Hafızam yanılmıyorsa 25 Mart 2012 akşamı, adı Yıldırım Demirören olmayan bir Beşiktaş başkanı, seçimli genel kurulda teşekkür konuşması yaparken ve bu konuşmanın ardında Gündoğdu çalarken, ben Beşiktaş’ın kurtuluşa adım attığını düşünerek mutluydum.
- Hesap sorma konusundan Beşiktaş’ı düzlüğe çıkarma vaadine kadar her şey düzgün gidiyordu. Bugün o tersini söylese de, tribünler yeni başkanı, Samsunspor’a kaybettiğimiz bir gündüz maçında, İnönü Stadı’nda 1 Nisan şakası yapacak kadar seviyordu.
- Taahütlerine göre, Beşiktaş’ın 560 milyon civarında olan borcunu 2 sene içerisinde sürdürülebilir duruma (300 milyon) getirecek, Feda sezonu ile başladığı takımın üzerine tuğlalar örerek şampiyonluğa yürüyecekti. Dortmund, Ajax gibi dünyada kabul görmüş modellere öykünüyorduk.
- Hayallerimiz ilk olarak devrim diye çıkılan yolda biatçılar gördüğümüzde yıkıldı. Kulislerde Beşiktaş hocalığı peşkeş çekildi. İnşasına Oğuzhan’la başlanan potansiyel vaad eden futbol modeli Escude ile iflas etti. Futbol aklı Beşiktaş’ı terk etti.
- Fikret Orman “stadın her yeri loca olsa da / sevenleri kimse ayıramaz ki” dizelerinin sebebiydi. Bilgili yönetiminde stattan sorumlu yönetici görevini üstlendiğinde ilk girişimi çArşı’yı yerinden edip Kapalı’yı para babalarına vermek olmuştu.
- Başkanlık dönemi başlar başlamaz ilk işi Kapalı tribün bilet ve kombine fiyatlarını katlamak oldu. Örgütlü, sorgulayan, başkaldıran profili susturmalıydı. Bu grubu karşısına alırsa diğerlerini yanına almış olacak, aklınıza gelen şahıs gibi bir “kitle politikası” uygulayacaktı.
- Tribünlerin o zamanlar daha da çok sevdiği Quaresma’yı da taraftarı bölüp kendine küçük, yönetilebilir kitleler yaratmak için gönderdi. Çünkü Beşiktaş bir bütün olduğunda Fikret Orman’ın yetmeyeceği kadar büyüktü.
- Kapalı tribün ile başlayan, Quaresma ile devam eden taraftar karşıtı tavra rağmen taraftarın içten desteğini aldı. O fiyatlarla stat, hiçbir şampiyonluk vaadi olmaksızın yine doldu. Stadı yıkıp yeniliyoruz dediğinde, Beşiktaş’a bir stattan ziyade iktidarına zaman kazandırıyordu.
- Artık başarısız geçen yılların tek panzehiri, tek bahanesi stattı. Ayrıca stat inşaatı borçların azalmayıp artmasına da kılıf olabilecek başarılı bir stratejiydi. En büyük rakibi Adalı’yı şike davasını öne sürerek pasivize ederken inşaat halindeki stadın ekmeğini yedi.
- “Beşiktaş genel kurulu bugün bir zihniyeti onaylamıştır” diyerek reklamını yaptığı Önder Özen ne kadar vasıfsız oyuncu varsa topladığında, Franco, Danygillerden olmayacağını anladığında, ameliyat masasındaki Eneramo, güreşçi Sezer geldiğinde bugünkü sorulara başlanmalıydı.
- Beşiktaş’ın batış sebebi listesinin en tepesine koyduğu menajerleri kulüpten içeri sokmazken transferi yapan direkt kendisiydi. Sportif başarı gerektiği zaman Adalı’nın üstüne yıktığı Jorge Mendes’in ocağına düştü, başarılı denilecek bütün transferleri Ahmet Bulut yaptı.
