Avrupa’nın Kalbine Saplanan Bıçak; ‘GLADİO’ – 2 – Türk GLADİO’su

Avrupa’nın Kalbine Saplanan Bıçak; ‘GLADİO’ – 1’inci Bölüm: “Derin Devlet”

Akdeniz’in 2 ülkesinin kaderi GLADİO ile nasıl kesişti?Türk GLADİO’sunun ilk eylemleri nelerdi?

  • Türkiye’de 12 Mart Muhtırası’na giden sürece GLADİO nasıl müdahil oldu?
  • Yazı dizimizin ilk bölümünde NATO içerisinde kurulan GLADİO yapılanmasının “ana odak ülke” olarak İtalya ve Türkiye’yi belirlediğini yazmıştık…
  • Zira İtalya’da 2.Dünya Savaşı esnasında faşistler ile mücadeleleri nedeni ile sol ciddi tabana sahipti ve iktidara gelmesi NATO içinde zaafa yol açabilirdi…
  • Türkiye ise “Komünizm” tehlikesine karşın Avrupa ve ABD’nin NATO eli ile “tampon ülke” ve “ileri karakol” olarak Batı’nın güvenliği açısından komşusu SSCB karşısında konumlandırılmıştı…Ve Dünya’da yükselen sol dalga Türkiye’de ciddi etki yaratmıştı…
  • NATO ve GLADİO Türkiye’de SSCB’ye yakın bir sol iktidarın iş başına gelmesine tahammül edemezdi…İşte bu nedenlerle GLADİO teorik hazırlık aşamasından sonra Akdeniz’in bu 2 stratejik ülkesinde “sahaya indi”…
  • NATO kurulur kurulmaz 1949 yılı itibariyle GLADİO unsurları İtalya’da sağı temsil eden Demokrat Parti içerisinde yerleşmeye ve kök salmaya başladı…
  • 1950’lerin hemen başı ise İtalya’da solun yükselişe geçtiği ve ciddi şekilde iktidara alternatif bir umut olmaya başladığı yıllar olarak tarih yapraklarında yerini aldı…
  • 1953-1958 arasındaki 5 yıllık süre ise İtalya’da sol 2.Dünya Savaşı sonrası en güçlü dönemini yaşamaya başlamıştı…NATO için “Tehlike çanları çalmaya başlamıştı”…
  • Bu dönemde ABD ve CIA eli ile komünist ve sosyalist partiler ile onların adaylarını karalamak için İtalya’ya milyonlarca dolar aktarıldı…GLADİO ilk “yumuşak müdahalesini” yapmıştı…
  • Bu arada GLADİO içerisinde ilk çatlak be tasfiye de yine İtalya’da yaşandı.İtalya’daki GLADİO yapılanmasını oluşturan birimler askeri istihbarat kuruluşu SIFAR’a bağlıydı.SIFAR’ın başında ise Umberto Broccoli vardı…
  • İtalya Savunma Bakanı ise bu tarihlerde Efissio Marros’tu…Bu 2 isim GLADİO birliklerinin “eğitimi” noktasında fikir ayrılığına düştü…
  • SIFAR Başkanı Broccoli daha iyi eğitim verdiği gerekçesi ile eğitimin İngiltere tarafından verilmesi taraftarıydı.Savunma Bakanı Marros ise eğitimi kendisi verirse ücretsiz silah temini taahhüdü veren ABD tarafının eğitimi vermesi taraftarıydı…
  • Aslında bu sahaya inen GLADİO üzerinde ABD ve İngiltere’nin “hakim güç” olmak için verdiği bir güç savaşıydı. Kısa süre sonra savaşın galibi belli oldu. İngiltere yanlısı Broccoli görevden alındı ve SIFAR Başkanlığına ABD yanlısı General Geovanni De Lorenzo getirildi…
  • GLADİO sahada başarısızlığa tahammül edemezdi o nedenle eğitim GLADİO yapılanması için çok önemliydi.GLADİO’nun kendisine ait ilk özel eğitim kampı İtalya’nın Sardunya Adası’nda kuruldu…
  • Kampın adı “Centro Adestromento Guastatari” ydi…
  • Kamp içerisinde yer altı silah depoları,tüneller,liman,su altı taaruz eğitimi için özel alanlar vardı.Kampın etrafı çok yüksek beton duvarlar ile çevriliydi.
