Hilafetin kaldırılması

Hilafet ile ilgili çok soru geliyor. Sıradaki bilgisel (flood) hilafet üzerine olsun o halde.

  • Hilafetin halef kelimesinden türemiş, “sonra gelen” manasındadır. Peygamberden sonra, İslam devletinin başına geçen kişiyi ifade eder.
  • İslam’da devletin yönetim biçimi ve liderin belirlenmesi hususunda keskin hükümler yoktur. Dolayısıyla dinen bağlayıcı bir yöntem yoktur.
  • Hz. Peygamberden sonra, onun işareti ve sahabenin uzlaşısı doğrultusunda Hz. Peygamberin arkadaşı Ebu Bekir, halife makamına geçmiştir.
  • Ebu Bekir’in ölümü üzerine hilafet makamına Ömer geçmiştir ki, o sıralarda Ali’nin de halife olması gerektiği fikri ön plandadır.
  • Ömer’in adil yönetim anlayışı ve devletin gelişmesi, halife tartışmalarını arka plana itti. Lakin Ömer’in öldürülmesiyle işler değişti.
  • Ömer hayattayken, Abdurrahman b. Avf’a halifeliği önerir. Avf ise Ömer’in kendisini tavsiye etmesini şart koşar. Ömer bunu kabul etmez.
  • Ömer’in Avf’ı halife olarak önerme mesuliyetinin altına girmek istemez. Zira başarısız bir yönetimin vebali olabileceğini düşünür.
  • Nihayetinde Ali’nin taraftarları çoğalsa da, Osman’ın adı baskın gelir. Halifelik ona düşer. Osman’ın döneminde tartışmalar çoğalır.
  • Bazıları Osman’ın kendi akrabalarını mühim görevlere getirdiğini iddia eder. Nihayerinde Osman da öldürülür. Dördüncü halife Ali olur.
  • Şam valisi Muaviye, Ali’nin hilafetini tanımadı. Böylece bu iki zatın orduları savaş alanına geldi. Ali’nin tarafının kazanacağı açıktı.
  • Fakat Muaviye’nin tarafı hileye başvurup mızraklarının ucuna Kuran-ı Kerim sayfaları geçirdi. Böylece Ali, savaşmaktan vazgeçti.
  • Ali, sonucun sulh yoluyla hallolması için husumeti hakeme taşıma fikrini kabul etti. İki tarafın seçtiği hakemler Muaviye’den taraf oldu
  • Ali’nin tarafından bazıları, Ali’yi savaşmak yerine hakeme gittiği için tekfir etti. Böylece Ali’yi öldürmeye karar verip, öldürdüler.
  • Bu kısma hariciler dediler. IŞİD’in bugün kabul ettiği görüşler haricilere dayanır. Ali ölünce oğlu Hasan ve Muaviye hasım oldu.
  • Hasan, Muaviye’den sonra, kardeşi Hüseyin’in halife olmasını şartı ile Muaviye’nin hilafetini tanıdı. Muaviye şartı kabul etti.
  • Muaviye halife olduysa da sözünü tutmadı. Oğlu Yezid’i veliahtı ilan etti. Hasan öldü. Herkes Hüseyin’in ne yapacağını merak ediyordu.
  • Hüseyin bu yaşananların adalet olmadığını ilan edip baş kaldırdı. Kufe’liler ona destek olduğunu açıklayınca oraya yola çıktı.
  • Kufeliler Hüseyin’e ihanet etti. Yezid’in güçleri Hüseyin’i Kerbela’da kuşattı. Hüseyin direnince öldürüldü. Ve İslam alemi bölündü.
  • Yezid’den sonra halife olan 2. Muaviye bu yaşananları sindirememiş olacak ki, makamdan çekilme kararı aldı. Hilafet Emevilere geçti.
  • Emevilerden sonra hilafet Abbasilere geçti. Halife, Bağdat’ta ikamet ediyordu lakin bağımsız bir çok İslam devleti türedi.
  • Bağdat’ta yaşayan Abbasi halifesi, küçük toprağa sahip olmakla birlikte, tüm İslam devletleri için manevi bir otorite teşkil ediyordu.
  • Fakat bu otoritenin içinin boş olduğu ortaya çıkacaktı. Harezm Şahı Muhammet, orta asyalı Cengiz’in kervanına saldırdı.
  • Cengiz, zararının telafisi için elçi gönderdiyse de, Muhammet elçileri ve Cengiz’i aşağıladı. Bunun üzerine Cengiz sefer kararı aldı.
  • Cengiz, kibir ve gurura kapılan Harezm Şahı Muhammed’in ülkesini bir kaç haftada istila etti. Lakin durmaya niyeti yoktu.