- Bugün taraftardan destek görmedik dese de tüm bunlar olurken Beşiktaş taraftarı Olimpiyat, Konya, Ankara geziyordu. Beşiktaş’ın gittiği her stat full çekiyordu. Atıl durumdaki Olimpiyat Stadı dışında Beşiktaş’a uzun süre İstanbul’da stat ayarlayamadı.
- Önder Özen paratoner görevini tamamlayıp gittiğinde artık iddialı kadrolar kurup şampiyonluğa oynamak zorundaydı. Feda sezonu dediği sezondaki gibi Ronaldinho peşinde koşarken abisine bir hafta boyunca felekten geceler çaldırıp eli boş dönmemeliydi.
- Demba, Sosa, Töre gibi kalite oyuncular geldiğinde sportif başarı ve satış gelirlerini ufukta görmeye başladı. Takım şampiyonluğa oynamazken medyaya servis edilen icra dosyaları kapatıyoruz, hala falan filanın borcunu ödüyoruz algısı şampiyon oluyoruza döndü.
- Başkanlık döneminin en doğru kararını Şenol Güneş’le verdi. Güneş’in isteğiyle önce iç saha maçlarında İstanbul’da kalındı, sonra ilk 11 transferleri başladı. Demba’dan gelen güzel para güzel harcandı, 4. sezonunda ilk kez doğru sinyaller verdi.
- Anlaştık, bedelsiz geliyor dediği Van Persie’yi – çok şükür – Fener’e kaptırınca, rakipler bir de üstüne Nani, Podolski patlatınca hepsini unutturacak tek adamı, stat ışıklarını açtırıp malzemecinin üstüne işedi diye röportaj verdiği Quaresma’yı bile ikbali uğruna geri getirdi.
- Quaresma giderken ötekileştirdiği biz Quaresmasporluların üzerinden yük almıştı. Bize artık sanıldığı gibi Quaresma’yı gönderen değil, Quaresma’yı geri getiren başkana da muhalif olmak kalmıştı. Sahadaki futbol iyi olup, yeni stat da bitime yaklaşınca Beşiktaş iyi olsun dedik.
- Stadın açıldığı 11 Nisan 2016 günü, stada ilişkin hiçbir vaat aslında tutmamıştı. Zamanı çok uzamış, maliyeti çok büyümüş, bu şartlarda yapamazsın diyenlere “onlarda o aşk yok, bizde var” diyen Orman’ın bu algılarını, günün sevinciyle kimse sorgulamamıştı.
- Şampiyonluk kupasını stadımızda kaldırdığımızda, yandaşı ve muhalifiyle herkesin kabul ettiği bir şey vardı. Beşiktaş tarihi Fikret Orman’ı her şeye rağmen iyi bir yere yazacaktı. Çekmecesinde bekleyen Ernst & Young denetim raporları ve borçlar bile bunu değiştiremezdi.
- Bu durumu tek bir kuvvet değiştirebilirdi: Güç zehirlenmesi yaşamış bir Fikret Orman…
- İkinci sene de şampiyonluk gelince Fikret Orman artık zehirli bir kontrolsüz güç olmuş, kibrini ortaya çıkarması için son eksik olan başarı da tamamlanmış, Fikret Orman artık kendini önce Süleyman Seba’dan, sonra Beşiktaş tarihinin kendisine kadarki kısmından büyük görür olmuştu.
- Üçüncü Şenol Güneş sezonunda hatasını “maliyeti büyütmeye devam etmek” olarak anlatsa da, kendi yaptığı statta oyuncuların, Şenol Hoca’nın ismi bağırılıp adına güzelleme yapılmayınca hocayla, takımla uğraşmaya başladı. Ücretler her zamankinden fazla aksadı.
