15 Temmuz Şeytan Üçgeni! (‘Rıdvan Dilmen-Aziz Yıldırım-Tayyip Erdoğan’)

İYİ ORTA GOL GETİRİR:”RIDVAN’DAN HUBER KÖŞKÜ’NE ADRESE TESLİM PAS…” Eski milli futbolcu ve spor yorumcusu Rıdvan Dilmen bir televizyon kanalına çıkarak açıklamalar yaptı. Dilmen’in açıklamalarında 2 ana başlık öne çıktı. İlki “Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş’tir” açıklaması…

• İkinci başlık ise “15 Temmuz Gecesi’ni Erdoğan ailesi ile Huber Köşkü’ne geçirdim” şeklindeki açıklaması… Şimdi biz Dilmen’in “Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş’tir” açıklamasını bir kenara bırakıyoruz. Zira bu açıklama vatanseverlerin vicdanında mahkum olmuştur…
• Biz Rıdvan Dilmen’in çok daha önemli olan 2.açıklamasına yani 15 Temmuz’da Erdoğan ailesi ile Huber Köşkü’nde olduğuna dair açıklamalarını analiz edeceğiz… Ve bu açıklamalara farklı bir perspektiften bakarak bir “hipotez” ortaya atacağız…
• Öncelikle şunu ifade edeyim… Rıdvan Dilmen “sıradan” bir futbol yorumcusu değildir. AKP iktidarı ve Erdoğan ile kurduğu özel ve yakın ilişkiler kendisini Erdoğan nezdinde “muteber ve özel” olan aynı zamanda operatif olarak kullanılan bir figüre dönüştürmüştür…

Analizimizin ilerleyen safahatında hatırlamanızı isteyeceğim bir not düşelim buraya şimdi…

• 3 Temmuz sürecinde Aziz Yıldırım’ın hapse girmesinin hemen ardından adeta kulübün hem teknik direktörü hem başkanı durumuna gelen Aykut Kocaman ile dönemin Başbakanı Erdoğan’ı buluşturan aynı Dilmen’dir…
• Keza Aziz Yıldırım hapisteyken kendisini defaatle ziyaret ederek Yıldırım ile Erdoğan arasındaki haberleşme köprüsü vazifesini gören de Rıdvan Dilmen’dir…

• 3 Temmuz sürecindeki bu “köprü elemanı” vazifesini başarı ile yerine getiren Dilmen hem Erdoğan’a rüştünü ispat etmiştir…
• Rıdvan bu “üstün hizmetleri” ile Aziz Yıldırım’ın kendisine olan hayranlık ve sevgisini,bağlılık ve çıkar ilişkilerine bağlı bir “bağımlılık” haline dönüştürmeyi başarmıştır…
• Şimdi bu söylediklerimizi bir köşeye not ederek,gelelim 15 Temmuz gecesine… Ben Rıdvan Dilmen’in açıklamalarını dinlediğimde bazı çevrelerin ve bazı dostlarımızın aksine şaşırmadığım gibi bazı taşlar çok daha net biçimde kafamda yerine oturdu…
• Tabii şu soruları sormak gerek öncelikle… Erdoğan 15 Temmuz gecesi Marmaris’te değil miydi? Rıdvan’ın “15 Temmuz gecesini Erdoğan ailesi ile Huber Köşkü’nde geçirdim” açıklaması Marmaris senaryosunu çökertmez mi?Rıdvan saat kaçta Huber Köşkü’ne girmiştir?

• Ama tüm bunlardan daha önemlisi karşımızda tüm çıplaklığı ve çarpıcılığı ile “Ülke bir darbe girişimi ile karşı karşıyayken, Erdoğan’ın can güvenliği dahi yokken, ülkede büyük bir kaos ve telaş hakimken Rıdvan Dilmen’in Huber Köşkü’nde ağırlanması nasıl izah edilir?” sorusu var.
• Rıdvan Dilmen ile Erdoğan o kargaşa içerisinde Türk futbolunun geleceği, federasyon seçimleri, ikisinin ortak tutkusu Fenerbahçe’nin son durumu ya da Milli Takım’ın Dünya Postası’na katılma şansı hakkında sohbet etmiş olamazlar değil mi?
• Tabii ki Erdoğan ve Dilmen’in futbol sohbeti yapmadığı aşikar… Ama Rıdvan’ın Huber Köşkü’nde oluşu anormal değil tam tersine normal… Çünkü Rıdvan Dilmen orada “spor yorumcusu” Rıdvan Dilmen olarak bulunmuyor…
• Rıdvan Dilmen, spor yorumcusu kimliğini bir kenara bırakmış ve 15 Temmuz gecesi “irtibat elemanı” kimliğini taşımıştır ve o kimlik ile 15 Temmuz gecesi Huber Köşkü’nde Erdoğan ile beraberdir…

