Türkiye’de Müslümanlık; Delinin biri camiye girer…

Bir varmış bir yokmuş. Böyle başlar ya hani masallar.. Ama bu anlatacağım masal değil, gerçekten yaşanmış bir zamanlar, şimdi masal olsa da.

  • Efendim delilerin-velilerin çok olduğu o eski zamanlardan birinde, meczubun biri camiye girer, belli ki namaz kılacak….
  • Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır.. Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider…
  • Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar..
  • Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. cemaati de rahatsız etmiştir…
  • Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile..
  • İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar.. İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır yanına ve der ki:
  • “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaza yüksüz gel…
  • Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar: – “Âdetiniz böyle değil mi?” – “Ne âdeti?!” der Hoca..
  • Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra.. Der ki meczub bu kez:
  • Hocam ben namaz kılmak için geldim, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var…
  • Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!
  • Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der.. “Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..
  • Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır..
  • Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:
  • “Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı.. Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek…
  • Bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”
  • Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca; “ Boş yok, boş yok hiç!..diye tekrarlar.
  • O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar! Aynen doğrudur dedikleri çünkü;
  • Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda, kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı…
  • Diğeri lokantasında pişireceği yemeği Biri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi..
  • Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca.. O da der ki:“Zaten en çok da sana şaştım hoca!  Senin sırtında inek vardı ?
  • Meğerse, hocanın ineği hastaymış, öldü mü ölecek mi? diye düşünürmüş namazda. Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var.
  • Namaz kılmakla müslüman olunmaz. Namaz kılmamakla da kafir olunmaz. Niyetin neyse sen O’sun.

Bu Konu, Ferit Aslan @aslan_ferit1980 Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x