- Tüm bunlara rağmen ligde yine son haftalara potada giren, Avrupa’da destan yazan takım yine Fikret Orman’ın kibrine hizmet etti. Sadece kendini büyütüp hocaya, topçuya maaşlı eleman, taraftara işine baksın, muhalefete karı gibi dedi. Bir Yusuf, bir Yıldırım abisine sesi çıkmadı.
- Dördüncü sezonda artık Şenol Güneş ayrılığı kendini belli etmiş, çalışan ücretlerinin ödenmemesi normalleşmiş, tepkileri duymaya başlayan Fikret Orman yine tehditkâr olmuştu. “Benim moralim çökerse Beşiktaş çöker” lafı, kongremiz kongre olsa bin defa başkan değiştirmeye yeterdi.
- 8 senede 2 şampiyonluğu “Beşiktaş’tan beklenmeyecek işler yaptık” diyerek ifade eden Fikret Orman, taraftarın hırsız dediği adamı kaptan, yere yatsana dediği adamı hoca, taraftara silah çeken kişiyi antrenör yaparak taraftar karşıtı kareyi tamamladı.
- Duruma itiraz edenlere şöför dedi, tornacı dedi, 30-40 kişi dedi, bir grup dedi, parayı nerden buluyorlar dedi, whatsapp grupları dedi. Tescilli dolandırıcı Reza Zarrab’a verdiği değerin milyonda birini bize vermedi.
- O tornacılar, şöförler, öğrenciler bir araya gelip istifa dedi, paralar nerde dedi, Beşiktaş’ın sahibi taraftarıdır dedi. O 30-40 kişi önce Orhan Ak’ı kapının önüne koyacak kadar kalabalıklaştı. Bugün kendi istifasını getirecek sürecin baş aktörü olacak kadar kuvvetlendi.
- Daha Şeref Bey Stadı’nda adam gibi tepki dahi görmemişken bunların fragman olduğunu anlayıp bıraktı. Ben diyeyim bıraktı, siz deyin kaçtı. Benim Beşiktaş’a yaptığımı belki Süleyman abi yaptı derken hatrını çiğnediği Seba gibi başı dik çıkamadan bu kapıdan, kırgınca uzaklaştı.
- Şimdi stat, şampiyonluklar ve Fikret Orman kırgınlığı üzerinden bir yalnızlık yaratılacak sevenlerince (!) Ben size birkaç yalnızlık anlatayım. Fikret Orman şahsi teknesinin akıbetini Beşiktaş resmi sitesinden açıklarken bu kardeşlerim 3 gün süren deplasmanda yalnız kaldı.

- Fikret Orman bu lig bu hakemlerle bitecek deyip Kulüpler Birliği başkanlığı yaparken, Namoğlu’na abi çekip Abdürrahim Albayrak’ı duymazken, 32. haftada bu halemlerle bu lig bitmez diye bizimle maytap geçerken bu çocuklar yalnız kaldı.

- Fikret Orman’ın Şampiyonlar Ligi maçlarına Kocaeli’nde salon bulabilip en sonunda Şampiyonlar Ligi’nden çektiği, yurtiçi deplasmanlara otobüsle gönderdiği, maaşlarını ödemeyip evlerine hacizler getirdiği şu yenilmez armada yalnız kaldı.

- Önce küme düşüp sonra kapatılan erkek voleybol yalnız kaldı.
- Şimdi Fikret Orman çok yalnız diyenlere otelinin açılış balosunda Apo hocasına söylediği şarkıları dinlemesini tavsiye ediyor ve istifanın bir erdem olduğunu, istediğimizi aldığımızı sananlara sesleniyoruz: Biten sizin işiniz, biz yeni başlıyoruz.
- Biz önce Fikret Orman’dan kendi döneminin hesabını duyacağız. Bu borç, bu takım, bu değerler nasıl bu hale geldi bunları soracağız. Biz önce, bir Beşiktaş başkanı Yargıtay’ın Beşiktaş lehine karara bağladığı davayı nasıl temyize götürür buna bir bakacağız.
