Flood'un Yayınlandığı Tarih:31 Aralık 2019 @ 05:13
1971 yılında sosyal psikolog Philip Zimbardo tarafından gerçekleştirilen bu deney toplumun kendisine biçilen rolleri nasıl benimsediğini anlatıyordu. Ve Stanford Hapishanesi Deneyi diğer bir adıyla “Zimbardo Deneyi” olarak isimlendirildi.
- Hapishane inşa edildi. Sosyal psikolog Philip Zimbardo’nun her anlamda derin etkiler yaratan bu deneyi için Stanford Üniversitesi Psikoloji Departmanı’nın bodrum katına sahte bir hapishane inşa edilerek işe başlandı.
- Deney olduğunu biliyorlardı. Seçilen Deneklerin hepsi “normal” insanlardan oluşan üniversite öğrencileriydi. Zimbardo deneklerinin rolünü, onlardan habersiz belirledi; onlara bir hapishane ortamının canlandırılacağını; deney sonunda da bir miktar para alacaklarını söyledi.
- Deneyin iki hafta sürmesi planlandı. Deneyi için, 24 kişilik bir erkek grubu “gardiyanlar ve mahkumlar” olmak üzere iki sınıfa ayrıldı.
- Deneklere rolleri ezberletildi. Mahkumların görevi, deney süresince gardiyanların emirlerini yerine getirmek; gardiyanların ki ise mahkumlara şiddete başvurmadan ama son derece sert bir şekilde sözlerini dinletmekti.
- Zimbardo, deneyden önce gardiyanlara “Mahkumlar üzerinde can sıkıntısı hissi yaratabilirsiniz, bir dereceye kadar korku yaratabilirsiniz ve onların hayatlarını tamamen rastgele güçler tarafından, sistem tarafından, kontrol edildiği hissine kapılmalarını sağlayabilirsiniz.
- Ve kesinlikle özel hayatları olmayacak. Onların bireyselliklerini çeşitli yollarla ellerinden alacağız. Genellikle bunun sonucunda, kendilerini güçsüz hissederler, bunu bekliyoruz. Yani bunun sonucunda, biz tüm güce sahip olacağız, onlarsa hiçbir güce…”
- Gardiyanlara yapılan bu tembihle birlikte Deney, 14 Ağustos 1971 sabahı, “mahkum”ların evlerinin önünde ansızın tutuklanmasıyla son derece gerçekçi bir şekilde başladı.
- Her şey gerçeğe uygundu. Gardiyanlar, gerçeğe uygun şekilde giysiler giydi; ortam her şeyiyle gerçek bir hapishaneye benzetildi. Deneyin başladığı sabah, deneklerin tutuklanmaları polisle anlaşmalı bir şekilde gerçekleştirildi. Mahkumlar, silahlı soygun yapmakla suçlandı.
- Ve tıpkı gerçek suçlularmış gibi tutuklanma prosedürlerinden geçirildi(parmak izi, profil fotoğrafı gibi). Sonra da karakoldan, deneyin gerçekleşeceği yer olan Stanford Hapishanesi’ne getirildiler.
- Deney gerçek oldu; Hapishanede ilk gün işler yolunda gitti ama ikinci gün bir grup mahkum, isyan çıkararak gardiyanların emirlerini reddettiler.
- Hapishanedeki hücreler 3 kişilikti ve dardı. Gardiyanlar günlük görevleri bittiğinde hapishanede kalmak zorunda değillerdi. Deneyin 2 günü bir hücrede kalan mahkumlar,kapılarını yataklarla kapayarak giysilerini çıkardılar ve gardiyanları dinlemeyeceklerini söylediler.
- Hepsi son derece normal olan denekler, iki gün içinde sadist gardiyanlara dönüşmüştü. Aynı şekilde bir kısmı da korkak mahkumlara. Zaman geçtikçe gardiyanların, mahkumlar üzerindeki psikolojik baskılarını daha da arttırdıkları GÖRÜLDÜ.
- İsyana katılmayan mahkumları, özel bir hücre ile ödüllendirdiler. İsyana katılanların ise çarşaflarını, yatak süngerlerini alıp onları metal yataklarda uyumaya zorladılar. Yemeklerini yemeyenler gardiyanlar tarafından karanlık odalara hapsedildi.
- Denek çıldırdı. Yaşananlar giderek korkutucu bir hal alırken; sadece 36 saat içinde, 8612 numaralı mahkum delice davranmaya başladı, bağırıyor, çığlık atıyor, küfrediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyordu. Ve sonunda onu salma kararı verdiler.”
- Zimbardo’da deneye kendini kaptırdı. Aslında sosyal psikolog Zimbardo, deney süresince iki grubu da hiçbir davranışa zorlamamıştı ama sadece 6 günde aralarındaki ilişki vahşi boyutlara ulaşmıştı. O da, bu yüzden deneyini bir hafta önce bitirmek durumunda kaldı.
- Aslında iki grup da, birbirlerinin aynı düzeyde insanlar olduklarını biliyordu. Ancak kısa zaman içinde kendilerini fena halde rollerine kaptırdılar ve şiddet eğilimi gösterdiler.
- Üstelik deneyden etkilenen sadece denekler değildi; “hapishane müdürü” rolündeki Zimbardo da deney süresince gardiyanların makumlara uyguladığı şiddeti sürdürecek izinler vermişti.
- İnsan, rolünü sahipleniyordu. Zimbardo’nun tahmininden daha korkunç sonuçlar doğuran bu deney, insanların kendilerine biçilen rolleri fark etmeden sahiplendiğini ve bu rolün gereklerini kontrolsüz bir şekilde yerine getirdiklerini ortaya koydu.
- Zimbardo’nun yaptığı bu deney, hiçbir şekilde etik değildi. Ancak sonuçları sebebiyle Stanford Hapishane Deneyi’nin bugüne bakan bir yönü olduğu hakikattir. Ve rolüne kendini kaptıran acımasız insanlar asırlardır zalimlikte sınır tanımıyorlar.