  • Kapma “eğitilmeye” getirilen “Gladyatörler” bile nereye geldiklerini bilmiyorlardı ve adaya siyah camlı uçaklarla adaya geliyorlardı…

Burada çok üst düzey eğitimden geçen “Gladyatörler” kısa süre sonra İtalya’nın uzun yıllar sürecek kara yıllarına damga vurmaya hazırlanıyorlardı…

  • Ve “start” verildi…
  • SIFAR Başkanlığı’na getirilen ABD yanlısı General De Lorenzo,1963 yılında Hıristiyan Demokratlar ile İtalyan Sosyalist Partisi tarafından kurulan koalisyonda Savunma Bakanı Andreotti tarafından İtalyan Emniyet teşkilatının en tepesine getirildi…
  • SIFAR Başkanlığına ise Ranzo Rocca getirildi…General De Lorenzo birlikte hareket ederek “koordineli ve planlı” biçimde “Tansiyon Stratejisini” devreye soktu…
  • Hıristiyan Demokratlara ait parti merkezleri ve bu partiye yakın bazı gazeteler bombalandı.Suç ise komünist ve sosyalistlerin üzerine yıkılıyordu…
  • Ancak hükümet istifa etmedi…İstifa gelmeyince General De Lorenzo bu kez tarihe “Piano Solo” olarak geçecek olan darbe planını hazırladı…
  • General De Lorenzo darbe sonrası tutuklanacak ve Sardunya Adası’na gönderilecek bin kişilik bir liste bile hazırladı.Bu arada İtalya’da bir cadı avı başladı.
  • Binlerce kişi takip ediliyor haklarında fişleme yapılıyordu.Özellikle siyasetçilerin yasak aşk ilişkileri için özel dosyalar hazırlandı…
  • Kendisi de İtalya’daki GLADİO’nun kurucularından olan Başbakan Aldo Moro bu hareketliliği ve sonunun nereye varacağını gördü ve gizli bir şekilde General De Lorenzo ile 7 saat süren bir toplantı yaptı…
  • Bu toplantıda Başbakan Aldo Moro ülkedeki tansiyonun düşürülmesi ve darbe manevralarının sonlandırılması karşılığında kabinesindeki halk tarafından çok sevilse de NATO-GLADİO-ABD tarafından “sivri ve tehlikeli” bulunan bazı bakanlarını tasfiye etmeye etmeye razı oldu..
  • Anlaşma sağlanmıştı…General De Lorenzo’nun talimatı ile GLADİO birlikleri “yer altına çekildi” Ama bu uyku süresi uzun sürmeyecekti…
  • Yapılan tüm bu müdahalelere rağmen solun İtalya’daki yükselişi önleyemiyordu…1968 yılında sol İtalya’da yeniden seçim zaferine yürüdü ve GLADİO da bir kez daha “hücrelerini uyandırdı”…
  • Bu kez faşist Junio Valerio Broghese liderliğinde kod adı “TORA TORA” olan darbe planı devreye alındı…
  • Ancak ne olduysa darbenin gerçekleşeceği 8 Aralık 1970 günü gazete,radyo ve parti merkezlerini işgal için ilerleyen birliklere son dakikada ulaşılarak darbe durduruldu…İtalya bir kez daha “Darbe” uçurumunun kenarından dönmüştü…
  • Ama gereken çevrelere gereken mesaj da verilmişti.Bu darbenin niye bir anda durdurulduğu uzun yıllar esrarını korudu…Ta ki 1990’da senatonun hazırladığı rapor için ifade veren mafya liderleri konuşulmaya kadar…