Şimdi biraz daha detaylandıralım analizimizi ve hipotezimizi… Filmi de 15 Temmuz gecesinden yaklaşık 4-5 ay öncesine doğru saralım…

• 15 Temmuz’dan 4-5 ay önce arka planı 2 sene daha önceye dayanan şekilde Türkiye-Rusya yakınlaşması üst düzeye çıkmıştır….
• Düşürülen Rus uçağının hemen ardından Erdoğan’ın Putin’i ikna için Moskova’ya gönderdiği Perinçek ve emekli generallerden oluşan Avrasyacı ekip “Rus Derin Devleti’nin 1 numarası” Alexander Dugin ile görüşmeler yaparak 5 kapalı toplantıya katılmışlardır…
• Bu görüşmeler sonucunda Dugin kanalı ile Putin krizin büyümemesi konusunda ikna edilmiştir. Ama bu görüşmelerde Perinçek ekibinin Ankara’dan Moskova’ya getirdiği diğer önemli mesaj daha vardır…
• Mesaj Erdoğan’ın Rusya ile işbirliğine hazır olduğu ancak ordu içerisinde Amerikancı bir grubun darbe hazırlığı içerisinde bulunduğu, Türkiye’de yaşanacak böylesi bir darbenin Amerikancı olacağı ve Rusya ile işbirliği ile Avrasyacı kanadın etkin hale gelmesine bu kadar yaklaşılmışken Türkiye’nin yeniden Amerika’nın kucağına iletileceği şeklindeydi…
• Rusya’dan özellikle 2 konuda istekte bulunuldu. Bu konular İstihbarat ve savunma sistemleriydi… Ve Putin özellikle Dugin’in de telkinleri ile ikna oldu…
• Türkiye ile Rusya ile S400 görüşmeleri 15 Temmuz öncesindeki süreçte başladı… Ve Rusya Türkiye’ye “istihbarat” desteği sağlamaya başladı…
• Ordu içerisindeki hareketlilik biliniyordu ve Perinçek ekibi Dualar ile bu konuda hazırlık yapıyorlardı… Bir diğer hazırlık savunma sistemleri konusundaydı… Rusya ile Türkiye savunma sistemleri üzerinden de işbirliği yapma konusunda anlaştılar…
• Peki Rusların tank, top, helikopterden tutun da s400’ler konusunda Türkiye’de yetkilendirdiği TEK isim kimdi?
• Ruslar’ın silah konusunda Türkiye içerisindeki tek yetkili ismi AZİZ YILDIRIM’dı…

Evet yanlış okumadınız… Bütün servetini NATO müteahhidi olarak yapan Aziz Yıldırım son 20 yıldır Rusya’nın silahları konusunda Türkiye’de yetki verdiği tek isim. Yıldırım’ın izni olmadan Türkiye’ye değil tank,top,füze tek bir Kalaşnikov mermisi satmanız mümkün değil…

• Aziz Yıldırım bu stratejik silaj ticareti işini yaparken çok grift bir ilişkiler ağı kurmuş bir isim. Aynı zamanda Rus derin devleti ve istihbaratı ile çok çok yakın ilişkileri var. Hatta şöyle söyleyelim; bugün Yıldırım’ın etki ve nüfuzu Moskova’da İstanbul’dakinden daha fazla.

Şimdi bu arka plan bilgilerine vakıf olmadan Rıdvan Dilmen’in 15 Temmuz gecesi Huber Köşkü’nde ne aradığını sorgularsak şaşırabiliriz. Ama bu bilgiler ile sis perdesi biraz aralanır…

• Rıdvan Dilmen demek Aziz Yıldırım demektir… Bunu bilmeden ya da göz ardı ederek yorum yapanlar yorumlarını boşa yaparlar… İkili arasında karşılıklı girift bir “bağımlılık” söz konusudur.

