Hava Harp Okulu Öğrencilerine Mektup

Hava Harp Okulu öğrencilerine, okuldayken çok sevdikleri ve şu an Silivri’de olan bir büyüklerinden mektup var. Ancak o kadar dokunaklı yazılmış ki, okuyan herkesin bir nasibi var bu içten mektupta (flood)

• Komutanım, sen ki mesaiden gece yarısı çıkar, sabah öğrencilerden önce uyanıp gelirdin. Sen ki ülkene hizmet ederken yeri geldi eşini, evini, aileni unuttun. Yaşantın şahittir ki o üniformayı senden fazla hakeden çok az insan var. Başlayalım;

Yiğit Harbiyelilerim, Teğmenlerim; Sizden ayrı düşeli 1,5 sene oldu. Sizi tanımamış olsaydım hayata bu kadar ferah bakamazdım.

• Sizlere her zaman inandığım ve doğru bildiklerimi söyledim. “HHO dünyanın merkezi” derken de, herbirinizin bu memleket için ne anlama geldiğinizi söylerken de inandığımı söyledim. Bunca yaşanan olaylardan sonra bu gün de aynı düşüncedeyim.
• Bir tek havacı gün gelir memleketin kaderinde çok önemli bir oyuncu olur, geçmişte de olmuştur. İnsanin inandıkları ayak üstü değişmez. Yaşadıklarımız vatan sevdamızın yanında sönük kalır.
• “Mevzu-bahis vatansa gerisi teferruattır” demiş Atamız. Bizler yemin ederken mesuliyetini taşıyacağımız bir inancın, sevdanın, fikrin adamı olduk.
• Bunları da kendi benliğimizde, hatta çevremizde kim varsa – anamız, babamız, kardeşimiz, akrabamız- onların benliğinde ruhunda dantel gibi işledik.
• Dolayısıyla sizi öldürseler dahi işlediğiniz o dantel dosta ilham olur, düşmanın her daim kâbusudur; Enes gibi, Murat gibi, Emre gibi, Ferhat gibi. Siz de inandığınız için bu mesleğe geldiniz.
• Yaşıtlarınız bir yerlerde eğlenirken siz zorlu şartlarda askerlik mesleğini tercih ettiniz. Durduğunuz yer de duruşunuz da bakışınız da doğruydu. Çoğunuzun kabiliyeti çok daha iyi imkanlara ulaşmaya yetecekken sizler mazbut bir hayata talip oldunuz, kendinizi milletinize, vatanınıza adadınız. Sizler bu vatanın gerçek sahibi, bu milletin öz evladı ve gözbebeğisiniz. Millet düşmanları bu milletin gözbebeğine kast etti ama ben başaramadığını görüyorum.
• Sizden kurtulmaya çalıştılar. Diri diri mezara koyduklarına sevindiler; çok yanıldılar, tanıyamamışlar bu milletin gerçek askerini. Gerçekten asker olan kişi mezarın en derin yerinden bir kapı bulur; ya bu dünyadaki vatanına ya da cennetine.
• Dört kardeşim cennetine yol buldu, diğerlerinin de mezardan başını çıkarttığını tüm dünya gördü; varsın onlar sevine dursunlar. Siz ettiğiniz yemine sadık kaldınız. Yine sadık kalın, değişen hiçbir şey yok. İnancınızı yitirmeyin bu milletin size ihtiyacı var.
• Bu vatan-millet bizim anamız babamız, birilerinin kandırmasıyla bize biraz kötü davrandı. Hatasını anlar, sizden başka çaresi yok. Akçeli askerler bir süre göz boyayabilirler.
• Menfaatin nerede olduğunu kovalayan paralı askerlerin ve ona güvenen devletlerin Ortadoğudaki durumlarına siz de şahit oldunuz. 14 Temmuz da nerede duruyorsak yine ayaklarımız aynı yerde. İnancımızda ve istikametimizde de bir değişiklik yok.
• Gerçekten asker olan kişi bir kez yemin eder, üniformasını bir kez giyer ve bir daha da çıkartmaz.O elbise onun kefeni olur, tekrar dirilirken de üniforması ile dirilir. Ben üniformamızın hala üzerimizde olduğuna inanıyorum. Heyecanla vatanıma hizmetime döneceğim günü bekliyorum.
• Çok kısa sürede görevinize döneceğinize inanıyorum. Kayıpları yine sizler telafi edeceksiniz, bu enkazı da kaldırmak size görev olacak. Zafer bu milletin olacak, sizlerin olacak. Zafer umudunu sonuna kadar muhafaza eden ve o heyecanla milleti için çalışanların olacak.

Geleceğe dair bu ümidimin mantıksal ve matematiksel 4 sebebi var;

1. Biz kendimizi, ne olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Olduğumuzun en zıddı ile itham ediliyoruz.

2. Bu tiyatroyu yöneten sahte demokrat ve vatanseverleri tanıyoruz, kısıtlı yetenek ve cesaretlerini biliyoruz. Bu süreçte biraz daha öğrendik.

3. Bu yönetmenleri görevlendiren ve bu filmin çok tutacağını zanneden, sürekli dönen yüklenicilerin geçmiş dönüşlerini çok iyi biliyoruz.

4. Bu milletin size olan ihtiyacını çok iyi biliyoruz.

• İçim çok ferah. Sebebi; bunlar ve en önemlisi böyle bir haksızlığa ve ihanete yeryüzü çok az şahit oldu. Hepinizin gözlerinden öpüyorum. Gün, zamanı en iyi şekilde değerlendirme günü.

Gelecek, bu günlerin kıymetini bilenlerin olacak. Kanat arkadaşlarını yolda bırakmayanların, onların emanet ve hatıralarına sahip çıkanların olacak, başı dik zulmü alkışlamayanların olacak. Kanat arkadaşlığından bahsedip ayak bile olamayanlar çoktan tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar.