Kedi Videoları ve Konuşan Kafalar

Demin internetin konuşan ünlülerinin birinden dinledim: İletişim’den çıkan bir kitapta, “sevimli kedi fenomeni”nden bahsediliyormuş, insanların %90’ı internette sevimli kedi izliyormuş. Muktedirler de, “interneti yasaklarsak kedilere bakmaz politika yaparlar” diye tırsıyormuş! >>

• Eğitimin düzeltilmesine, öğretmenlerin yeniden eğitilmesine, Türkiye’deki seviyesizliğe (yani düşük seviyeye) dikkat çekerken daha seviyeli olmak gerek galiba… Mesela o kalibredeki “konuşan kafa”ların, interneti yasaklamanın artık kimsenin haddi olamayacağını bilmesi gerekir…
• İnternet, sadece politikanın ve konuşan kafaların bütün gün kafa ütüleyebileceği mecra olmanın çok ötesinde bir yer; ekonomiden kültür ve eğlenceye hayatın büyük bir bölümünü kapsıyor ve o büyük bölümde kediler, konuşan kafalardan elbette daha büyük bir alanı işgal ediyorlar…
• Kedi resmi seyredenleri “dünyaya ve ülkelerine ilgisiz” sanmak, kendi küçük ama “ciddi” dünyasını biraz fazla abartmak ve hayatın asık suratla konuşmaktan başka şeyler de içerdiğini ve İnternet gibi bir mecranın -elbette- asla “ciddiyet”den ibaret olamayacağını görememek demek…
• Hayat sorunlardan ibaret değildir. Hayattaki terslikleri, kötü politikaları değiştirmenin yolu da her gün onlara “karşı” kafa ütülemek olamaz… Asıl mücadele, karşı olunana alternatif bir yaşam/anlayış/keyf biçimi matrisi oluşturmaktır. Türkiye bu yüzden İslamcı olmadı…
• Sanat, kültür, kediler, kadınların özgür duruşları, internet televizyonunun Emmy ödülü alan bir dizi yayınlaması, orada çok iyi bir yazar Hakan Günday’ın yazması, mükemmel aktör Haluk Bilginer’in oynaması, konuşan kafalar sayesinde değil. Kediler daha ilham verici… <<