  • Buna göre darbeden SSCB’nin haberi olmuş ve SSCB bu şekilde faşist bir darbe halinde İtalya’ya müdahale kararı vermişti.Saatler ile yarışılırken konu ABD Başkanı Nixon’u bir tercihe zorlamış ve Nixon bizzat darbeyi durdurmuştu…
  • İtalya 1963-1970 arası 2 “GLADİO yapımı” darbe tehlikesini atlatsa da GLADİO istediğini almıştı.Ülkede sol yükselmiş ama bu GLADİO operasyonları ile “iktidar” yapılmamıştı…
  • Ve 1970’lerin başında İtalya’da suikast ve bombalama eylemleri yoğunluk kazanmaya başladı…
  • Ülke bir anda kaos içerisine girmişti…Sokaklarda hergün insanlar ölürken can güvenliği kalmamıştı…Böylece İtalya tarihine “Anni di Piambo” ya da diğer adı ile “Kurşun yılları ” diye geçecek dönem başladı…
  • GLADİO’nın “ana odak ülke” olarak belirlediği İtalya 1970’lere böyle gelirken,GLADİO’nun sahaya indiği diğer krik ülke olan Türkiye nasıl bir süreç geçirdi? Gelin hep birlikte bakalım dostlar…
  • NATO’ya resmi üye okulu ile birlikte ABD ve GLADİO’nun tam hakimiyetine giren Türkiye’de Gladio ilk eylemini 1955 yılında gerçekleştirdi…
  • 1955 yılı Türkiye için özellikle dış politikada Kıbrıs konusunda sıkıntılı günler yaşıyordu…
  • Bu sıkıntılı süreçte bir anda İstanbul’da Rum,Yahudi,Ermeni vatandaşların evlerine çarpı işaretleri konulmaya başlandı…Aynı günlerde kimsenin tanımadığı insanların dağıttığı ve Kıbrıs’ın tamamen Türkiye’ye ait olduğuna dair broşür ve haritalar elden ele dolaşmaya başladı.
  • Ortam giderek gerçekleşirken azınlık vatandaşlarında her geçen gün artan bir korku vardı…
  • Ve İstanbul Express gazetesi çok yüksek bir tirajla ve ciddi bir dağıtımla 6 Eylül 1955 günü Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombaladığını bildiren bir manşetle çıktı…
  • Kimin hangi arada organize ettiği bilinmeyen bir şekilde “izinsiz”olarak Taksim’de bir miting yapıldı.Halk galeyana geldi.Ve nihayet devreye giren “gizli elin” istediği oldu.Miting sonrası galeyana gelen halk azınlıklara ait evleri ve iş yerlerini önce taşladı,sonra yağmaladı.
  • Büyüyen olaylar İzmir’e sıçradı.İlk hedef ise Konak meydanındaki Yunan bayrağı oldu…
  • Polisler olaylara karışmıyor kandilerine gelen şikayetlere sadece “Ben bir şey yapamam” cevabı veriyordu.Çünkü kendilerine yangın dışında hiç bir konuya karışmamaları,müdahil olmamaları talimatı gelmişti…
  • Hatırlamadan da geçmeyelim.6-7 Eylül 1955’te yaşanan bu olayların hemen öncesinde”Özel Harp Dairesi” Başkanı Daniş Karabelen görevinden alındı ve böylesi kritik bir makama atama da yapılmayarak boş bırakıldı.Anlaşılan “birileri” arkalarında sorumlu izleri bırakmak istemiyordu.
