinde saklanmakta ve halkın propagandaya maruz kaldığı kesinlikle ortaya konmaktadır. Rusya savaş iki devlet arasında henüz başlamamışken Osmanlı topraklarında çeteler kurmuş, terör organize etmiştir.
- Rusya’nın 1914’ün Ekim’inde Osmanlı’ya savaş açmasıyla birlikte Ermeniler bütün kuvvetleri ile Rusya’ya yardım etmeye başladılar. Osmanlı ordusunda bulunan Ermenilerin verdiği bilgiler ışığında Rus ordusu çokça kez savaşta tuzağa düşmekten kurtuldu.
- Savaş devam ederken Van İsyanı çıktı. Bu isyanın çıkış tarihi 19 Nisan 1915’tir. Bu isyan neticesinde Ermeniler ellerine geçirdikleri Türkleri, müslümanları acımadan toplu şekilde katletmiştir. Bu başka şehirlerde de görülmüştür.
- Balta ile katledilen Türkler -bazıları henüz çocuk-

- Erzincan’da tecavüze uğramış ve sonra katledilmiş bir Türk kadını

- Ermeni çeteleri tarafından pusuya düşürülerek şehit edilmiş Türk askerleri

- Ermeni çeteleri tarafından topluca katledilen Türk aileleri

- Ermeni teröristler tarafından birbirine bağlanarak katledilen Türk kadın ve çocuklar

- Türk Silahlı Kuvvetleri arşivinde bulunan bir fotoğraf. Ermeniler tarafından katledilen Türkler

- Katliamlar devam ederken Van, Ermenilerin Ruslara sağladığı destek sebebiyle Rusların eline geçti. Rus Çarı, Ermenilere teşekkür telgrafları yayınladı. “Van halkına fedakarlıklarından dolayı teşekkür ettiğini” bildirdirdi.
- Ermeniler Türk askerinin ikmal yollarını kesmeye, çeşitli yerlerde saldırı yapmaya devam ettiler. Bunun sonucunda Rus ordusu bulduğu alan sayesinde Erzurum, Bitlis ve Trabzon’u da işgal etti. Bu olaylar Ermeni katliamlarını çoğalttı.
- Bu süreç içerisinde Ermenilerin katliamlarına Türklerden de çok karşılık oldu. Yurdun iç bölgelerine çekilenler kadar Ermeniler ile savaşan Türkler de vardı fakat ordu güçleri neredeyse tamamen geri çekilmişti ve Türk gücü bu şehirlerde sınırlandırılmıştı.
- İttihat ve Terakki olayın çığırından çıktığını anlayınca Talat Paşa vasıtasıyla Ermeni din adamları ile iletişime geçti. Eğer bu düşmanlık ve ihanet hareketleri sürdürülürse Osmanlı’nın yaptırım uygulamaya başlayacağı bildirildi. Bunun üstüne birçok şehirde isyan çıktı.
- Ermeni ilerleyişi Doğu illerinden yurdun iç bölümüne doğru çekiliyordu. Bu yüzden Türk hükümeti olaya el attı ve bazı yaptırımlar uygulamaya başladı. Ermeni dernekleri kapatılmaya başlandı. Bunun üstüne Ermeni köylerine dahi giden talimatlar şu şekildedir:
- 1-Kim olursa olsun Ermeniler için silahlanmalıdır. 2-Orduya çağırımlar şimdi olduğu gibi reddedilecek, hatta müslümanların katılması da engellenecek. 3- Ermeniler artık ordu içinde bulunmayacak ve her Ermeni Osmanlı ordusundan firar edecek.
- 4- Rus ordusuna katılımlar devam edecek. 5- Osmanlı ordusunun haberleşme ve ikmal yolları kapatılacak. 6- Cephe gerisinde görülen her müslüman yaşına bakılmaksızın katledilecektir. 7- Müslüman halkın her türlü mülkiyeti ele geçirilecek veya yakıp yıkılacaktır.
- 8- Terk edilen Ermeni bölgeleri yakılacak, suç Osmanlı’ya atılarak propaganda yapılacak. 9- Resmi devlet dairelerine her türlü saldırı yapılacak. 10- Cepheden yaralı dönen Osmanlı askerleri öldürülecek. 11- Osmanlı Devleti’nin karşıtı olan her devlete karşı casusluk yapılacak.
- Bu talimatlar sonrası Ermeniler kendilerine bildirilen her şeyi harfiyen yerine getirerek yurdun her yerinde terörizm hareketine bulaştılar. Her yerde ihtilal denemelerine girdiler.
- Küçük tedbirlerin işe yaramadığını gören İttihat ve Terakki 24 Nisan 1915’e “acele ve gizli” şekilde Ermeni komitelerini organize eden teröristbaşlarının tutuklanmasını emretti. İşte bugün bu olmayan soykırımı savunan, Türkiye’yi uluslararası arenada-
- -yüz yıllar önce olduğu gibi sıkıştırmaya çalışanların “soykırımı anma” dediği tarihte Osmanlı İmparatorluğu yukarıdaki emirleri yayınlayıp, terörist eylemleri düzenleyenleri tutuklatmıştır. Ermenilere ve emperyalistlere göre bu kişiler “aydın”dır.
- 2345 Ermeni 24 Nisan’da çıkan emir sonrası tutuklandı. Gayrimüslim olanların silahlarının toplanması emredildi. Bu yaptırımlar da bir yere kadar etkili olsa bile Ermeniler saldırılara devam ettiler. Yol kesme, adam kaçırma olayları oldu.
- Bunun üstüne 2 Mayıs 1915’te Enver Paşa, Talat Paşa’dan “Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde başka bölgelere dağıtılmasını” istedi. Talat Paşa olayın vahammiyetini göz önünde bulundurarak sorumluluğu tek başına aldı ve tehcire başladı.
- Anadolu’daki halkların sayısını gösteren nüfus haritası:

- Önce Doğu illerinin valilerine şifreli telgraflar gönderdi. Ermeni halkının güneye tehcir edilmesini istiyordu. Bunun için ordu komutanları ile direkt iletişime geçmelerini istedi. Aynı zamanda tehcir edilecek Ermenilerin de hakları için konuşuluyordu.
- Can güvenlikleri, nerede kalacakları, istirahatleri hakkında kanun çıkarılmaya hazırlanılıyordu. Bir yandan da gönderilen yerlerde yeniden isyan çıkarmamaları için dağıtım yapılıyordu ve 50’den fazla Ermeni ailesi aynı yere yerleştirilmiyordu.
- Tehcir hakkında yol haritası:

- Talat Paşa bunlarla uğraşırken İngiltere, Fransa ve Rusya 24 Mayıs 1915’te “Ermenistan” diye adlandırdıkları bölgede katliamların olduğu ileri sürdüler. Talat Paşa bu durumu tek başına daha fazla üstüne alamayıp bu durumu kanunlaştırmak için harekete geçti.
- Meclis-i Vükela 30 Mayıs 1915’te tehciri kabul etti. Hemen akabinde tehcirin nasıl uygulanacağı açıklandı. Bütün Ermenilerin değil, özellikle Doğu illerin Rusya ile anlaşma yapıp Osmanlı’ya ihanet eden Ermenilerin tehcire tabi tutulması kararlaştırıldı.
- Bu Ermenilerin de geride bıraktıkları bütün malların yeniden onlara ulaştırılacağı, çeşitli haklarının devam edeceği bildirildi. Zaten kanun 27 Mayıs 1915’te ortaya konulmuştu. Kabulden sonra 1 Haziran 1915 günü yürürlüğe girdi.

