Bugün Hava Kuvvetleri eski Komutanı Abidin Ünal’ın dinlenmesine başlanmış. Sorulara karşı Ünal’ın cevapları evlere şenlik. “İki yıldır bu anı bekliyordum” ; https://t.co/TZeiGVch3d
- “Ünal, Başkan Giray’ın soruları üzerine hava sahasının kapatılması konusunda Genelkurmay’dan kendisini arayan olmadığını, sonrasında kendisinin iki kez Genelkurmay Başkanını aradığını, ama dönüş olmadığını söyledi.” Ne kadar da rahat değil mi?
- Hava Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla, o makam sanki kendisine piyangodan çıkmış gibi sadece iki kez aradığını ve dönüş olmadığını beyan ediyor ve sanki birşey olmamış gibi düğüne devam edebiliyor! İki ihtimal var ya biliyordu, ya da gerçekten o rütbeler ona fazlaymış!
- Takdir edilecektir ki, hava sahasının kapatılmasıyle sürekli olan bir durum değildir. Büyük bir olay olmalıdır ki bu olay gerçekleşsin. Bir soru da ben soracağım bu konuda. Hava sahası neden sadece askeri uçuşlara kapatıldı? Neden tüm uçuşlara kapatılmadı?
- “..özel telefonunun pin koduna geçtiğini, bu yüzden hep resmi telefonunu kullandığını, gelen timin başındaki binbaşıyla görüşmesine dair 20 dakikalık görüntünün kayıp olduğunu, bulamadığını…” Farkettiniz mi nemli olan herşey ya bulunamıyor ya da oldu bittiye getiriliyor!
- Bir avukat; gelen timlere, “Beni nereye götürüyorsunuz?” diye sormamasına dikkat çekip, “Özür dilerim, bir astsubay odanıza giriyor. S….. çık dışarı demeniz gerekmez mi?”
- Ünal; “”Gelenlere kimden emir aldıklarını sordum. ‘Çıkın’ diye bağırdım. İkinci ekibin başındaki kişiyle konuşmaya çalıştım” karşılığını verdi.
- Bir başka avukat da götürülürken, gayet sakin olduğunu hatırlatınca Ünal, “Beni götürenler silahlı. Onlarla bilek güreşi yapmam mı bekleniyor?” Orgeneral rütbesine gelmiş ama YÜREK YOK!
- Kendisi bir çırpıda teslim olmuş, hiç direnmemiş, eli cebinde çıkıp gitmeyi ONURSUZLUK saymayan Orgeneral rütbesindeki adam bakın daha yeni kursiyer teğmenle nasıl konuşuyor davada…
Yıldız:O sabah beni niye uyarmadınız?
Ünal:Geçmiş olsun o saatten sonra. Neyi uyaracaksın? Kim kimdir, nedir bilmiyorsun.
Yıldız:Benim yaşımın iki katı tecrübeniz var. Siz bile anlamamışsınız, benim anlamama imkan var mı?
Ünal: Sen bana sordun mu?
Yıldız: Ben Orgenerale çıkıp da burada ne yapıyorsun deme durumum var mı?
- İşte Teğmenin söylediği bu durum TSK’nın gerçeğidir. Kim ne derse desin olan biten tam olarak da budur. Askerlik yapan herkes bilir ki; Askerde üst emir verir ast ikiletmeden yapar!
- Durumun vehametini anlamadığını iddia ederek düğünden ayrılmak yerine sadece iki kez arayarak düğüne devam eden 46 yıllık bir Komutan yargılanmadan hayatına devam ederken, sadece emirleri yerine getiren bir Teğmenin hapsedilmesi HUKUKSUZDUR, AHLAKSIZLIKTIR, ONURSUZLUKTUR!
Eşi hapiste olan Av. Kaya, “Demek o gece bildiğimiz, başımızı rahatça yastığa koymamızı sağlayan TSK YOKMUŞ! O gece SİZİN ENGEL OLAMADIĞINIZ BOMBALAR BİR YERE DÜŞERKEN, MEĞER BİZİM OCAĞIMIZA DÜŞÜYORMUŞ!” diyerek tepkisini göstermiş ve eklemiş.. “Eğer ki, 10 yaşımdaki kızım bana, ‘SEN NASIL ABUKATSIN Kİ 2 YILDIR BABAMI GETİREMİYORSUN’ diyorsa, 46 yıllık bir komutanın bu sorulara cevap vermesi gerektiğini düşünüyorum. Siz o gece titrinize yakışır şekilde önlemlerinizi aldığınızı düşünüyor musunuz?”
- Abidin Ünal ise cevaben; “Evet aldım. O gece bildiğimiz TSK yok, ihanet vardı” diyor. Tablo korkunç! Hava Kuvvetleri Komutanlığı makamı layık grülmüş bir Orgeneral mahkemede bu cevabı verebiliyor ve elini cebine atıp mekandan sallana sallana çıkabiliyor!
- Onurdan şereften, subayın taşıması gereken meziyetlerden saatlerce bahsedecek bu şahıs, herkesin önünde elimden geleni yaptım diyor. Akın Öztürk’ü arayıp, “Gidip bir baksanız neler oluyor” demek görevini yerine getirmek midir? O zaman sen kalksaydın da o otursaydı o koltuğa!
- Av. soruyor; “Akın Öztürk’ün bilek güreşi sertifikası mı vardı, bilek güreşi yapabilecek durumda mıydı ki, Akıncı Üssü’ne gitmesini istediniz?”
- Ünal; “Cevap vermiyorum” diyerek geçiştiriyor. Ne kadar doğru bir soru ve ne kadar beklendik bir cevap!
Sadece bu mahkemede sorulan sorular ve alınan cevaplar bile Abidin Ünal’ın bu düzmece senaryonun bir parçası olduğunun ve hatta o gün ve gecesinde yaşananların saçma sapan bir TİYATRO dan ibaret olduğunun göstergesidir. Daha başka söze ne hacet, Ünal söylemiş zaten hepsini!.
Yorum;Abidin Ünal Akıncı üssünde esir ama eller cepte gayet keyifli. Sahi darbeciler sizi neden kelepçelemedi? Neden telefonunuzu almadı? Bu işin neresindesiniz?
Bu haber ile ilgili olarak şu yazılanları da da mutlaka okumanızı rica ediyorum. Ünal’ın inkar ettiği tüm hususlar ispat edilmiş! 15 Temmuz’da Abidin Ünal “Bu çocukları yormayın, akşama yorulacaklar” Dedi mi?
Bu Konu, Engin BÜKER @BukerEngin Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…