  • Komutanlarını karadenizin kuzeyine, Ortadoğu’ya ve Anadolu’ya gönderdi. Yeğeni Hülagü’yü ise Bağdat’ı almakla görevlendirdi.
  • Hülagü Bağdat’tan önce Hasan Sabbah’ın ele geçirilemez diye tabir edilen Alamut Kalesi’ni neft (petrol) yardımı ile ele geçirdi.
  • Ardından Bağdat’a dayandı. Abbasi Halifesi Mutasım’a teslim olmasını ve büyük hana tabi olmasını teklif etti. Mutasım ise gururlandı.
  • Mutasım Hülagü’yü Harezm Şahının yaptığı gibi aşağıladı ve büyük İslam aleminin Halifesi olarak cihat çağrısında bulundu. Kimse gelmedi.
  • Hülagü Bağdat’ı kısa sürede işgal etti. Kütüphane’yi talan etti ve halkı kılıçtan geçirdi. Kelleler kule oldu. Mutasım esir alındı.
  • Hülagü Mutasım’ı kellelerden oluşan kulenin karşısına geçirdi ve kimsenin yardıma gelmediğini söyledi. Hilafet makamı işe yaramamıştı.
  • Moğol yasaları gereği Mutasım bir kraldı ve kanı akıtılamazdı. Bu nedenle Hülagü Mutasım’ı çuvala koydurup atlara çiğneterek öldürttü.
  • İlerleyen dönemlerde Mısır Memlükleri, Hülagü’ye ait iki orduyu yendi. Hilafeti de sahiplendi.
  • Hilafet, Sultan Selim’in Mısır’ı fethine dek Memlükler’de kaldı. Memlükler ortadan kalkınca hilafet makamını Sultan Selim kullandı.
  • Fakat hilafet makamı, İslam Devleti’nin devlet adamlığı makamı olarak değil daha çok manevi ve sembolik bir makam olarak tanınıyordu.
  • Doğuda Safeviler, batıda Berberiler, kuzeyde Kırım Hanlığı ve Hint yarım adasında Babürler birer İslam devletiydi.
  • Lakin bu devletler hiçbir zaman Osmanlı sultanını halife olarak kabul etmedi. Hatta Safeviler Osmanlılarla defalarca savaştı.
  • Osmanlılar ise, halife makamını değil, Padişah makamını kullandılar. Mutasım’dan sonra cihat ilanı yapan bir padişah oldu: Mehmet Reşat.
  • Osmanlı Almanya’nın yanında cihan harbine girince, Halife Mehmet Reşat cihat ilan etti. Lakin bir takım Arap aşiretler kulak asmadı.
  • Halife’nin çağrısına uymak bir yana dursun, Osmalı’ya karşı savaşan İngilizlerin yanına geçip, Halife’ye karşı savaştılar.
  • Savaş bitince, İngilizlerle bir olan Abdülaziz, Abdullah, Şerif Hüseyin, Faysal gibiler kral ilan edildiler. Osmanlı dağıldı.
  • Anadolu’ya geçen bazı Osmanlı subayları direnişe geçerek, dönemin tek bağımsız müslüman devleti Türkiye’yi kurdular.
  • Türkiye, dünyadaki tek bağımsız müslüman ülke olduğundan her daim büyük saygı ve övgüye mahzar olmuştur. Hala daha böyledir. Örnektir.

  • Türkiye’yi vücuda getirenler, olan bitenden ders çıkarıp devleti İslamcılık fikrinin değil Türkçülük fikrinin üzerine inşa ettiler. Hal böyle olunca, hilafet makamının ne olacağı konusu, ortaya çıkmış oldu. Evvela Abdülmecid halife ilan edildi.
  • Fakat halife ilan edilir edilmez, yeni devleti tenkit eden görüşler kaleme aldığı malum olunca, radikal bir kararla hilafet ilga edildi.
  • İlgili kanun: Halife haledumiştir. Hilâfet, Hükümet ve Cumhuriyet mâna ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan hilâfet makamı mülgadır.

Kanunda, hilafet makamının Cumhuriyet kavramının içinde mevcut olduğu, Cumhuriyetin zaten hilafeti kendi içinde barındırdığı yazılıdır.

Yazar; CON SINOV

Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
Anonim
Anonim
3 yıl önce

Keşke sahabeden bu kadar basit söz etmeseydiniz. Cennetle müjdelenmiş bu insanlar basit şahsiyetler değil. Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer demek daha doğru olur. Düzeltilmesi dileğiyle.

mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
1
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x