- Tehcir sırasında kafilelere saldırılar oldu, çeşitli hastalıklar meydana geldi. Osmanlı Devleti o dönemde, savaşın ortasında olmasına karşın elinden geleni yapmış bunlara elinden geldiği kadar önlem almıştır.
- Osmanlı Devleti arşivlerinde toplam 438.000 Ermeni’nin tehcir edildiği görülmektedir. Bunlardan 382.148’i tehcir edilen bölgeye ulaşmış, 56.610 kişiyse çeşitli saldırılar ve salgınlardan; kayıp olma durumlarından ulaşamamıştır.
- Ermenilerin yıllardır “1,5 milyon vatandaşımız öldürüldü” iddiası yalandan ibarettir. Zaten Anadolu’da o dönemde 1,5 milyon Ermeni yoktur. Türk Tarih Kurumu arşivlerine göre sayı 56.610’dur. Karşılıklı savaş, mücadele elbette olmuştur.
- Savaş sürecinde Osmanlı’ya ihanet edip Türklere karşı katliama girişen Ermeni çetelerine verilen karşılık bir sivil katliam değil, savaşın gereğidir. Terörist hareketlere girişen Ermeni çeteleri Türk milleti tarafından durdurulmak istenmiştir.
- En sonunda da bu çetelere destek verenler Osmanlı İmparatorluğu tarafından tehcir edilmiştir. Ortada bir soykırım bulunmamaktadır. 19. yüzyılın başından beri Ermenileri Osmanlı’nın başına bela eden emperyalist ülkeler bugün yine aynı şeyi yapmaktadır.
- Soykırıma uğramayıp, bu iğrenç yalanı uluslararası kamuoyuna kabul ettirmeye çalışan Ermenilerin “4T Planı” her Türk tarafından bilinmesi gerekendir. Ermeniler bu 4T planı ile neyi amaçlamaktadır?
- Tanıtım: Amaçları bütün dünyaya olmayan soykırımı tanıtmaktır. Türklerin Ermenilere saldırıp soykırım yaptığı yalanını bütün dünyaya duyurmaktır.
- Tanınma: Bütün dünya ülkelerinin bu sözde soykırımı tanıması ve Ermenistan’a bu doğrultuda destek vermesidir.
- Tazminat: Türk Devleti’nin olmayan 1,5 milyon Ermeni için Ermenilere soykırım yaptığını kabul ederek Ermenistan’a tazminat ödemesidir.
- Toprak: Anadolu’da kuramadıkları, kurmak için her türlü terörist faaliyete giriştikleri devleti Türkiye’nin kabul etmesi ve toprak alarak Ermenistan’ın “Büyük Ermenistan” olmasını sağlamak.
- Ermenistan bugün efendileri ile birlikte bu yalanın peşinde koşmaktadır. Peki, Ermenistan’ın yalanına ortak olan ülkeler hangileridir?
- Kıbrıs’ta silahsız Türk çocuklarını, kadınlarını küvetlerde kesen Rumların tarafı Kıbrıs Rum Yönetimi ve onların destekçisi Yunanistan bu sözde soykırımı kabul etmiştir.

- Orta Asya’nın tüm bölgelerinde, Kırım’da Türklere; Kafkasya’da Çerkezlere ve Çeçenlere yapmadığı soykırım kalmamış; Afganistan’da çocukları tankla ezmiş olan Rusya bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Kongo’da eşi benzeri görülmemiş bir soykırım uygulayan Belçika Sözde Ermeni Soykırımı’nı kabul etmiştir.

- Sami’lere korkunç bir asimile politikası, baskı ve soykırım uygulayan İsveç bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Libya’da Osmanlı’dan sonra kontrolü ele geçirince silahsız halka soykırım uygulayan İtalya da bu sözde soykırımı kabul etmiştir.

- Cezayir’de, Ruanda’da, Benin’de, Senegal’de, Kamerun’da, Gabon’da, Gine’de, Moritanya’da, Gine’de, Tunus’ta soykırım yapan Fransa da bu sözde soykırımı kabul etmiştir.

- 2003 Mart’ında Irak’ın başkenti Bağdat’ta sivillerin üstüne bomba yağdıran ABD’nin de birçok eyaleti bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Namibya’da insanlık ötesi soykırım uygulayan, İkinci Dünya Savaşı sırasında 2 milyondan fazla Yahudi’yi katleden Almanya bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Almanya’nın yaptığı çok şeye ortak olan Avusturya da bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Fildişi Sahili, Gana, Güney Afrika, Angola, Namibya ve Senegal gibi ülkelerde soykırım yapmış olan Hollanda da bu sözde soykırımı kabul etmiştir.
- Bunun dışında her hareketi ABD korkusuyla olan Uruguay, Arjantin, Bolivya, Brezilya, Kanada gibi ülkeler de bu soykırımı kabul etmiştir. Bu yalana diğer yandan Lübnan ve Suriye’de dahil olmuştur. Üçüncü dünya ülkelerinden kabul edenler de vardır.
- Bilgisel burada son buldu. Ermeni sorununu elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım. Bunun aslında bir soykırım olmadığını, aksine Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıştırmak uydurulmuş bir yalan olduğunu bilmek gerekiyor.
- Özellikle bugünü bekledim, 24 Nisan’da “Türkiye Ermeni soykırımı yaptı” diyen kişilere karşı gerçeği bu bilgisel ile savunabilirsiniz. Rt atarak daha çok insanın okuyup bilgilenmesini sağlayabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.


