15 Temmuz Sonrasında ‘ATİİİ Şube’ Neler Yaptı? (‘Görevli Personelin İtirafları!’)

Vicdanım susmamı engelledi! Bu nedenle yazıp paylaşmak istedim. Gördüklerimi ve şahit olduklarımı yazarsam kendimi daha iyi hissedeceğimi düşündüm. Acı ama, devletin rütbe verdiği ve önemli koltukları işgal edenler öylesine hukuksuzluklara imza atıyorlar ki, vicdan sessiz kalamıyor! Ben BT Asb.Kd.Bçvş. Ersin Demircan

  • 20 Eylül- 05 Aralik 2016 tarihleri arasında Deniz Kuvvetleri ATİİİ (Adli Takip, İdari İşlem ve İnceleme) Şubede Adli Takip Asb. olarak görev yaptım ve görev esnasındaki hukuk adına sorularım birilerini rahatsız edince beni de aynı çuvala koyup KHK’lı yaptılar.
  • Saygımı hep koruduğum ve koruyacağım kutsalım -Devletim- hukuk yeniden tesis edildiğinde benim ve diğer hukuksuzca tasfiye edilenleri hatırlayacaktır.
  • Kimseden birşey istemiyorum ve istemeyeceğim! Kendini, makamını ve çıkarlarını düşünen ve politikanın seyri ile hareket edip İTİBARINI altüst edenler sedece kendilerine zarar verebilir, bana değil!

Vira Bismillah!

  • Deniz Kuvvetleri ATİİİ Şube: sadece bir şube deyip geçmemek lazım. 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin yaşadığı hukuksuzlukların küçük bir labaratuarı aslında!
  • Şube kısaca; Deniz Kuvvetlerinden personel tasfiye etmek maksadıyla kurulmuş, kuralsız şekilde çalışan ve yapılan hukuksuzluklara kılıf uydurmaya yarayan birim.
  • Yazıma Cihat Yaycı Personel Başkanı olduğunda, yapmış olduğum ziyarette kapıdan girer girmez bana söylediği cümle ile başlamak istiyorum; “Bak gördün mü, benimle daha öncesinden husumeti ve mahkemesi olan herkes ihraç edildi. Hepsi FETÖ’cü çıktı” dedi. ve devamının çok alt seviyelere kadar süreceğini söylemişti! Listelerin çok önceden hazırlandığının ilk kanıtıda bu şekilde ortaya çıkmış oldu.
  • Cihat Yaycı’nın bizzat kendi referansı ile atamamın yapılmasını müteakip ATİİİ Şube’de çalışmaya başladım. Küçük bir odada, seçilmiş 15 kişi gece gündüz neredeyse 24 saat yoğun mesai yapıyorduk.
  • Tabi bu arada şunu değinmeden geçemeyeceğim. Bu seçilmiş personelin büyük çoğunluğu daha önce Balyoz, Ergenekon, Amirallere süikast, fuhuş ve bilimum davalardan yargılanmıs ve hala da yargılanması devam eden kişilerden oluşuyordu.
  • Bir yandan harıl harıl açığa alınacak personel listeleri hazırlanıyor, bir yandan daha önce açığa alınan personelden ifade alınıyor, bir yandan yurt dışı görevinde olanlar geri çağrılıyor, bir yandan gelen ihbar mektupları inceleniyor, bir yandan personel ve ailelerinden gelen mektuplar inceleniyor, bir yandan şubenin yeri yetersiz olduğu için yeni yer bakılıyor, bir yandan bu şubeye yerleştirilmek üzere 5000 kişilik dosya ve dolap siparişi ile uğraşılıyor, Bir yandan yeni kurulacak olan PAİTU sistemi ile ilgili detaylar görüşülüyor, bir yandan da Cihat Yaycı’nın bitmek bilmeyen isteklerine cevap vermekle geçiyordu. İhraç olana kadar çocuğumu gün yüzü ile gördüğümü hatırlamıyorum. 24 saat dilimi yetmiyordu gercekten.

Bundan sonraki kısımlarda ise; görev yaptığım zamanda yaşadıklarımı, gördüklerimi ve duyduklarımı aktaracağım.

  • Atiii subede yine bir ihrac yazisi hazirlaniyordu ve ismini hatirlamadigim bir subayin (15 Temmuz ertesinde gozaltina alinanlardan) ihracina destek olmasi bakimindan cocugunun Conkbayırı kolejinde okudugu bilgisi girilecekti.
  • Once Ebru bnb.; ben o kisiyi taniyorum, iyi ama herkesin cocugu orada okuyor hepsi de Feto’cu degilki dedi, sonrasinda ben cikistim ve dedim ki; Benimde cocugum Anafartalar Kolejinde okuyor, Oran lojmanlarinda kalanlarin yarisi da çocuklarını o okula gönderir. Eğer islem yapacaksaniz benim bu subede bulunmam etik olmaz ya beni bu gorevden alin ya da bunu sebep olmaktan cikartmaniz  gerekiyor.
  • Kuvvet Komutani Bülent Bostanoglu’nun esi de o okula surekli gelip giderdi. Madem oyleydi neden herkese engel olunmadi? Dedikten sonra once Cihat Yayci’ya ordan da konuyu Kuvvet Komutanina aktardilar.
  • Kuvvet Komutani her iki okul icin islem yapilmamasi konusunda direktifte bulundu!

Hukuk yok, ona göre şuna göre işlemler..Yazık.

  • Ucu kendisine de dokunacakti ne de olsa!!! Sözde kuvvetin başındaki kişi! Kendisine dokunacak. Herşeyi sümen altı yaptı, siyasetin emrine uydu ve şimdi de gitti.
  • Tabi Cihat Yaycı kendi uydurduğu FETÖMETRE’sinde çocukların okul durumunu puan hesaplamasına dahil etmekten de geri durmadı.
  • Benim kimseyle hesabım yok ama dilerse Devlet zamanı geldiğinde hesap sorar. 15 Temmuz gecesi deniz kuvvetleri harekat merkezinde nobetci olan subaylari kurtarmak icin ATİİİ Şube’den Ferhat Kazanç cok ugrasmisti.
  • Fakat -anlaşılmaz şekilde- ne kadar mucadele etseler de ne savcilari ne de Cihat Yaycı’yı ikna edememislerdi!
  • Suçlu olup olmadıklarına ve görevlerini yapıp yapmadıklarına bakılmasızın bir yerden emir almışlarcasına herkesi tutuklatmışlardı.
  • O gun nöbetci olanlari neredeyse ihrac ettiler ama Ferhat Kazanç’ın koruduğu kisiler hala ihrac edilmemişlerdi.
  • Ferhat Kazanç her ortamda o kisilerin masumiyeti icin konusma yapıyordu ve diger subaylardan da bu konuda destek almıştı.
  • KHK öncesi isimleri listeye girdikce, bu kişileri bir şekilde cikartiyorlardi. Ama bunu daha fazla devam ettiremedi ve onlar da ihrac oldu!

Kim ne için hangi kanunla ihraç edildi ben hala bilmiyorum. Hukuksuz ve imzasız tasfiye listelerini hazırlayanlara sormak lazım!

  • Cihat Yaycı ATİİİ Şube ilk kuruldugu donemde hepimizi toplayip “devlet bu vatan hainlerinin ailelerini beslememeli, onlarin ailelerinin ac kalmasi icin ihrac etmeliyiz” dedi. Bu konuşmaya tüm şube personeli şahittir.
  • Atama D.bsk. bile hepimizin icinde: “Bu bylock bilgileri ve diger bilgiler size nerden ulasiyor, guvenilir mi bu kaynak” diye sorguluyordu.
  • “Devletin en guvenilir istihbarat kurumunun verdikleri bilgilere inanmayacagimda ya ne yapacagim” diye cevaplamıştı kendi sorusunu. Vicdanın rahatlatmak adına olsa gerek!
  • Tabi bu arada, bizim MİT’e yazdığımız, özellikle Bylock hususundaki hiç bir evrağa Mİt’ten cevap gelmedi nedense… Ne kadar güvenli bir istihbari bilgi olduğunu sizin takdirlerinize bırakıyorum artık.
  • İhrac, tutuklu, gecici gorevle uzaklastirılanlarin kendisi ve ailelerinden gelen mektup sayilari her cuma genkurmay personel bsk.ligina bildirilir ve o da genkur bsk.ina rapor verirdi.
  • Gelen dilekce ve mektup sayilari az oldugunda “bak goruyor musunuz ne kadar hakliyiz ki kimse mektup veya itiraz etmiyor” diye kendilerince gurur duyuyorlardi.
  • Cihat Yaycı bu mektupların hepsini tek tek üşenmeden okurdu. Ben de fırsat buldukça okumaya gayret ederdim. Hele bir Asb. arkadaşın eşinin yazmış olduğu mektup vardı ki tarihe mâl olacak bir yazı kaleme almıştı. İnşallah bir gün tekrar okumak nasip olur!
  • Atiii Şubede “Paitu (personel adli, idari takip uygulamasi) programi kuruldu ve personel ile ilgili elde edilen tum bilgiler (genkur, MSB, Emniyet, ya da Cihat amirala elden teslim edilen istihbari bilgiler adi altinda) fisleme sistemi ile kayit altina alındı.
  • Bylock (bu listelerin hepsi exell dosyasi seklinde A4 sayfasinda ve imzasiz seklinde), bank asya hesap (anne, baba, kardes, kayinlar), sgk kayitlari (cemaat/fetö baglantili isyerlerinde calisan akrabalar), mezun olunan okullar (cemaat/fetö ile baglantili okullardan mezun olan en yakin akrabalar baldiz dahil teyzesinin oglunu bile girmistik bir kisiye), Paitu programindaki personelin sayfasina ayni bilgileri defaaten yazardik. Emniyetten, genkurdan, MSB’den, Elden teslim edilen belgelerden, hepsinden ayni cumle kurgulariyla yazilmis istihbari bilgileri tek tek girerdik.
  • Sadece kapak yazisi farkli olurdu icerik-döküm olarak hepsi ayni idi. Kisinin sayfasi doldukca dolardi. Bu da şubenin ve cihatın elini güçlendirirdi. Bu şekilde yapılması Cihat Y’nin isteği idi.

Hukuksuzluğa kılıf mı acaba?

  • Neden ayni bilgileri tekrar tekrar giriyoruz dedigimde; Sen sadece gir sorma dediler!
  • Sonradan anladim ki bunu bu sekilde yapmamizin tek sebebi; “Bak goruyor musunuz adamin sucunu farkli birimlerden teyit ediyoruz, kisinin suçunun ispatini defalarca onaylatiyoruz goruyor musunuz” demek icinmis.
  • Oysa hersey zaten sahteydi! Hukuki dayanak delil hiç yoktu. Ama listeler her daim artıyordu.
  • İşin en trajikomik tarafı; Emniyetten gelen istihbari bilgi raporlarının kapak sayfasında hep şu cümle yazılı idi: “Bu bilgiler mahkemelerde delil olarak kullanılamaz”.
  • Istihbarat birimlerinden gelen her bilgiye bu not düşülmüş olmasina rağmen Cihat Yaycı bu listeleri fotokopi çektirir, üzerine bir kapak yazısı yazdırır, imzalar atılır sonrada Adli Müşavir vasıtasıyla Cumhuriyet Savcılığına (Tabi bu savcılarda ayarlanmış savcılardı) suç duyurusunda bulunulur biran önce tutuklanmaları sağlanırdı. Bir an önce kisilerin tutuklanması onun işine geliyordu çünkü bu sayede daha rahat ihraç edebiliyordu.
  • Ferhat Kazanç’a sunu sormustum; “elimizdeki bilgiler tukendi herkes icin islem yaptik bundan sonra ne olacak?dedigimde bana cevap olarak; 2000 yilindan itibaren askeri okul sinavlarini inceleyecegiz, tam puan alanlarin hepsi hakkinda islem yapacagiz. Bazi yillarda asil ve yedek kontenjanlar kadar tam puan alan bircok kisi oldugunu tespit ettik onlarla ugrasacagim demisti!
  • Gazete kupurundeki bilgilerden bircok kurmay subay hakkinda inceleme baslattilar! Ne hikmetse kimin cemaatten olduguna dair hemfikirdi bizim subaylar! Ferhat bnb., ebru bnb., her iki bulent yb., en basta da sube muduru olacak kişi!
  • Ferhat “ben adamin yuzunden ve gozunden kimin F.töcü oldugunu bilir ve tanirim” diyordu. Hislerinle mi karar veriyorsun dedigimde hata payim hic yok demisti!
  • Yabanci dil sinavlarinin tum incelemesini ferhat yapti! Bir yil 60 diger yil 80 puan alan kisi hakkinda da işlem yapti.
  • Birisi calisarak kursa giderek bu puana ulasabilir dedigimde bana cevap olarak “imkansiz, birisi bir yilda 20-30 puan yukseltemez, ben kendimden biliyorum, bu imkansiz” diyordu! Öyle ya, Ferhat K. öyle ise, kimse ondan daha iyi olamaz!
  • Evet yine kendi hisleriyle herkesi yakti sonunda! Sonrasında istedigi oldu ve yurtdisi gecici goreve tayin oldu. Tek derdi herkes donsun ben oraya gideyim idi!
  • ATİİİ Şube Muduru Cenk Durmazer Albay yukaridan gelen hicbir sey icin yorum yapmaz yerine getirir ama bize soylenirdi sürekli. Cihat Yaycı’ya hep saydirirdi imali sozlerle!
  • Biraz karanlık-kurnaz ve ne yaptığını çözemediğim biri idi. Cihat Y’nın arkasından iş çeviriyor hissine kapılırdım bazen.
  • Ferhat binbaşı ve Bülent ARDIÇ Yarbay (ZAZA lakapli olan) ile calisirlar herseyden birsey cikartmak icin gece gunduz calisirlardi, bazen eve bile gitmezlerdi neredeyse!
  • Ebru Nilhan Bozkurt Binbaşı, kin duygusuyla herkese saydirir, kafasina koydugu, kendince herkes icin yorum yapar ve etkide bulunurdu! Cihat Y’yi zerre kadar sevmez ve güvenmezdi. Cihat Yaycı’da yanindan ayirmiyor nedense…

Atiii sube ilk kuruldugunda o zaman Deniz Kuvvetleri Adli Müşaviri olan …. Yarbay, surekli bizim subeye gelir gider bilgi alisverisinde bulunurdu!

  • Bir kac gün sonra Cihat Yayci bana; Adli Müşaviri odaya almayin, ne söyleyecekse kapidan soylesin diye emir verdi.
  • Adli Müşaviri cogu hususta usulsuz is yaptigimizi, kanunda olmayan kararlara islem yaptigimizi dile getirip cogu evragin altina imza atmiyordu!
  • Yaklasik 15-20 gun sonra Adli Müşavirin tayini donanmaya cikti. Hemen ertesinde ise sebebini anlamistim. Cunku o gun Paitu sistemine admusun iki cocugunun kapatilan Anafartalar Kolejinde ogrenim gordugu bilgisini girmistik.
  • Oysaki Oran lojmaninda oturanlarin yuzde 70’inin cocugu orda ogrenim goruyordu ve biz sadece 10-15 kisinin bilgisini sisteme girmistik.

Yani adamına göre muamele. Şimdi anlıyorum ki, her kim listeleri oluşturuyorsa zaten önceden herşeyi hazırlamış!

  • Yurdisi daimi gorevden geri cagrilma islemlerini Ferhat Bnb.tek basina hallederdi. Cagrilan insanlar cagrilma sebeplerini ogrenmek icin telefon ile ararlardi ama Ferhat Kazanç Bnb. hicbirine bakmazdi.
  • O donem tlflara sadece ben bakardim zorla bazi telefonlari cevaplamasinı saglardim. Yetkili ve sorumlu o olduğu ve kaçmaması gerektiğini düşündüğüm için!!!
  • Ferhat bnb. Insanlara geri cagrilma sebebini soranlara; rutbe durumuna gore Abicim, kardesim, komutanim, efenim; Inanin suphe edeceginiz bir husus yok sizi 15 Temmuz sonrasinda olusan personel zaafiyetini gidermek tasarrufuyla cagirıyoruz. yoksa sizle alakali hicbir adli islem yok sadece genkurun ve kuvvetimizin tasarrufu! der ve bunlari soylerkende bize bakarak kas goz el kol isaretiyle insanlari kandirmak icin yalan soylemis olmasini alay edercesine gosterirdi! Üzücü ve ama bu duruma hemen tüm şube çalışanları şahittir.
  • Ona inanip gelen insanlarin neredeyse hepsi hapse girdi! Cafer Topkaya Bnb.’nın sureci de tıpkı bu şekilde işlemişti.
  • Israildeki İdari Ateş Kd.Bcvs. Sinan Kececi’yi geri cagirmamizin sebebi; esinin mezun olduğu universite!
  • Tüm Türkiye biliyor ki, kimler nereden kimin okullarından mezun oldu!!!! Acı ama gerçek…
  • Avrupa ulkesinde gorevli bir assubayımızı da ailesinden birisinin Bankasya’da hesabinin olmasiydi (Esi devlet memuruydu ve gorev dolayisiyla esinin yanindaydi. Yeni dogum yapmis birisiydi).
  • Cagrilanlarin hemen hemen hepsi bu tur sebeplerle cagrilmisti ve hepsine Feto’cu yaftasi yapistirilmisti. Ferhat ve digerleri yurdisinda gorevde olanlarin neredeyse hepsini vasifsiz ve calinmis sinav sorulari sayesinde o notlari alarak bu gorevlere atandirildiklarini soyler ve inanirdi. – Hisleri öyle söylüyordu galiba.. NATO ve diğer yurt dışı görevler ile ilgili kaç kişinin yabancı dili yetersiz dendi acaba? Ben cevabı bilmiyorum..

Atiii Subede gorev yaptigim donemlerde şahit oldugum hususlari hatirladikca yazmaya devam edecegim!…

Yazar; Ersin DEMİRCAN‏

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster
mutlakaoku.com | Pdf Kitap İndir | Telecharger Livre GratuitDescargar Libros Gratis | Free pdf download | Kostenlose eBooks |
0
Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Yaz Mutlaka Okunsun...x