• Peki dönelim Perinçek grubuna tekrar… Perinçek grubu ordunun darbe girişiminde bulunacağını biliyor. Hatta 14 Temmuz günü bunu emekli albay Atilla Uğur tarafından detayları ile Yeni Şafak gazetesine bildiriyorlar…
• Perinçek ekibi “Hazırlıklı”…Ruslardan alınan istihbarat yardımı ile gelişecek darbe karşısında alınacak pozisyonu belirlemiş ve Yeni Şafak üzerinden Erdoğan ile paylaşmışlar…
• O esnada ilginç bir isim Türkiye’ye gelmiş hemen darbeden 1 gün önce… Erdoğan-Putin uzlaşmasının Rus tarafındaki mimarı olan Rus Derin Devleti’nin 1 numarası Alexander Dugin…
• 15 Temmuz gecesi olaylar başladığında askeri engelleme planında koordinasyon Dugin’den Perinçek ve emekli Avrasyacı generaller ekibine geçiyor…
• Ama işin bir de istihbarat boyutu var ve Dugin Türkiye’de daha fazla dikkat çekmek istemiyor. İstihbarat noktasının ana başlıkları ise Erdoğan’ın can güvenliği ve gece boyu izleyeceği güzergah ile güzergah esnasındaki korunması ve tabii yaşananlardan haberdar edilmesi…
• İşte bu noktada devreye önce Aziz Yıldırım giriyor. Dugin bu istihbarat koordinasyonunu Türkiye’de güvenebileceği sayılı isimden birisi olan Yıldırım’a devrediyor…
• Dikkat ederseniz Aziz Yıldırım’dan 15 Temmuz gecesi ile ilgili çok detaylı bir açıklama gelmedi… Çünkü Yıldırım yaşadıklarını anlatamaz…
• Aziz Yıldırım’ın koordinasyonu sağlaması için alanda olması gerektiği büyük ihtimal… İşte o zaman da devreye Rıdvan Dilmen giriyor…
• Yıldırım, önce Dilmen’i arayarak gelişmelerden haberdar etti ve Dilmen’i Erdoğan’ın yanına Huber Köşkü’ne yönlendirdi. Sonrasında Erdoğan’ı arayarak Dilmen üzerinden irtibat kuracaklarını ve kendisinin bilgilendirileceğini söyledi…
• Rıdvan Dilmen “güvenli” bir şekilde Huber Köşkü’ne ulaştırıldı. Ve bir kez daha “irtibat elemanı” rolüne soyundu…

Şimdi bazı dostlarımız “Yıldırım niye Erdoğan’ı kendi arayıp bilgi vermek yerine Rıdvan’ı göndersin ki?” diye sorabilir…

• Çünkü o gece gerek CIA gerekse Cemaat’in emniyet istihbarat ile MİT’teki bazı uzantılarından emin olunamadı… Erdoğan’ın telefonunun dinlenilme riskine karşı irtibat Rıdvan üzerinden daha önceden anlaşılan şifreli biçimde sağlandı.
• O gece CIA, MİT yahut Emniyet İstihbarat’ın Yıldırım ve Dilmen’i teknik takibe almak aklına gelmeyecekti doğal olarak…

Peki Rıdvan bu açıklamayı bilmeyerek, tesadüfen mi yaptı?

• İsterseniz dün internete düşen ama Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’ın muhtemelen daha önce haberi olan Infantino-Fenerbahçe arasındaki geçen yazışma belgeleri ile Dilmen’in açıklamasının zamanlamasına bakarak bu soruyu tekrar sorun dostlar… 🙂
• Yıldırım kamuoyuna sızacağını bildiği bu belgeler sonrası düşeceği zor durum ve hatta yeniden başkan seçilememe riskine karşı Rıdvan Dilmen’e “Erdoğan güzellemesi” yaptırdı-Deniz Gezmiş açıklaması-

Bir yandan da Huber Köşkü açıklaması ile Erdoğan’a 15 Temmuz gecesi hatırlatılarak mesaj verildi. “Şimdi ben zordayım, sen desteğini ver” mesajı ile Erdoğan’ın siyasal desteğini alma stratejisi hayata geçirildi.

• Bu arada Marmaris senaryosu çökmüş falan da değil. Orada RUS uçaklarının Erdoğan’ı korumak için görevlendirilmesinden, S400’lerin her hangi bir F16 tehdidine karşı hazırlanmış olmasına kadar saati saatine korunması gereken Erdoğan’ın güvenliği Rusya’nın büyük yardımı ile sağlandı.

Evet dostlar bizim yazdıklarımız Rıdvan Dilmen’in beyanının doğruluğu esas alınarak yapılan bir analiz ve yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bir “Hipotez”. Hipotezin temel kuralı ise ispata muhtaç oluşudur.”İspatlanamayan hipotez tez olmaz,teorem olarak kalır”

• Bizim analizimizi ve hipotezimizi beğenebilir katılabilir yahut eleştirip katılmayabilirsiniz. Neticede yazdıklarımız analiz ve hipotez olduğuna göre şahsi değerlendirmelerimizi ve bir fikri bakış açısını ortaya koyar…
• Dediğimiz gibi isterseniz katılabilir,isterseniz eleştirebilirsiniz zira hipotez dediğimize göre bizim de bir kesinlik iddiamız yok. Ama kimse bizden Huber Köşkü’nde 15 Temmuz gecesi futbol sohbeti yapıldığını sanmamızı beklemesin…

Evet dostlar ne diyoruz her floodumuzun sonundaki gibi “Taktirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT’lere yolculuk etsin”