- Burası Beşiktaş… Seba’nın üzmesinler dediği Beşiktaş’a kızıp ben oynamıyorum demek kimsenin haddine değil. Bir saniye sayın başkan. Yakın bir sigara, konuşacağız.
- Biz önce kaybolan yılların hesabını soracak, Sonra Demirören giderken düştüğümüz yanılgıya düşmemek için Beşiktaş’ı emanet edecek doğru insanlar bulacağız. Demirören ve Orman’la birlikte yürümüş, onlardan, onlar gibi, onların devamı olan herkes düşene kadar biz ayakta kalacağız.
- Bir değil bin Fikret Orman, Bir değil bin Demirören, Bir değil bin pırlanta gelse, Seni hainlerin ihanet dolu ellerinden alacağız. Onlar başkanlıkları bittikten sonra semtine uğramayacak, stadına gelemeyecek. Biz tabutumuzu Beşiktaş bayrağına sarın diye vasiyet bırakacağız.
- Sen hep şerefli, sen hep güzel, sen hep yeryüzünü aşkın yüzü kılan yegane kuvvet olarak kalacaksın. Beşiktaş sen bizim ahlâkımızsın!



Pelikan Grubu | Pelikancılar Kimdir?
Menzil Tarikatı; Gavs Kimdir? Nasıl Çalışırlar? Mal Varlıkları Nedir?
Serkan Kurtuluş Kimdir?
Kesinleşmiş Cezanın ne kadarı Cezaevinde yatılır! (‘Cezamın yatarı ne Avgat Bey?’)
Corona Virüsü
Yeşil kod adlı; Mahmut Yıldırım Yaşıyor mu?
Türkiye’deki Cezaevi Tür ve Tipleri hakkında pratik bilgiler!
Kur’an-ı Kerim’de Bilim ile İlgili Ayetler? (‘Kur’an bilime yönlendirir!’)
Erkekler neden mesaj yazmaz? Kızlar neden mesaj atmaz?
Akp’nin Yasadışı silahlı eğitim kampları! (‘İç Savaş Hazırlığı, Görüntüler – İddialar’)
Osmanlıca Küfür
Twin Flame
Atatürk’ün dedesi kimdir? | Soy Ağacı
Dr. Mehmet Öz; Corona Virüsü
Türkiye Yunanistan Askeri Gücü Karşılaştırması
David Rockefeller, Servetinin sınırlarına yolculuk! Ve Türkiye’deki Temsilcileri!
Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Sözleri
Şehidimiz Var; Albay Okan Altınay
Rabıta Nedir? Nasıl Yapılır?
Ölün İstiyorum Artık | Nejat İşler
1- Eline sağlık
2-Öyle ölmez füze at
3-İyi ki BEŞİKTAŞlıyım
Şarkıda dediği gibi, “Yılları 1 güne nasıl sığdırdın” tadında güzel bir flood.
Fikret Orman diye başladı, Aziz OrmanÖren diye uzaklaşıyor ! Hesap soracağım diye geldi, hesap sorulacak halde gidiyor ! İyi başladı kötü değil, berbat bitirdi ! Gelen gideni bu defa aratmaz umarız.
Nasıl güzel bir flood bu. Gözyaşlarımı tutamadım Elinize Emeğinize sağlık. 👏❤
Burak Yılmaz a hırsız , hocaya yere yatsana tezahüratları döşeyen resmini Quaresma forması ile süsleyen arkadaşım dediklerinin yüzde 99 doğru arkadaşım. Fakat keske bir flood da Q7 ile Seba Gitsin Ahmet Dursun diye efsane başkanı gözyaşları içinde gönderen gruplar içinde yapsan
Bravo eline yüreğine sağlık çok güzel anlatmışsın Fikret Orman dönemini 👏👏👏👏👏