Pelikan Grubu | Pelikancılar Kimdir?
Menzil Tarikatı; Gavs Kimdir? Nasıl Çalışırlar? Mal Varlıkları Nedir?
Serkan Kurtuluş Kimdir?
Kesinleşmiş Cezanın ne kadarı Cezaevinde yatılır! (‘Cezamın yatarı ne Avgat Bey?’)
Corona Virüsü
Yeşil kod adlı; Mahmut Yıldırım Yaşıyor mu?
Türkiye’deki Cezaevi Tür ve Tipleri hakkında pratik bilgiler!
Kur’an-ı Kerim’de Bilim ile İlgili Ayetler? (‘Kur’an bilime yönlendirir!’)
Erkekler neden mesaj yazmaz? Kızlar neden mesaj atmaz?
Akp’nin Yasadışı silahlı eğitim kampları! (‘İç Savaş Hazırlığı, Görüntüler – İddialar’)
Osmanlıca Küfür
Twin Flame
Atatürk’ün dedesi kimdir? | Soy Ağacı
Dr. Mehmet Öz; Corona Virüsü
Türkiye Yunanistan Askeri Gücü Karşılaştırması
David Rockefeller, Servetinin sınırlarına yolculuk! Ve Türkiye’deki Temsilcileri!
Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Sözleri
Şehidimiz Var; Albay Okan Altınay
Rabıta Nedir? Nasıl Yapılır?
Ölün İstiyorum Artık | Nejat İşler
Hasan Cemalgiller yarın,Etileri,Hititleri,Lidyalıları, Frigyalıları da katlettiler derse şaşmam.Şıracının şahidi Cocacı.
[…] Mutlaka Oku; Ermeni Soykırımı | 24 Nisan 1915 […]
Kahpenin biri asagida küfür etmis..bende sizin gbi hainlerin zuriyetini ecdadini soyunu sopunu 7 ceddini gecmisini gelecegini sikiyim ..sizin gibi hayvanatlara anca kufur edilir çünkü..adam yukarda belgeleri ile anlatmış ama diyecek kayda deger veya tenkit edecek hic birseyiniz
Bir argümanıniZ belgeniz kanitiniz doneniz vesikaniz yok çünkü dimi..bu yuzden de kufur edersiniz en fazla..diyecek hic bir seyi olmayan adam anca kufur eder..cikarin belgeleri o zaman.ermenistan denen asagilik devlet,türkiyenin birlesmis milletlerde yapmış olduğu rest e,karşılıklı tarihi devlet arşivlerinin acilmasi istegi ilani ve onerisine niye yanasmadi peki??..turkiye uluslar arasi tarihciler komitesi tarafindan bile devlet arsivlerinin denetlenmesi incelenmesi tetkik ve tahlil edilmesine riza gösterdi ama ermenistan bunu reddetti..cunku gerçeğin gun gbi cikacagini biliyordu..osmanlida o donem yasayan 1 milyon ermeni bile yok bunu yabanci tarihçiler bile kabul ediyor.he velevki soykırım oldu diyelim..ermeniler asırlardır birlikte yaşadığı türk milletine en zor zamanında yapmis olduğu ihanetin kallesligin hainliğin alcakligin bedelini ödemiş olurdu..zamaninda osmanli asirlarca ermenilerin haklarini dinlerini geçimlerini hak ve hukuklarini medeni bir şekilde yasatip kollamis korumuş, korumuşta nolmus mükafatı hainlik olmuş..zamaninda tehcir edip sürgün etseydi baska topraklar a daha kazançlı olurdu aslinda..iyilik yapmanin bedeli bu iste..cunku sizin gbi nankorlere iyilik yapilmaz..