Flood'un Yayınlandığı Tarih:21 Nisan 2017 @ 14:45
Mustafa Kemal’i diğer subaylardan ayıran en önemli yönü, kendisinin gayri nizami harp tekniklerini öğrenmiş olmasıdır.
- Mustafa Kemal gayri nizami harp eğitimini Harp Akademisi yıllarında hocası Nuri Bey’den aldı. 1911’de Libya’da bizzat operasyon yürüttü.
- Fotoğrafta gördüğünüz kişi “Tanin Gazetesi Muhabiri Şerif Bey” kimliğiyle Libya’ya sızarak köylüleri örgütleyen bir özel harpçi…
- Osmanlı askeri açıdan zayıf olduğu için İtalyan ordusunu yıpratma stratejisi oluşturdu. Mustafa Kemal ve arkadaşları Libya’ya sızdı.
- Mustafa Kemal ve Enver Bey kısa sürede 200 kişiyi örgütledi. Libya’nın en önemli şehri Tobruk’a sızdılar. Baskın planı yaptılar.
- Mustafa Kemal İtalyanların Nadura Tepesi’nde olacağını, baskının oraya yapılmasını önerdi. 12 Osmanlı, 120 Libya köylüsü ile bastılar.
- Şafak vakti yapılan baskınla 200 İtalyan tepeyi savunamadı. Çekildiler. Bir gün sonra 2000 asker Carlo Caneva komutasında tepeyi sardı.
- Tam donanımlı 2000 askere karşı 120’si köylü 200 kişilik birlikle direndiler. Gayri nizami harp usulüyle mücadele ettiler. Ve kazandılar.
- Tobruk’ta 200 kişiyle 2000 kişiyi alt eden Mustafa Kemal ve arkadaşları, Derne’de sahillerinde 2000 kişiyle 12 bin kişiyi alt etti.
- Derne sahilinde öyle tecrübe edinmiştir ki Mustafa Kemal.. Çanakkale’deki başarılarını Derne’ye borçlu olduğunu yazmıştır Salih Bozok’a.
- Sözün özü, başarılı bir komutan olduğu kadar, zehir gibi özel harpçidir. Bu yönünü yıllar sonra kullanmak isteyecektir. Sene 1936…
- Misak-i Milli’nin Lozan’da kabul ettirilemeyen kısımları için çalışmalara başladı. Öncelik Hatay’ındı. Fransızlarla görüşmeler başladı.
- Fransızlar Hatay’ı genç ve sorunlarını henüz çözememiş Türkiye’ye kaptırmak istemez. Diplomasi trafiği 1937’de tıkanır.
- Atatürk Ocak ayında aniden İstanbul’a geçip, Fahrettin Paşa’yı yanına çağırır. Fahrettin Paşa yıllar sonra o anları şöyle anlatır;
- Cumhurbaşkanlığından istifa etmek lafını işiten Fahrettin Paşa afallar. Akabinde aralarında şöyle bir diyalog yaşandı:
- Rahmetli Yaşar Nuri, Atatürk’ün bu yönünü bilirdi. Ölüme yaklaştığı günlerde anlatıp duygulandığı da olmuştur.
- Peki Atatürk blöf mü yapıyor? Yoksa cidden görevlerini bırakıp Hatay’ı örgütlemeye mi gidecek? 16 yıllık sekreteri Rıza Soyak anlatıyor:
- Ömrü cephelerde geçmiş, ölümle defalarca burun buruna gelmiş bir Türk’ü korkacak mı? Tabi ki hayır. 1937 Ocak’ında Konya’ya geçer.
- Önceki gün Eskşehir’de genel kurmay başkanı Fevzi Çakmak’la askeri harekatla ilgili görüşmüştür. Şimdi de Kayseri’ye geçecektir.
- Fahrettin Paşa ile görüşürken bahsi geçen 2. Ordu komutanı İzzettin Çalışlar da yanındadır. Konya Valisi tren garına uğurlamaya gelir.
- Tam da o noktada, Fahrettin Paşa’ya bahsettiği konuyu İzzettin Çalışlar Paşa’ya açmış:
- Sonra ne mi oldu? 15 gün sonra, 27 Ocak 1937’de Milletler Cemiyeti Hatay’ın bağımsızlığını kabul etti. Türk Ordusu Hatay’a girdi.
- Şayet Milletler Cemiyeti aksi bir karar verseydi, Mustafa Kemal bu kez bir çete lideri olarak Hatay’a girecek miydi? Kesinlikle evet.
- Çünkü Rıza Soyak, Fahrettin ve İzzettin Paşa’yla konuşmadan önce, 10 Aralık 1936’da Fransız sefiri Henri Ponsot’ya şunu söylemiştir:
Hatay bağımsız olmuştu ama Türkiye’ye nasıl katılacaktı? Mustafa Kemal’in planı neydi? O da, bir sonraki flood’a… Teşekkürler!