Jack London’ın;”Ölüme boyun eğmeyen adam’ isimli kitabından;
- ”Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar.”
- Asker teğmene koştu ve; – Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?.. -Delirdin mi? der gibi baktı teğmen. -Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş… Büyük ihtimalle ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atmana izin veremem…!
- Asker çok ısrar etti ve teğmen “Peki ” dedi.. “Git o zaman..” İnanılması güç bir hadise. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
- Teğmen, geri getirilen kanlar içindeki askeri muayene etti… Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü ve; – Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak; zaten ölmüş…! – Değdi teğmenim. dedi gözüyaşlı asker..
- Nasıl değdi? dedi teğmen.. ‘Bu adam ölmüş görmüyor musun?…’ -Gene de değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı.. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için…
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı; – Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı… Geleceğini biliyordum…!
Bu Konu, Turan Felek @turanfelek Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…