Deniz KUVVETLERİ KOMUTANI her tür izne çıktığında; – Kendisine DONANMA KOMUTANI vekalet eder. – Dz.K.KURMAY BAŞKANI karargahı zinhar terk etmez.
- Ama Kuvvet ve Donanma Komutanları, Kurmay Başkanının
#15Temmuz‘da aynı anda izinde olması hiç dikkat çekmeyecekti. - Deniz Kuvvetlerindeki en küçük bir gelişmede tüm komutanlar harekat merkezine akın eder. İlk bilginin alınacağı, emirlerin genele yayılacağı nokta burasıdır. Komutanın Harekat Merkezini
#15Temmuz günü aramaması alışıla gelmiş bir vaka değildir. - Hrk.Mrk.nin yer tespit yeteneğinin olmadığını en iyi bilen kişi de Kuvvet Kom.dır. Beni bulurlar diye korkmasını gerektirecek 1 durum da yoktu. Kuvvet Komutanının normalde bir yarbaya (emir subayı ve genel sekreteri hariç) tamamen güvenecek kadar samimi olduğu vaki değildir.
- Hadi diyelimki Dz.K.Hrk.Mrk. darbecilerin elinde, darbe sonrasında “acil görev” emri ile atanan güvendiği personele o gün neden Komutanlık geneline çekmeleri için emir vermedi. Hepsi bu imkana sahipti.
- Sadece yapmaları gereken Dz.K.Kom.nın emrini genel kodu ile tüm Dz.Kuv. birliklerine yaymaktı. Kaldı ki, Genelkurmay Başkanı ve diğer Kuvvet/Jandarma Komutanlarının etkisiz hale getirildiğini öğrenen Dz.K.Kom. yazdıracağı “Darbe karşıtı emri” tüm TSK birliklerine adresletmeliydi.
- Kuvvet Komutanı kendisinin terfi ettirdiği amiralleri değil de, bir yarbayı araması da dikkat çekmeyecekti. Ya da yanından ayırmadığı özel sekreterinin o gün yanında olmamasını da kimse sorgulamayacaktı.
Soru; Kim o yarbay…
Cevap; Metazori olarak vatanlarından sürülen, vatanlarına hasret gerçek vatan evlatları… İsimlerini onlar değil Türk halkı yazacak!
Yazar; Halis Tunç