  • Yıllar sonra Özel Harp Dairesi’nin efsane komutanlarından Sabri Yirmibeşoğlu “6-7 Eylül olayları ayakta alkışlanacak derecede iyi koordine edilmiş bir özel harp operasyondur” diyecekti…
  • Menderes hükümeti bu olaylar sonrası sıkıyönetim ilan ederken İstanbul Beyazıt,Kadıköy ve Beyoğlu olarak 3 bölgeye ayrıldı…Yağma olaylarına karışanlar mahkemeye çıkarıldılar ama tesadüfe bakın ki(!) hepsinin dosyası düşürüldü,tek bir kişi ceza almadı…
  • Zaten yağmalanacak yerlerin adreslerini halkı galeyana getirmek ile görevli GLADİO unsurları kendi seçtiği kişilere dağıtmış adeta “nokta atışı” yapılmıştı…
  • Yaşanan bu olaylar içeride milliyetçi bir dalga yükseltirken,bu yükselen milliyetçi dalga dış politikada Kıbrıs konusunda mücadele ederken Menderes’e sağladığı kamuoyu desteği ile elini güçlendirmişti
  • Türk GLADİO’sunun yani Özel Harp Dairesinin yurt dışı ilk “Gizli Operasyonu” da yine Kıbrıs’ta gerçekleştirildi…
  • Kıbrıs’ta gerginlik her gün daha da artarken Türk derin devleti elini daha çabuk tutmuş ve Yunan GLADİO’su “Kızıl Koyun Postu”‘ndan 3 ay önce adaya çıkarak sivil unsurları örgütlemeye başlamıştı.Kısa süre sonra Yunan GLADİO’su da adaya geldi ve EOKA’yı kurdurttu…
  • EOKA’nın giderek daha etkin bir hal alması ile birlikte Özel Harp Dairesi Volkan ve Kara Çete gibi örgütlenmeleri gerçekleştirdi ancak silah sıkıntısı yaşanıyordu.. Adada Türk Gladio’su EOKA üzerinden Yunan Gladio’su ile burun buruna gelmişti ve çatışma kaçınılmaz gözüküyordu.
  • Bu noktada Ankara’da çok daha organize,silah ve mühimmat desteği arttırılmış ve iyi eğitimli bir gizli örgüt kurulmasına karar verildi…Örgütün amacı adanın bir bölümünde bir Türk devleti kurulmasını sağlamak olarak belirlendi…
  • İmail Tansu projeyi oluşturarak detaylı bir rapor hazırladı.Raporu kabul edildi ve böylece Kıbrıs’ta görev yapacak “yavru özel harp dairesi” olan Türk Mukavemet Teşkilatı(TMT) kuruldu.
  • Başına da Yarbay Rıza Vuruşkan getirildi.TMT’ilk 4 kişilik “hücresi” 1Ağustos 1958 günü kuruldu…
  • Adaya ilk etapta 5 subay ve 14 astsubay gönderildi.Eğitilecek sivil unsurlar uçakla Türkiye’ye getirilip eğitim sonrası adaya geri götürüldü… Adadaki örgütün silah ihtiyacı ile Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes bizzat ilgileniyordu.
  • Ada’ya silah sevkiyatı için formül şöyle bulunmuştu.Önce ordunun depolarındaki silahlar “çürük” tutanakları ile envanterlerden çıkarılıyordu.Böylece artık silahlar TSK’ya ait gözükmüyordu.Bu silahlar da adaya gönderiliyordu…
  • Bu operasyonda en kritik ve önemli konu ise adadaki “gizli ordu” TMT ile Ankara Özel Harp Dairesi arasındaki bağlantının/iletişimin sağlamadıydı…Bunun için bulunan formül oldukça ilginçti…
  • Türkiye bu iletişimin sağlaması için ABD tarafından NATO ile temas kurulması için verilen telsizler kullandı.Amerikalılar teftişe geldiğinde anlaşılmasın diye telsiz kutularının içerisine içine peynir basılmış tenekeler konularak yeniden toprağa gömüldü…
  • Özel Harp Dairesi yani Türk Gladio’su özel harp tekniklerini bu denli geniş ve yurt dışında gizli operasyon şeklinde ilk kez kullandı… Ve belki de ilk ve son kez ABD ve Brüksel’den bağımsız,hatta gizli olarak “milli” bir operasyona imza attı…
  • Ama bu “etkili ve etkin” biçimde sahneye çıkış süreci kısa sürdü.Çünkü Türkiye 27 Mayıs 1960 sabahı bir askeri darbe ile uyanmıştı ve darbeciler ordudan pek çok subayı da ihraç yahut emekli etmişlerdi.
  • Emekli edilenler arasında Özel Harp Dairesi’nin efsanesi Daniş Karabelen başta olmak üzere Özel Harp Dairesi karargahında üst düzey görevli 10 kurmay subay da bulunmaktaydı.
