Korku Hikayesi ; Eşkıyanın Evi (‘Sonunda canımı teslim edebileceğim’)

Gecenin son korkulu floodu-tefrikası başlıyor. Anlatacağım hikayenin adı “Eşkıyanın Evi”. Toplaşın! Sezonun son twitter hikayesi.

  • Mevzu tahminen Batı Karadeniz taraflarında bir köyde geçiyor. Osmanlı’nın son seneleri, Cumhuriyet zamanına doğru. Seferberlik zamanı. Tokur lakaplı bir adam var bu köyde. Ahalinin çekindiği, gözüne görünmemeye çalıştığı, ardından ağız dolusu beddua okudukları biri. Tokur’un evi köyün dış tarafında hayli yüksekçe bir tepede. Adam boğazlasalar çığlığı ancak erişir bir mıntıkada.
  • Tokur eşkıya ama değişik türden eşkıya. Yol kesme, köy basma huyu yok. Kadın düşkünü. Gözüne kestirdiğini köyüne çekip götürüyor. Kimse karşı çıkamıyor, seferberlik seneleri. Jandarma yok, ahalinin çoğu ya çocuk ya yaşlı. Üstüne höreleneni ya dövüyor, ya öldürüyor.
  • Kaçırdığı kızları göstermelik şekilde nikahlıyor. Göstermelik denilmesinin nedeni, kaçırdığı kızlar genellikle ortadan kayboluyorlar. Yegane hayatta kalan kişi ilk karısı, yaşı ona yakın neredeyse. Ahaliden konuşabildiği kimselere Tokur’un melanetini anlatırmış. Söylediğine göre Tokur çocuk sahibi olmak istiyormuş. Ancak kaçırdığı kızlar ve doğurdukları fazla yaşamıyormuş.  Kadın bunun nedenini “cadı musallatı”na bağlıyormuş. Çocukları ve lohusayı öldüren bir varlığa yani. (Geçen hafta anlattığım)
  • Ancak köylüler Tokur’un zalimliğinden ötürü mü yoksa başka bir şey duyduklarından mı bilinmez buna inanmamış. Köylülere göre kızlarla gönül eğlendiren Tokur, onları öldürdükten sonra ya evinin içinde ya dış tarafında bir yerlere gömüyormuş. Seneler böyle geçtikten sonra bir gün Tokur ortadan kaybolmuş. İnsanlar gidip nerede diye bakmak da istemiyorlarmış. Kimi kaybolup gittiği söylentisini çıkarmış. Karısı kendi köyüne yerleşince sessiz sedasız öldüğüne inanmışlar. Hatta bazıları karısının ağzından cenazesini uzak akrabalarının gelip kaldırdıklarını, artık o evde kalmak istemediğini aktarmışlar. Bazı köylüler de geceleri evin o tarafından Tokur’un çığlıklarının duyulduğunu, bağırdığını duyduklarını söylüyorlarmış.
  • Tokur’un evi yahut “eşkıyanın evi” uzun süre metruk kalmış. Kimse satın almaya yanaşmamış ürkünç hatırasından. Olayların üzerinden bir 10-15 yıl geçtikten sonra binayı devlet satın alıp okula çevirmiş. Biçki dikiş kursu gibi bir şey. Kurs faaliyete geçtikten iki gün sonra öğrencilerden biri nedensiz yere çığlık attıktan sonra bayılıp kalmış. Kızı ayılttıkları zaman odalardan birinde duvar dibinde oturup çömelmiş bir adam gördüğünü anlatmış. Korkunç bakışlarla oturduğu yerden kıza bakan, çirkin suratlı bir adammış. Kızı görür görmez yerinden doğrulup üstüne yürümüş. Kız gerisini hatırlamıyormuş. Korkunç bakışlı adamın bir-iki kız daha görmüş. Bazıları da genç kız ağlaşmaları, yalvarmaları duyuyormuş.
  • Kursun öğretmenine garip gelmiş, yöreye özgün bir durum olduğunu düşünerek öğrencilere sormuş. Öğrenciler çocukluklarında bu evde bir eşkıyanın kaldığına dair bölük pörçük şeyler duyduklarını aktarmışlar. Öğretmen gidip köylülerden öğrenmiş mevzuyu. Öğrendiğine pişman olmuş. Ölü kızlar, Tokur’un cinayetleri, kaybolması… Okulda kalırken bazen ardından birisi kendini takip ediyor, seyrediyor gibi geliyormuş. Hikayelerin etkisi diye düşünmüş.
