Korku Hikayesi ; Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Cazı-Obur rivayetleri!

Vakit geldi! Korkulu tarihli flood başlıyor. Gecenin konusu Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Cazı-Obur rivayetleri! Toplaşın!

  • “Der Beyân-ı Acaibât ve Garaibât İbretname-i Cinn ve Cadı-ül Sehhâre-i Oburât (Uyuzât)” Evliya’nın Karakoncolos Gecesi’ni anlattığı bölüm

  • Evliya Çelebi sadece memleketleri, tarihi rivayetleri aktarmaz malum. Gittiği yerlerin batıl inançlarını, efsanelerini, folklorunu da aktarır
  • Gerçi üslup ve edebiyat gereği bazı şeyleri yaşamış gibi anlatır ama yine de bilen sanat olduğunu bilir. Eserine lezzet katar bir anlamda.
  • Pek sayın @Mustafa_Dmry ‘ın düzeltmesi ile “Der Beyân-ı Acaibât ve Garaibât İbret-nümâ Cenk ü cedel Sehare-i Oburât (Uyuzât)” dediği kısımda
  • Evliya Çelebi, cazıların yahut yöre ahalisinin deyişiyle uyuzların (yahut oburların) korkunç cenklerini aktarır. Kendi üslubuyla.
  • Evliya Çelebi, Kafkas memleketlerinde Kırım hanlarından 4. Mehmed Giray Han ile (azledildikten sonra sanırım) seyahattedir.
  • Mevzu klavye hatasına kurban gitmesin: “Der-Beyân-ı Acaibât ü Garayibât-ı İbret-nümâ-yı Cenk ü Cidâl-i Sehare-i Oburât” (yahut Uyuzât)
  • Konuya gelirsek. Evliya Çelebi ve 4. Mehmed Giray Han, Hatukay memleketinde Pedsi diye bir köyde konaklarlar. Obur Dağı’na yakın.
  • Vakit bin yetmiş altı mah-ı Şevval’in yirminci gecesidir. Yani 24 Nisan 1666. Köyde sakin konaklarlar iken birden hava bozar.
  • Yıldırımlar şavkımaya başlar. Tuhaf bir haldir. Korkunç bir karanlık ve ara sıra ortalığı gün gibi aydınlatan yıldırımlar. Hatta öyle ki Evliya Çelebi: “Çerkes kadınları bu aydınlıkta nakış bile işleyebilirdi” benzetmesinde bulunur.
  • Kıyamet kopuyor zannetmişler o esnada. “Ne oluyor bre?” diye feryat figan telaş içindelerken Çerkesler o günün “Karakoncolos Gecesi” olduğunu söylemişler.
  • “Yılda bir gece Çerkes uyuzlarıyla Abhaz uyuzları birbirleriyle büyük cenge tutuşurlar” diyorlar. “Korkmayın dışarı çıkıp seyredin” diyorlar.
  • Uyuz tabiri “obur” tabirini şeklen (eğer kopyalamada hata olmuşsa) ve folklor açısından andırdığı için “obur” diyebiliriz.”Vampir” dedikleri.
  • Niye böyle denildiğini flood’un sonlarına doğru anlatacağım zira Evliya bunları anlatmadan önce cengi aktarıyor. Biz savaşa dönelim…
  • Evliya Çelebi: “Demek uyuz (obur) diye sihirbaz cadılara derler” diye şaşırdıktan sonra 80 kişi cengi seyre koyuluyor.
  • Bir bakıyorlar Obur Dağı’nın ardından ağaç köklerine, küplerine binerek uçan Abaza cadıları geliyor. Dağa doğru uçuyorlar.
  • Bu sefer o memleketteki Habeş Dağı denilen bir yerden Çerkes cadıları çıkıyor bu sefer. Saçları dağınık, dişleri “taşra” çıkmış ateş saçan gözleri ve ağızlarıyla dehşet saçıyorlar. İki grup gökyüzünde birbirlerine uçarak muazzam ve korkunç bir savaşa tutuşurlar.
  • Cadıların kimi küplerin, eşyaların yanı sıra hayvan leşlerine binmiş, ellerinde yılan ve ejderlerden, at ve deve kellelerinden kamçılar!
  • Gökgürültüsünden ve cadıların acı çığlıklarından kulaklarımız sağır oldu der Evliya Çelebi. Tepelerine eşyalar, leşler düşüyor gökten.
  • Atlar çıldırıyor zar zor zapt ediyorlar. Bu noktada dikkat çekici bir detaya yer veriyor Evliya. Birbirlerini nasıl öldürdüklerini anlatıyor
  • “Andan yedi dane Çerkez uyuzuyla yedi dane Abaza caduları birbirine sarılub birbirlerinin gerdanları altlarına başların sokub yere düşdüler”
  • “İki Çerkez uyuzunun gerdanından Abaza uyuzu Çerkesin kanın içüb ölmüş ama beşi sağ ve yedi aded Abaza cadularının beşi yine(uçup gittiler)”
  • Horozlar ötene dek savaş sürüyor. Ardından gün doğunca kayboluyorlar. Ceset parçalarını, hayvan ve cadı ölülerini anlatmaya başlıyor Evliya.
  • Çerkesler de şaşkın. 40-50 seneden beri böylesine büyük bir cadı cengine tesadüf etmediklerini söylüyorlar.
  • Sonra Evliya Çelebi, “Bu diyarda veba olmaz” diyerek kan emici uyuz belasının özelliklerini birer birer anlatıyor.
  • Kan içen oburların insan kanı emerek insanları öldürdüklerini, kan çanağı gözlerinden anlaşılabileceğini söyler.
  • Çerkeslerin cadıcısına yani vampir avlayanına “uyuz tanıtıcı” denilyor. Uyuz-oburun öldürülme metoduyla aynı şekilde ölüyor:
  • Göbeğine tahta kazık ve cesedi ateşe vermek. Sonra görüldüğü yerleri sayıyor tek tek Evliya Çelebi.
  • “diyar-ı Moskov’da ve Kazak’da (Kozaklar) ve Leh (Polonya) ve Çek’de olağandır. Rum’da (Anadolu’da) karakoncoloz olması mukarrerdir “
  • Uyuz-obur yakıştırmasını neden yaptım? Evliya Çelebi’nin Kafkasların eteklerinde dolandığı sırada bölgede Nogay göçleri söz konusu oluyor.
  • Nogaylar da tıpkı Kırım Tatarları, Kazan Tatarları, Karaçaylar vb. gibi “obur” inanışına sahiplerdir. (Upyr-vampire’in kaynağı)
  • İşte Evliya’nın obur motifini öğrenmesi ve biraz sanat katması bundandır. Folkloru aktarmıştır kendisi.

Bu flood da biter. Başka korkulu, tarihli flood’larda görüşebilmek dileğiyle iyi geceler efendim. Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola! (Haftaya obur inanışı hakkında flood yapacağım, kuzey topraklarına uzanacağız biraz şimdiden duyurayım.)

Bu Konu, Mehmet Berk Yaltırık @SonGulyabani  Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…

Abone ol
Bildir
guest
2 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
Şakir Aksu
Şakir Aksu
5 yıl önce

OBUR, veya Hemşin’deki söylenişi ile UBUR Vampir değil mezarından çıkıp dirilen ölü demektir. Hatta UBUR çıktı derler. Avrupalıların ZOMBİ dediği mitolojik varlıklardır…

mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
2
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x