  • Öte yandan ödenekler de kesilmişti.Başkan atanmayan dairenin tüm sorumluluğu Yarbay İsmail Tansu’ya kalmıştı…
  • Ödeneksizlik had safhaya çıkınca Yarbay İsmail Tansu darbecilerin başbakanlık müsteşarı Alparslan Türkeş ile görüştü.İşte Türkeş’in Türk Gladio’su ile detaylı biçimde tanışarak örgüt yapılanmasına vakıf oluşu ilk kez bu görüşmede oldu.
  • Türkeş,ABD’de gördüğü kontrgerilla eğitimi nedeni ile konuya yabancı değildi ve önemini hemen kavrayarak ödenek sorununu çözdü.
  • Darbe sonrası koalisyonlardan sonra1965 seçimlerinde Başbakan olan Demirel ile birlikte Özel Harp Dairesine ödenekler adeta “akmaya” başladı,ihtişamlı günler geri dönmüştü
  • Demirel MAH’ın başına Fuat Doğu,istihbarat dairesi başına ise Cihat Akyol’u getirdi.Ancak ikili devlet içinde bilek güreşine tutuştu Demirel olaya el koyarak Cihat Akyol’u Özel Harp Dairesi Başkanlığı’na getirdi…
  • 60’ların sonu geldiğinde Türkiye’de sol.çok ciddi bir ivme yakalamış,yükselişe geçmişti.Kısa süre sonra iktidar olması işten değildi.Ama bu NATO için kabul edilebilir bir durum değidi,SSCB’nin yanı başındaki Türkiye sol bir iktidara teslim edilemezdi…
  • Ve GLADİO Özel Harp Daire Başkanı Cihat Akyol’un talimatı ile faaliyete geçti,duruma el konulacaktı.Önce gerekli şartlar sağlanmalıydı…
  • Bir anda gazetelerde “Komünizm” tehlikesi ve korkusu üzerinden propaganda başladı ve ülkücü gençler sokağa döküldü…”Düğmeye basılmıştı”
  • En son bir tıp fakültesini basan ülkücüler orada bir öğrenciyi öldürdüler.Ancak olayda kullanılan silahın ordu envanterine kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Cinayette kullanılan 6815296 seri numaralı silahın Jandarma Teğmen Mustafa İlerisoy’a ait olduğu belirlendi.
  • Ülkede solcular da ülkücü gençlere aynı şekilde karşılık vermeye başladı.Bombalar patlıyor,katliamlar yaşanıyor,cinayetler,soygunlar işleniyordu…Ülke önce kaosa,sonrasında ise krize sürüklendi…Can güvenliği kalmamıştı…
  • GLADİO önce 9 Mart muhtırasını engelleyerek ordudaki solcu subayları tasfiye etti… Sonrasında 12 Mart’ta ABD yanlısı NATO/GLADİO görevlisi subaylar tarafından Demirel Hükümeti’ne muhtıra verildi…Demirel istifa etti…
  • Muhtıra veren ordu Demirel’in ülkeyi sandığa götürmesini engellemişti.Çünkü seçim olsa.i büyük ihtimalle sol zafer kazanacaktı… Ayrıca sol gruplar ile sert biçimde mücadele edecek bir “şahinler” kabinesi kurulması sağlandı CHP’den istifa ettirilen Erim Başbakanlığında…
  • GLADİO yine istediğini almış,solu orduda üniversitelerde tasfiye etmiş,önemli gençlik liderlerini yok etmiş,seçimi yaptırmayarak sandıktan solun zaferle ayrılmasını engellemiş kısacası konsepti ve misyonunun gereğini en iyi şekilde yapmış sol dalgayı Türkiye’de bastırmıştı…
  • Ve daha büyük projelerde 1971 sonrası çok daha aktif rol oynamak üzere kendisini hazırlamaya başlayan GLADİO artık Türkiye’nin “asli yönetici gücü” haline gelmişti…

Evet dostlar AVRUPA’NIN KALBİNE SAPLANAN “BIÇAK”:GLADİO yazı dizimizin 2.bölümünün de sonuna geldik. Önümüzdeki günlerde 3. Bölüm ile buluşacağız Ne diyoruz her floodumuzun sonundaki gibi “Taktirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT’lere yolculuk etsin”

Yazar; Celal Eren Çelik‏

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x