  • Bir gece köy öğretmenin bağırtılarıyla feryatlarıyla yıkılmış. Yalın ayak çıkıp gelmiş okulun oradan. Zor sakinleştirmişler. Söylediğine göre okulun dışında bulunan tuvalete girdiğinde elindeki lambanın ışığında bazı parıltılar görmüş. Işığı kuburluğa yaklaştırdığında onlarca kesik baş görmüş. Sadece göz kısımları boş, saçları ve tenleri sapa sağlam kesik kadın başları… Köyde söylentinin bini bir para ama kimse cesede falan denk gelmediğinden bir de yıllar geçtiğinden çok üstünde durmamışlar.
  • Devlet okulu bir süre kapatmış. Bu vakadan bir 15 sene falan sonra yeniden açılmış. Yeniden okul olarak kullanılacak. İnşaat malzemeleri gelir, işçiler gelir falan. Evin tadilatı tamiratı esnasında odalardan birinin döşemelerinin altında başı gövdeden ayrılmış bir ceset kalıntısı bulunur. Dönemin koşullarında önce jandarma, ardından komutanın çağrısıyla tabip gelir. İskelet tetkik edilir. Ahali hala Tokur’un hikayelerini az çok bildiğinden kaybolan kızlardan birine ait olabileceğini düşünmüş tabi.  O dönemin şartlarına rağmen araştırılıyor. İskelet erkek iskeleti çıkıyor. Ahaliyi alıyor merak “acaba kimdi” diye. Jandarma tahkikatı sürdürüyor. Yaşı yeten bir avuç kişi var mevzuları anlatıyorlar.
  • Hikayelerden sonra evin etrafı aranıp taranıyor. Tuvaletin kuburluğunda kemikler ve kurukafalar ortaya çıkıyor. On-on beş civarı iskelet var, yaşları değişiyor. Kadın iskeletleri.  Yine kuburlukta altı-yedi tane de bebek iskeleti bulunuyor. Zaman aşımı falan mevzusu var ama komutan vs. merak etmişler hikayesini bir kere.
  • Ahaliden biri karısı ölmedi köyüne göçtü diye aklında kalan bir bilgiyi paylaşınca kadını gidip köyde buluyorlar. Kadının yaşı tabi hayli geçkin ve artık ölüm döşeğinde. Kendi köyünde canını teslim edemiyor, çok hasta ama ölemiyor deniyor arkasından hep. Jandarma komutanı gelip kocasını falan sorunca gözyaşlarına boğulmuş kadın. “Sonunda canımı teslim edebileceğim” demiş.
  • Meğerse Tokur’un kaçırıp nikah kıydığı kızları kıskanıp öldürüyormuş. Tokur şüphelenmesin diye de kılıf bulmuş buna. Eğer punduna getirirse doğum falan olmadan öldürüp parçalayıp kuyuya atıyormuş. Sonra da Tokur’a “kaçıp gitti” diye yalan söylüyormuş. Doğum olmuşsa kaçıp gitme yalanını uyduramayacağından Tokur’u uyutup katliamı aleni yapıyormuş. Sonra Tokur uyanınca da “cadı musallatıdır” diyormuş. Adam suçlanmasın diye kalıntıları ortadan kaldırıyormuş. En son bir gün Tokur: “Bu sefer de cadı gelirse senin canını ben alırım” deyince korkmuş. Tokur’u uykusunda öldürmüş. Anlatılanlara göre işlediği cinayetleri anlattıktan sonra ertesi günü çıkaramayarak vefat etmiş.

Bu flood da burada biter. Başka korkulu,tarihli floodlarda görüşmek üzere. Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola. İyi geceler efendim… Gelecek sezona kadar yeni hikayelerle, mevzularla görüşmek üzere esen kalın.

Bu Konu, Mehmet Berk Yaltırık @SonGulyabani  Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x